Yola getirmek için ceza

437 30 15
                                    

13.Bölüm. 
            " Yola getirmek için ceza  "

Naz Arkın.

Aşağıda o ikisi hararetli bir kavga ediyorlardı. Durduk. Atalay bizi fark edip bu tarafa gelmeye başlayınca Lena elimden tutup beni arkasına çekti. Yanımızda duran küçük sehpanın üzerindeki vazoyu eline aldığı gibi elimden tutup kapıya doğru koşmaya başladı. Beni de peşinden sürükleyerek tabii.

Lena'nın "Sakın durma ve sakın elimi bırakma" diyen endişeli sesine kafa sallamakla yetindim.

Efe "Durun" diye bağırıyordu.

Tabii ki durmuyorduk. Koşarak evden çıkıp evin bahçesine çıktık. Korumalar hızla silah çekti. Lena'yı zerre korkutmadı bu durum. Ben hafiften bir tırsmıştım tabii.

"Korkma hiçbir şey yapamazlar. O iki herifin karısıyız. Göt korkusundan ellerini bile süremezler" derken yüzünü buruşturarak bu durumdan hiçte memnun olmadığını göstermiş oldu.

Lena önündeki adamın eline tekme atıp silahı düşürdü ve bana doğru savurdu.

Hemen aldım silahı. Silahını aldığı eleman biraz pert olmuş gibiydi zira yerde camış gibi yatmaktaydı kendisi.

Lena ikinci elemanı da etkisiz hale getirmiş silahını almıştı. Bunu bir dakika içinde yapmıştı. Bu kızın kriz yönetme yöntemleri beni korkutuyor demiş miydim.

Bu sırada o herifler evin kapısında belirdi. Korumalardan oluşan bir ordu üzerimize silahlarla gelmeye başladılar.

"Çek şu köpeklerini Tepegöz yoksa içinde seninde olduğun bir kıyamet yaratırım" şeklinde ufak bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi sevgili Lenacım.

Korumalardan biri silahını başıma dayarken biraz fazla bastırdığı için ağzımdan kaçan bir iniltiye engel olamadım.

Lena bunu duyar duymaz adamın topuğuna sıktı. Elimdeki silahın kabzasını adamın başına sert bir şekilde geçirdim. Adam acıyla iki büklüm oldu. Bir tekme daha atarak adamı ayaklarımın altına serdim.

Peki bu kızın söz konusu ben olunca içinden bir canavar çıktığını söylemiş miydim. Olsun yine söylerim söz konusu ben olunca Lena'nın gözü kimseyi görmüyordu.

Lena daha da sinirlendi. Elindeki silahı bize yaklaşmakta olan Efe ve Atalay'a doğru tuttu ve iki kez ayaklarının altına ateşledi.

"İstesem bu kurşunları beyninize yersiniz biliyorsunuz değil mi" tekrar silahı onlara doğrulttu.

"İstesem şuan ölmüştünüz biliyorsun değil mi" diye sordu etrafını göstererek.

"Hmm. Diyorsun ki kardeşime yapılanları acımadan size de rahatlıkla yaparım. Öyle mi?" adamların zayıf noktasına oynadı.

Onlar bir an bocaladı. Lena hemen elimi tutup silahlı adamların içinden hızla koşmaya başladı, benimle birlikte. Hızla bahçe kapısından çıkıp yola doğru koştuk.

Arkamızdan da Efe ve Atalay tabii ki.

Efe "Durun zarar vermek zorunda bırakmayın" diyerek peşimizden koşuyordu.

Lena hızla elindeki silahı arkaya doğru ateşledi. Hem koşup hem silah kullanmak zor olsa gerek ki kurşun Atalay'ı kıl payı sıyırdı. Az daha beyni dağılıyordu.

Atalay'ın yaratıcı bir küfür savurduğunu duydum. Hemen arkaya dönüp yine ateş edecekti ki silahta mermi kalmadığı için Lena da bir küfür savurup silahı attı.

Benim elimdeki silahı kafama silah dayayan andaval almıştı.

Yine var gücümüzle koştuk. Derken ensemde bir el hissettim. Birden çekilip bir gövdeye yapıştım.

Aşk engel tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin