Bedenleri esir alan toprak

332 28 21
                                    

22.Bölüm
         "  Bedenleri esir alan toprak  "

Atalay Demirel.

Sessizce ilerledik. Hastanenin yanında durduk. Lena indi arabadan. Bende peşinden indim.

"Hayırdır sen nereye" kaşlarını çatarak sordu.

"Canım karımı ilk iş gününde arabadan uğurlayacak değilim ya!" sırıtmadan edemedim. Kafamı kırmasa iyidi.

Hayret verici bir şekilde birşey demedi. Göz devirmekle yetindi. On gündür bir tuhaftı zaten.

Mesela sövmüyor, dövmüyor, küfür etmiyor, kaçmaya çalışmıyor, yemek bile yapıyordu. Tuhaftı. Çok tuhaf.

Hastanede içeri girdik. Efe ve Naz da gelmişti.

"Eee hadi siz gidin artık. Bizde işimizin başına dönelim" yine tuhaftı. Normalde 'Siktirin gidin artık' demesi gerekiyordu. İlginç. Bir o kadar da tuhaf.

"Uslu durun. Kaçmayı unutun. Akşam altıda geliriz almaya" dediğimde sadece kafa sallamakla yetindiler.

Etrafa şöyle bir göz attım. Güzel, adamlar gelmişti bile. Bir sorun yoktu.

Hastaneden çıkıp arabalara bindik. Şirkete doğru yola koyulduk.

Bir şarkı açtım kafamın dağılması için. Zira içimde tuhaf bir his vardı. Sabahtan beri bir türlü atamıyordum içimden. Boğuluyordum düşündükçe. Her şey üstüme üstüme geliyordu sanki. Sanki ona birşey olacakmış gibi...

Hızla başımı iki yana sallayıp düşüncelerden kurtulmak istedim. Olmadı. Camı açtım. Evet Aralık ayının dondurucu soğuğunda camı açtım. Soğuk bir nebze de olsa kendime getiriyordu.

Akşam olmuştu ama bu can sıkıcı hissi bir türlü içimden atamıyordum. İyice kafayı yeme noktasına gelmiştim. Paranoyak olmuştum resmen bir günde. Ben ne ara bu kadar bağlanmıştım bu küçük vahşiye. Derin sıkıntılı bir nefes verdim. Hastaneye gidene kadar kafayı yemesem iyidi. Hadi hayırlısı.

...

Sonunda hastaneye gelebilmiştik. Arabayı park edip indim. Hastanede bir hareketlilik vardı sanki. Tamam hastane burası da bu başka bir şey gibi.

Yada ben sonunda balatayı sıyırdım.

"Selim" buradaki korumaların başıydı Selim.

Telaşlı bir şekilde, çekine çekine yanıma gelmeye başladı. Baktım ona, yüzüne. Deminki lafımı düzeltiyorum. Korka korka yanıma geliyordu.

Kaşlarım çatıldı. " Ne oluyor"

"Yenge hanımlar yok efendim" başı yerde, ellerini bir birine kenetlenmiş bir şekilde bakıyordu bana.

Gözüm seğiriyordu. Dişlerimi sıktım. "Boğazını kesmemem için tek bir neden söyle"

Sustu. Benim şalterler tamamen attı. "Ne işe yarıyor sunuz lan siz. Yalı kazığı diye mi diktim lan ben sizi buraya" bir yumrukta yere serildi tipini siktiğimin herifi.

Yakasından tutup kaldırdım. Bir yumruk daha attım. Bir yumruk daha. Bir tane daha.

"Dur ne yapıyorsun. Bırak. Daha önemli işlerimiz var" elimdeki adamı alıp başka bir adama doğru savurdu.

"Al şunu gözüm görmesin" diye de ekledi Efe.

"Bunca adam iki kıza sahip çıkamamış. Ne işe yarıyor lan bu tipini siktiklerim. Kızlar elini kolunu sallayıp bunca herifin arasından kaçmayı başarıyor. Bu sikiklerin ruhu duymuyor" öfkeden çatacak yer arıyordum.

Aşk engel tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin