"Hyunjin... Ben hazırım...
İstediğini yapabilirsin..."Dudaklarına eğilip yumuşak yumuşak emmeye başladım. O da tam uyum sağlayacak şekilde dudaklarını aralamıştı.
Bileklerini kaldırmak isteyince serbest bıraktım ve yataktan destek aldım. Rahat bir şekilde boynuma sarılırken ıslak ıslak öpüşmeye devam etti.
Öpücüklerimi yanağına, çenesine, oradan da boynuna götürdüm. Şekerli kokusu beni ilk defa sakinleştirmemişti, daha da tahrik etmişti. Dayanamayıp sert bir şekilde emdim ve kendime çektim. Bununla gözlerini kapattı. "Mmh..."
Bir elimi ensesine götürdüm ve kendime çekerek biraz daha emdim. Arada dilimi gezdirip teninin tadını iyice almaya çalıştım. Yongbok da başını biraz geriye yaslayıp bana yer açtıktan sonra saçlarımı okşadı.
Tenini yalayarak göğüslerine geldim. Çizim yapmaktan ve hayalini kurmaktan doyamadığım şey sonunda gerçekleşiyordu. Vücudunun her yerini hafif hafif emiyordum.
Göğüs ucuna geldiğim an kendini kastı. Dilimle birkaç kez dürttükten sonra emip kendime çektim. "Ah..."
O inledikçe daha çok yapasım geliyordu. İki eli de saçlarımın arasında kaybolmuştu. Gözlerini kapatmış bir şekilde anı yaşıyordu, bana teslim olmuştu.
Karnına da öpücükler bıraktıktan sonra yüzüne baktım. Yanakları kızarmış bir şekilde devam etmemi bekliyordu.
Altımdaki kıyafetlerden kurtulup bacaklarını okşadım. Üstüne geri gelirken Yongbok kollarını açtı. Minik elleri sırtımla buluşunca iştahla öpüşmeye devam ettik.
Yongbok da dilini kullandığında kıvama geldiğini hissettim. Ben zaten bir süredir iyi değildim, vücudum yanıyordu. Dudaklarından ayrılıp aşağıya baktım. Penisi dikleşmişti. Orayı kapatan beyaz tül örtüyü kaldırıp bacaklarını araladım ve kendimi kalçasına göre hizaladım.
Gözlerime bakarken duygusal görünüyordu. "Devamını istiyor musun? Hazır değilsen durabiliriz Meleğim."
Başını sağa sola sallayıp ensemi okşadı. "Hazırım sevgilim..."
Birbirimize gülümsedikten sonra gözlerinden ayrılıp aşağıya baktım. Sertleşmiş penisimin sadece başını bile deliğine koymakta zorlandım. İçi aşırı dardı.
Nefeslerimiz aniden hızlanmaya başladı. Vücutlarımız da sıcacık oldu. Gözlerine geri dönüp yavaşça içine girmeye devam ettim. "Mmh..."
Birbirimize bakarken aşağıdaki kasılmaları hissetmek aklımı başımdan almıştı. Ellerim kalçasına gitti, kendini kasarak geri kaçmaması için tuttum.
Sonunda penisimin tamamını içine almıştı. Zar zor nefes alıyordu. Arada yutkunmak için ağzını kapatıyordu ama sonra hemen geri açıyordu.
Kurumuş dudaklarını yalarken yavaşça içinden çıktım ve tekrar girdim. Yongbok da dilini çıkarıp benimkiyle buluşturdu.
Kalçasını hareket ettirmesiyle gelgit yapmaya başladım. Tükürüklerimiz karışınca sesli bir şekilde öpüştük.
Onu kendime çeke çeke becerirken Yongbok da inliyordu. Sırtımdaki elleri durmuyordu. Arada saçımı çekiyordu. "Mmh... Hyunjin..."
Hareketimi biraz daha hızlandırınca gözleri kapandı. Şu yüz ifadesini izlerken hazzım arttı. Ben de gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım. "Hmh... Sana aşık olduğumu biliyorsun değil mi?"
Ensemi okşarken yanağımı öpüyordu. Hâlâ daha kalçasını oynatıyordu. "Ah... Mmh... Ben de sana aşığım..."
Kıvama gelmiştim. İçimdeki dürtüyle hızımı iyice arttırdım. Yongbok'un vücudu altımda sarsılmaya başladı. İnlemeleri de ritmikleşti. "Ahh... Ah... Ahh..."
"Mmh... Yongbok..."
Dudaklarımı yaladım ve üstüne yükümü verip son hızda kökledim. Yatağın üstünde birlikte aşağı yukarı hareket ediyorduk.Kasıklarım gıdıklanınca kendimi iyice ona bastırdım, içine boşaldım. "Mmhh..."
İçi sıcacık olunca hızımı yavaşlattım ve biraz geri çıkıp o pürüzlü bezeyi buldum. Hassas noktasını penisimle dürterken sıvım duvarlarında iyice dağıldı, bununla Yongbok'un kaşları eğildi. Kendini serbest bırakıp boşaldı. "Ah-hh..."
Bir süre içinden çıkmak istemedim, sıcaklığına bağımlı olmuştum. Yüzümü boynuna gömdüm ve nefeslerimiz düzelene kadar bu şekilde bekledim. O da saçlarımı seviyordu.
Kendimize gelince yavaşça içinden çıkıp yanına uzandım. Sevgilimin elini tuttum. "Tanrım... Bu his... Çok iyidi..."
Ondan bir süredir ses çıkmıyordu. Tavanı izlerken dudakları aralık kalmıştı. "Buna bağımlı olacağım sanırım."
Yongbok gibi temas seven biri için bu cennette hissettirmiş olmalıydı. Beni birazcık korkutmuştu. "Ne?"
Elini kasıklarımda gezdirip aşağıya baktı. "Bu hayal ettiğimden bile büyüktü, Hyunjin..."
Az önceki masum ifadesi değişti, kötü kötü sırıtarak bana döndü. Durmadan boynumu, yanağımı öptü.
Üstüme çıkıp omuzlarımı tuttu.
"Bir tur daha istiyorum.""Şimdi mi?"
Başını sağa sola salladı. "Hayır, önce dinlenmeleri gerek..." deyip aşağıya baktı. Dudaklarını yaladı.
Güldüm ve minik bedeni sarmaladım. Bir elimle saçlarını okşadım. "Haftada en fazla 3 kez yapacağız. Baştan anlaşalım."
"NE?"
"Daha sadece 20 yaşındayız. Haftada 3 bile çok bence, 2'ye mi indirsek..."
Hemen iki eliyle yanaklarıma bastırıp sıktı. Dudaklarım balık gibi büzüldü. "Hayır! 3 iyi!"
Başımla onaylayınca birbirimize gülümsedik. Yanıma geri uzandı, bir süre daha böyle çıplak kaldık. Ellerimiz birbirinden hiç ayrılmadı.
🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narsist Prens | Hyunlix
Hayran KurguNarsistik Kişilik Bozukluğuna sahip Hyunjin ile Anksiyete ve Panik Atak sahibi Yongbok'un imkansız arkadaşlığı zamanla daha derin duygulara dönüşecektir. İki asosyal çocuğun saf aşkı özgür olabilecek midir, yoksa psikolojik sıkıntıları buna engel mi...