39. Bölüm.
" Kaderimin oyunu"
Dış ses.
(20.10.2005)On araba hararetli bir toplantıdan dönüyordu. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.
Yılmaz Duman hiç huyu olmayacak bir şekilde araba da uyuyakaldı.
Karşısında Yeliz Duman duruyordu. Karısı duruyordu. Bir yıl önce hain bir suikaste kurban verdiği karısı.
Sisler içinde ilerleyen adımları karısını görünce bıçak gibi kesildi.
Bembeyaz uzun bir elbisenin içinde, saçları omuzlarından dalga dalga bir şekilde dökülüyordu.
O güzel yüzünde endişeli bir ifade vardı.
Bir elini uzattı durduğu yerden. Ateş gibi döküldü ismi dudaklarından. Adeta yanmıştı dudakları bu ismi telaffuz ederken.
"Yeliz" şaşkınlık ve çaresizlik içinde zorla döküldü ismi.
"Kurtar" diyordu Yeliz. Eliyle önünde uzanan yolu işaret ediyordu.
"Kimi?" artık bir rüyada olduğunu idrak edebilmişti Yılmaz. Ama hiç uyanmak istemiyordu. Onu çok özlemişti.
Yeliz gözünden bir damla yaş süzülürken mırıldandı yolu işaret ederek. "Kurtar"
Yılmaz bakışlarını yola çevirdi.
Orda iki küçük kız çocuğu gördü. Perişan bir halde iki küçük kız çocuğu.
Yeliz sislerin arasında kaybolurken kendisine seslenildiğini duydu.
Kalın bir erkek sesi "Yılmaz" diyordu.
Ali Demirel elini arkadaşının omzuna koyup dürterek uyandırmaya çalıştı. "Yılmaz. Lan Yılmaz uyan diyorum"
Açtı gözlerini. Etrafına bakındı önce. Ana yola çıkmışlardı. Araba hala hareket ediyordu.
"Yılmaz Yılmaz Yılmaz ne Yılmaz nee. Kırk yılın başı bir uyuyakaldık onda da senin yüzünden rahat yok amına koyayım ya" diye huysuzlandı.
Hayvani bir kahkaha patlattı Ali. "Ne o bizim namıdeğer Azrail'imiz kocadımı yoksa. Ay sen bu gidişle bunarsında yakında" yüzünü buruşturdu. "Valla bakmam ben sana. Huzur evine bırakırım. İdare edersin sen orda" hala gülüp eğleniyordu.
Yılmaz tarafından ense köküne yediği şamarla gülüşü yarım kaldı.
"İki dakika adam ol Ali. Dört çocukla uğraşıyorum zaten. Sende beşincisin. Bu nasıl iş anlamadım" diye sitem ediyordu Yılmaz.
Bir oğlu vardı. Küçük yaşına rağmen oldukça cesurdu. Ama onu asıl korkutan zekasıydı. Bu zekasıyla onun çıkamadığı, çırpındıkça daha da dibe battığı bataklığa çekilmesinden korkuyordu. Tek isteği oğlunun sağlıklı ve normal bir hayat sürmesiydi.
Birde kızı vardı. Onun küçük prensesi. Annesinin küçük kopyası. Nazlı kızı. Evet adını Nazlı koymuştu. Kızı daha bir yaşındaydı ama şimdiden kıskanıyordu onu herkesten. Özellikle de Ali den.
Birde iki yeğeni vardı. Ali'nin çocukları. Çocuklarıyla yaşıttılar.
Küçük yaşta annesiz kalan dört masum çocuk.
Genç yaşta yaşama sebeplerini toprağa veren iki genç adam. Hayata tutunmalarının tek sebebi çocukları olan iki genç adam.
Düşünce selinde boğulurken araba birden durdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/356369316-288-k148128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk engel tanımaz
Roman pour AdolescentsEfe: Benim sevgim bir zehirdi, sevdiğim herkesi öldürdü... Naz: Benim ruhum kirliydi, sevdiğim herkesi kirletti... .... Atalay: Ben sevmeyi bilmezdim, öğreten de olmadı... Lena : Ben bir lanettim, sevdiğim herkesi yok eden...