Fark ediş

317 28 2
                                    

          7. Bölüm
                   "  Fark ediş  "

 
Lena Arın.

O Dağ ayısı Naz'ı kucağına almış ve çıkıp gitmişti. Tepegöz'ün sesiyle irkildim.

"Evet kaldık mı baş başa" dedi ve üstüme yürümeye başladı.

İstemsizce bir adım geriledim. Bir adım daha yaklaştı bir adım daha geri atınca sırtım duvarla buluştu. Şimdi dövüşsem alır mıydım bu savaşı. Şöyle bir süzdüm onu. Mümkünatı yoktu kazanmamın. Adam çok iriydi. Fazla iri siyaha çalan kahverengi gözleri, kömür karası saçları, spor salonunda baya bir zaman geçirmiş olmalı ki fiziği aşırı iyiydi. Hele ki o kol, ve karın kasları. Birçok kızı etkileyebilecek ama bir o kadar da korkutabilecek bir adamdı bu Tepegöz. Zıtlıklarla dolu bir adam. Hem çekici hem korkutucu. Normal şartlarda tanışmış olsak etkilenebileceğim bir adam ki ben kolay kolay etkilenen biri değilim. Ama ben bu adamı nerden hatırlıyorum ki.

Ayakkabısının ucu ayakkabıma değecek kadar yaklaştı. "Bas git. Yaklaşma bana elimde kalırsın" dedim hırçın bir tavırla.

Sırıttı Tepegöz "Aaa niye öyle diyorsun ki. Hem seni dışarıdan gören de cici bir kız sanır" dedi fazla eğlenir bir tavırla.

Yüzümde bir sırıtış belirdi "Senide dışarıdan gören adam sanır ama işte görünüşe aldanmamak gerek" dedim kendimi tutamayarak.

Korktuğum zaman daha da hırçınlaşıyordum. Diğer insanlar ağlar titrer falan bende ters olan şey ne acaba. Yada ben mi tersim onları mı?

Karşımda dikilen herifi ittim. Sarsılmadı bile. Kazanamayacağım savaşa girmezdim. Eğer öyle bir halt yediysem de gurur yapmaz kaçardım hemen. Benim düşünmem gereken bir Naz'ım vardı. Onun için her şeyden vazgeçerdim.

Kaçmaya çalıştım ama iki eliyle duvarı tuttu. Elinin altından çıkmaya çalıştım bu sefer de ayağıyla kapattı yolumu. Şansımı deneyip döveyim dedim ellerimi tuttu bir eliyle sıkıca. Tekme atayım dedim ayağıyla engelledi ayaklarımı nasıl başardıysa. Eee ben boşuna Tepegöz demiyorum. Son şans olarak kafa atayım dedim kıl payı kurtuldu ve bir eliyle de başımdan tuttu. Hiçbir şey söylemiyordu. Öylece beni tutmuş yüzüme bakıyordu. O gece karası gözlerine baktım. Şimdi hatırlamıştım. Bunlar herkesin korktuğu, acımasızlıklarıyla ün salmış ve buna rağmen polisin yakalayamadığı mafyalar. Efe Duran, Atalay Demirel ve Berat Ünal dı.

Derince yutkundum. Biz ne işe bulaşmıştık böyle. Şu ana kadar birşey yapmamış olmalarının tek sebebi hayatlarını kurtarmış olmamızdı. Umarım Naz uslu durur yoksa...

Hayır olmayacak birşey kendini korumayı öğrendi sonuçta. Gerçi bunların karşısında ne kadar şansımız olabilir ki. Karşımdaki adamın dalıp gittiğini anladım yavaşça kaçmaya çalıştım ama olmadı. Beklemediği anda kafa attım ve bu sefer oldu dudağı patladı gerçi 2 metre olmasaydı burnunu karardımya neyse.

O kadar vurdum sadece yüzünü buruşturdu bu adamın gerçekten bir dev olduğunu düşünmeye başladım. Ellerimi bıraktı ama uzaklaşmadı, aksine daha da yaklaştı.
Ve birden üstümdeki ceketi çıkardı.

Ne olduğumu şaşırdım. Öylece kalakaldım.

"Uzak dur benden yaklaşma. Kafanı patlatırım. Hele bir elini sürmeye-" demiştim ki benden uzaklaşıp dolabından kendine ait olan bir ceketi suratıma fırlattı.

"Al giy şunu etrafı daha fazla kirletme" dedi.

Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Çok emindim oysa ki bana zarar vereceğinden.

"Ben nerde yatacağım" diye sordum.

Bir yastık ve battaniye fırlattı "Yerde yatacaksın"

Göz devirmekle yetindim, şimdilik.

Aşk engel tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin