13. Çöp

1.6K 228 142
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

Wooyoung'la ani ilişkisinden sonra Yongbok'a karşı hissettiğim ve ona da kendime de hiçbir zaman belli etmediğim duygularımı öldürmeye karar verdim.

Onu kıskanıyordum ve bu beni deli ediyordu. Psikoloğuma artık her şeyi açık açık anlatıyordum. 30'larındaki bu kadını yakın arkadaşımmış gibi görüyordum.

"İşte olaylar böyle gelişti Bayan Park... Yongbok hayatıma dahil olduğundan beri Narsistik Kişilik Bozukluğum da dahil her detayı alt üst etti."

Bununla gülümsedi ve beni teselli etti. "Hastalığının dengesini bozması aslında iyi olmuş Hyunjin. İçinde farklı duygular uyandırması da sonunda bana açılmanı sağladığı için memnunum. Son seanslarda ne kadar ilerlediğimizin farkında mısın?"

-Evet... Farkındayım. Bu yüzden Yongbok'a karşı her zaman borçlu hissedeceğim.

-Onun hakkında olumsuz düşünmemene sevindim. Gerçekten iyileşmeye başlıyorsun. Narsistik hastalarım genelde eski sevgililerine karşı nefret besler-

-H-Hayır biz sevgili değildik!

-Hahaha tamam özür dilerim, dilim sürçtü~

🌼🌼🌼

Son bir aydır o ikisini sürekli birlikte görmek kıskançlıktan sonraki evreleri hissetmemi sağladı:

Önce hayret ettim, iyileşmeye başlamamıza rağmen bana geri dönmüyordu.

Sonra sinir oldum, çünkü Wooyoung'dan daha iyi olduğum halde Yongbok onu seçiyordu.

Okuldaki son haftalarımda ise pes ettim, Yongbok beni unutmuştu ve hayatından tamamen silmişti...

Üniversite sınavına bir ay kala müdür ve öğretmenlerin kararıyla izinli sayılacaktık. Herkes evinde ders çalışacaktı.

Ben de bu süreçte İlham Perimi unutup çizime geri dönmeliydim. Yetenek sınavlarım vardı.

Onun portrelerini atmaya kıyamadım. Mavi bir klasöre kaldırıp sakladım. İşin duygusallık kısmını geçtim, ileride sanatsal anlamda geliştiğimi fark edebilmek için bakacaktım bu resimlere.

🌼🌼🌼

Yazın üniversitenin uygulama sınavından çıkınca üstümdeki yük hafifledi. Bu tatilde seanslara devam ederken artık lise bittiği için kafam rahatlamıştı.

Narsistik özelliklerimi yenmeye başlamıştım. En azından artık "Kişilik Bozukluğu" seviyesinden sadece "Kişilik" seviyesine inmiştim.

Hâlâ daha kendimi birazcık beğeniyordum, evet... Ama haksız mıyım? Genel olarak mükemmel bir çocuğum.

Psikoloğum bir yere kadar kendini sevmenin ve özgüvenli olmanın iyi olduğunu söyledi. Beni yaz boyu bu şekilde kontrol edeceğini ve eğer böyle devam edersem tedavinin başarılı geçtiğini kabul edeceğini de ekledi.


🌼🌼🌼


Yazın sonuna doğru yetenek sınavımın sonuçları açıklandı. Seul Üniversitesinde asil öğrenci olarak yerleşmiştim. Anne babama bunu gösterince sevinçle birbirimize sarıldık.

Son gece eşyalarımı toplarken annem de bana yardım ediyordu. Bavulumu hazırladığım sırada mavi klasörle karşılaştım.

-Anne.

-Efendim oğluşum?

-Bu da çöp.

O atılacakları koca koca torbalara atıyordu. Bense işe yarayanları düzgünce bavuluma yerleştiriyordum.

"Peki Hyunjin..."

Etraf toparlanınca belimi iyice gerdim.
"Hazırladığım kavanozları buz dolabına koy. En az iki hafta idare eder seni. Tamam mı oğlum?"

"Tamam." dediğim sırada bir taraftan sarılıyordu, bir taraftan yanağımı mıncırıyordu. Gözleri dolmaya başladı.

"Anne dünyanın öbür ucuna gitmiyorum, hala Seul'deyim." deyip ben de ona sarıldım.

"Keşke böyle daha çok vakit geçirebilseydik Hyunjin..." derken sesi titredi.

Doğruydu, tedavimden önce duygusal anlamda pek bir şey hissetmiyordum. Aslında şu anda da aynıydım, sadece yeni bir hayata atılacağım için gergindim. İçgüdüsel olarak sarılmak istemiştim.

Her ne kadar bağlarımız güçlü olmasa da annemdi sonuçta. Birkaç dakika daha öylece sarıldık. "Yarın Bayan Park'la son randevun, öyle değil mi?"

"Hıhım, tedavinin devam etmesi gerekirse randevuları hafta sonuna alacağını söyledi. Okulumla çakışmayacakmış."

"Anladım... Sen şimdi iyice uyu~"

Kapıyı kapatmasıyla kendimi yatağa attığımda sonunda yalnız kalacağımı düşünürken babam içeri dalıp yanıma oturdu ve bir posta da o ağladı. "OĞLUM BENİM."

Madem bu kadar seviyorlardı, neden onca zaman bana bunu hiç göstermiyorlardı ki?

Son gün olduğu için bir şey demedim. Uzandığım yerden ben de ona sarıldım ve güldüm, babamın ağlayışı komik geliyordu.

🌼🌼🌼

Ertesi gün psikoloğumla ayarladağımız son randevuya gittim. Bu kliniğe bakınca bile aklıma Yongbok geliyordu.

"Hoş geldin!"

"Hoş buldum Bayan Park!" derken sevinçle ona üniversite kabul belgemi gösterdim.

O da çok mutlu oldu ve beni tebrik etti.
"Benim de sana bir sürprizim var."

Dosyasını açarken aslında ne olduğunu anlamıştım. Gülümseyerek kağıdı önüme koydu. "Artık resmi olarak hastalığını da başarıyla atlattın! Tedavini burada sonlandırıyorum Hyunjin. Üniversite ile birlikte yepyeni bir sayfa aç hayatında. Geçmişin için de kötü hissetme, tamam mı?"

Kağıdı incelediğim sırada cümlesine devam etti. "Ne zaman ihtiyacın olursa çekinmeden gel, ben hep buradayım. Yolun açık olsun."

Başımı öne eğip gülümsedim. "Her halime katlandığınız için teşekkür ederim Bayan Park. Kendinize iyi bakın."


🌼🌼🌼

Narsist Prens | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin