-Hyunjin'in ağzından-
Yongbok bana açık açık flörtleştiğini söylediğinden beri iyi değildim. Hâlâ daha saçlarımı seviyordu.
"Wooyoung'dan neden ayrıldığımı merak etmiyor musun?"
"Hayır, umrumda değil." dememle güldü.
"Ayrılma sebebimiz sensin. Aklımdan bir an olsun çıkmamışsın. Rüyalarımda bile sadece seni düşünmüşüm, geçen hafta bana bunları o söyledi..."
Şaşkına dönmüştüm. 1 yıldan fazladır yüzüme bakmayan çocuk şimdi karşıma geçmiş böyle cümleler söylüyordu.
"Neden açıklamama tepki vermiyorsun? Senin yüzünden çocuktan ayrıldım diyorum."
Tavrı eskisine göre cesurdu. Lisede aynı kokusu gibi yumuşacık biriydi. Yine de önemli değildi, Yongbok'u her haliyle seviyordum.
"Senin adına sevindim. Wooyoung'un baştan beri berbat olduğunu biliyordum, bunu geçen gün de söylemiştim."
"O zamanlar neden beni hiç uyarmadın?"
Geçmişimden bıkmış bir şekilde, alaycı bir ses tonuyla "Çünkü ben Narsist Prens'tim, ne kadar kıskansam da peşinde koşamazdım." dedim.
Yongbok birkaç saniye güldükten sonra kendine geldi. "Ha? Bir dakika."
"Hm?"
"Sen az önce Narsist Prens mi dedin?"
Pot kırmıştım. Bunu sevişmemizden hemen önce kendisi söylemişti. Demek ki detayları o da hatırlıyordu...
"Evet."
"O geceki yakınlaşmamız rüya değil miydi?" derken heyecanlı görünüyordu.
"İkimiz de sarhoştuk Yongbok. Kendimi tutamadığım için özür dilerim, bir daha seni böyle rahatsız etmeyeceğim-"
Üstüme çullanıp boynuma sımsıkı sarıldı. Beni sevinçle sallamaya başladı. Tepki vermediğimi görünce boynumu koklayıp mırıldandı. "Hyunjin... Sen beni ilk defa o gece kendi isteğinle öptün..."
Ayrılıp birbirimizin gözlerine baktık.
"Aslında lisede de bunu birkaç kez istemiştim ama yapamamıştım. Duygularınla daha fazla oynamak istememiştim çünkü kendimi kontrol edemiyordum."Bir eli saçlarıma gidince tenimi yumuşak yumuşak okşadı. Gülümseyip sessizce beni izlerken konuşmama devam ettim.
"Narsistken bile sana karşı suçluluk hissediyordum Yongbok... Bunu nasıl başarıyordun bilmiyorum ama ilk günden beri çoğu maddeyi geçersiz kılmıştın-"
Yanağımı uzunca bir kez öptü. Başımı aşağı çektiği için yorulmuştum. Ellerimi beline sarıp onu biraz kendime çektim. "Senin sayende hastalığımı yendim. Teşekkür ederim."
Dudağını kulağıma yaklaştırıp fısıldadı:
"Bir daha öpüşebilir miyiz?""Hayır."
Boynumdan ayrıldı ve gözlerime baktı.
Sesini geri yükseltip "Ne?" dedi."Bu kadar hızlı bir şekilde ilişki kurmak istemiyorum." derken ben de belini bıraktım. Yavaş ve emin adımlarla bağlarımı güçlendirmek istemiştim. Çünkü onu geçici bir heves olarak değil, hayatımın aşkı olarak görüyordum. O benim biricik Nergis Çiçeğimdi...
Başıyla onaylayıp ellerini önde buluşturdu. Parmaklarıyla oynarken "Peki..." dedi.
Yongbok'la sanırım her şeyi açık açık konuşmuştum. Üstümden yük kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narsist Prens | Hyunlix
Fiksi PenggemarNarsistik Kişilik Bozukluğuna sahip Hyunjin ile Anksiyete ve Panik Atak sahibi Yongbok'un imkansız arkadaşlığı zamanla daha derin duygulara dönüşecektir. İki asosyal çocuğun saf aşkı özgür olabilecek midir, yoksa psikolojik sıkıntıları buna engel mi...