✾39

287 38 36
                                    

Harin, Cennet demekti.

Cennet gibi kokusuyla sanırım Chan bu adı koymak istemişti.

Ben hastaneden çıkalı 2 hafta oluyordu ve eve kimsenin gelmesini istemiyordum. Sanırım Chan ve çocuklarımla beraber vakit geçirmek istiyordum.

Kucağımdaki Harin dudaklarını tişörtümün üstünden göğsüme sürtüyordu. Jeongine hamileyken gittiğimde hamilelikten dolayı vücudumun değişiklikler yaşayabileceğini söylemişti. Süt üretimi elbette vardı ama o vücudun kendini yenileme süreci olduğunu belirtti bana. Yani kısaca çok ama çok mecbur kalmadıkça emzirmemem gerekiyordu. Zaten o kadar az sütle doymazlardı ki.

"Gamzelimm!" Merdivenlerden aşağı inerken chanın dediklerine dikkat etmeye çalışıyordum.

Başına dikkat et,

Kolunun bükülmediğinden emin ol,

Sarsmamaya dikkat et.

Bunların yeterli olduğunu söylemişti chan. Merdivenlerden indiğimde chanın mutfakta olduğunu görmüştüm. Hannahı pusetin içine koymuş, zıbını hariç her şeyi çıkarmıştı. Biberonda süt hazırlıyordu.

"Harin acıkmış" dedim hafifçe.  "Hannah'ın neden üstünü çıkardın ki?"

"Bunalmış benim güzel kızım. Gerinmekle meşgul bak" Başımı ona çevirdiğimde kızımız minik kollarını kaldırarak gerinmeye çalışıyordu fakat daha çok küçüktü. Kıkırdadım onun haline. Harin kucağımda bir babasına bir de bana bakıyordu. Ama hayır, gözü biberondaydı.

Chan Harini kucağımdan alıp biberonla beslemeye başladığında hayran bir şekilde ona bakıyordum. Öyle güzel bir babaydı ki, sanırım ona tekrar tekrar aşık oluyordum.

Hannah bulunduğu yerden babasına bakmıştı. İlk önce kaşları hafifçe çatılmış, dudakları büzülmüştü. Çekik gözleri sanki kaybolmuştu. Kesin ağlayacaktı.

Ve evet, ağlamaya başladı. Tabii 3 haftalık bir bebek olduğunu düşünürsek sesi çıkmıyordu ama onlar ağlayınca kalbim sızlıyordu. "Bekle eğilme sen" biberonu tezgaha bırakmış, pusetin tutulacak yerinden tutup tezgaha çıkardı. Sonra biberonu alıp Harini doyurmaya devam etti.

Cezvenin içindeki sütü boş olan biberonlardan birine doldurup pusetin içindeki hannahın dudaklarına değdirmiştim. Hemen lıkır lıkır içmeye başlayınca gülümseyerek chana baktım. Bana o güzel gülümsemesiyle bakıyordu. "Az sonra uykuları gelir, sonra senin dikişlerine krem sürerim. Sonra dünyanın en güzel annelerinden biri olduğun ve olacağın için seni öpücüklere boğarım. Hm? Olur mu?"

"Olur" 
Beni öpmek için yaklaştığında mutfak tezgahına yaklaşıp beni öpmesine izin verdim.

"Harin sana Hannah bana benziyor...Tam da hayal ettiğimiz gibi değil mi güzelim?"

"Öyle" dedim. "Tanrıya her gece dua etmiştim bir kızım olsun, Chana benzesin, diye."

"Ve tanrı senin gibi masum birinin istediğini kabul edip ve küçük versiyonununu vermiş baksana" Kucağında çoktan uyumaya başlayan Harini gördüğümde bana benzediğini daha yeni farkediyordum sanki. "Harini yukarı beşiğine götür hadi. Ben de Hannahı uyutup getiririm hemen"

 Mockingbird ✾MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin