Gaslighting: Narsistlerin kurbanlara yaklaştıktan sonra uyguladığı tekniklerden biridir. Kurbanda şüphe uyandırarak kendi akıl sağlığını ve hafızasını sorgulamasına sebep olur. Bazen manipüle edebilmek için yalan bile söyler ve bunu çoğu zaman fark ettirmez.
🌼🌼🌼
Ertesi gün yeni haftanın başlamasıyla Yongbok benimle iletişimi tamamen kesmişti.
Yanımdaki sıraya oturup direkt önüne baktı. Bunları yaparken stresli olduğu belliydi.
Ne yaptığını asla anlamlandıramadan gözlerimi ona dikiyordum. Kendisini sorgulamasını istiyordum. Ben istemeden kendini geri çekmek de neydi?
Öğle arasına gelince bileğini tutup onu terasa çıkardım. "Ne yapıyorsun sen?"
"Ne istiyorsun Hyunjin?"
"Cevap vermeni istiyorum. Kendi kendine yine triplere girmişsin. Neden bana böyle davranıyorsun? Sana ne yaptım?"
Yongbok iç çekip başını eğdi. "Senden uzak kalmam söylendi. Hastalığımın üstüne hastalık ekliyormuşsun."
Hayret etmiştim. Alaylı bir ses tonuyla
"Bunu sana kim söyledi? Psikoloğun mu? Ona ciddi ciddi benden mi bahsettin?" dedim.Yine elleriyle oynamaya başladı.
"Şu an hayatımın önemli bir kısmını oluşturuyorsun... Tabii ki bahsettim."İç çekip sinirle ellerimi cebime koydum.
"Adımı da verdin mi?"Tedirgin bir ifadeyle cevap verdi.
"E-Evet, yani ben-""Tam bir aptalsın."
Bunu duyunca nefesleri hızlandı.
"Neden ki?""Kesin benim doktoruma da söyler şimdi. İkimizi kaç kez gördüler birlikte. Başıma iş açtın, tebrikler."
Bununla bir adım bana yaklaşmaya çalıştı. "B-ben özür dilerim... Bunu düşünemedim."
Hemen geri çekildim. "Özür dilemen hiçbir şeyi değiştirmez. Şimdi hastalığımın ilerlediğini söyleyecekler. Hepsi senin yüzünden. Bu kadar düşüncesiz olmana inanamıyorum."
Yongbok dengesiz nefeslerle benim mimiklerimi izliyordu. Çenesinin titremesiyle gözlerinin dolması bir oldu.
"Özür dilerim Hyunjin..."Onu ilk defa bu kadar panik bir halde görmüştüm ve şok geçirmesinden korktum. Normalde çekip gitmiştim ama böyle bırakamazdım.
"Neyse ne, olan olmuş."
Bir süre ağladıktan sonra o da bir adım geri çekildi. "Doktorum birbirimizi kötü etkilediğimizi söyledi. Sen ve ben... birlikte olamazmışız." derken koluyla burnunu sildi.
Bu konuşma sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Yongbok bana iyi geliyordu. Ondan ayrı kalmak falan istemiyordum. O ise pes etmiş bir şekilde konuşuyordu.
"Artık iki yabancı gibi olalım. Zaten birkaç ay sonra mezun oluyoruz. Kendine iyi bak Hwang Hyunjin."
🌼🌼🌼
Artık sınıftan herhangi biriymiş gibi davranıyordu. Benimle hiç konuşmuyordu. Ben de onunla hiç konuşmuyordum.
Yan sıramda kokusuna alıştığım, yatağıma bile aldığım çocukla tamamen yabancı olmuştuk.
Ve ben de hayatımda ilk defa birinin yatağına girmiştim. Farkında olmadan Yongbok'a bağlanmıştım. Şimdi böyle ayrılmamız boşluğa düşmeme sebep oluyordu.
Kaç ay boyunca resim falan da yapamadım. Kalemlerim onu çizmeye meyilli olmuştu. Güzel yüz hatlarını ezberlemiştim artık. Başka bir şeye odaklanamıyordum.
Çizim konusunda da kıtlığa düşünce duygu ve düşüncelerimi boşaltabileceğim tek bir yer kalmıştı: Psikoloğum...
🌼🌼🌼
"Sonunda gelişme göstermişiz gibi geliyor Hyunjin! Senin adına çok mutluyum. Kaç seans oldu ve artık benimle açık açık konuşmaya başladın."
Bir süre doktorumun övgü cümlelerini dinledim. Artık bunlar hiçbir şey hissettirmiyordu.
Herhangi biri tarafından övülmek falan da istemiyordum. Yongbok'la ayrıldıktan sonra narsistik özelliklerim azalmıştı.
Tahmin ettiğim gibi diğer doktor arkadaşı ilişkimizi ona çıtlatmıştı. Hiç profesyonel değillerdi. Neredeydi hasta özeli?
Psikoloğum ruh halimdeki değişimleri görünce normalden farklı şeyler sormaya başlamıştı. İki hafta sonraki seansa kadar kafamı dinlememi ve ne istediğimi düşünmemi söyledi.
🌼🌼🌼
Eve vardığımda doktorumun önerisi üzerine odama çekildim. Kapımı örtüp telefonu sessize alarak yatağıma uzandım ve beyaz tavana baktım.
Ben ne istiyorum?
"Sanırım sadece huzur."
Peki bu nasıl mümkün olabilir?
"Hastalığımın tedavi edilmesiyle."
Bunu kiminle başarabilirim?
"Psikoloğumla..."
Her şeyi mantık çerçevesinde mırıldanarak cevap veriyordum, beynimin de duyup kaydetmesini istiyordum.
Yongbok'tan sonra yalnız kaldığım süreçte aklımı başıma toplamıştım. Aynı zamanda duygu yoğunluğum arttığı için doktorumla dürüstçe konuşmaya başlamıştım. Bazı şeyler yavaş yavaş çözülüyordu.
O da toparlanmıştı. Sınıfa artık rahat bir şekilde giriyordu. Kimseyle konuşmasa bile olduğu yerde tebessüm ediyordu.
Lisenin bitmesine az bir vakit kalmıştı, çizimlerime geri dönüp yetenek sınavlarına hazırlanmalıydım-
"Ya, Lee Yongbok."
Yanımdaki beden hemen oturuşunu düzeltti ve köşede oturan çocuğa döndü. "Efendim Wooyoung?"
"Bu akşam benimle birlikte sinemaya gitmek ister misin?"
Sınıfın sportif çocuğu bunu sorunca bütün kızlar tip tip ona baktı. Bu gözleri hisseden Yongbok tedirgin oldu, hırkasını eline dolamaya başladı. "Şey... ben..."
Wooyoung ayağa kalktı ve Yongbok'un önündeki masaya bacaklarını aralayarak ters bir şekilde oturdu, tam yanaşınca cümlesine devam etti.
"Saat 7'de. Alışveriş Merkezinin önünde buluşalım. İstediğin filme gideriz. Hm?"
🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narsist Prens | Hyunlix
FanficNarsistik Kişilik Bozukluğuna sahip Hyunjin ile Anksiyete ve Panik Atak sahibi Yongbok'un imkansız arkadaşlığı zamanla daha derin duygulara dönüşecektir. İki asosyal çocuğun saf aşkı özgür olabilecek midir, yoksa psikolojik sıkıntıları buna engel mi...