Üzerimdeki bikiniyle birlikte kendimi koltuğa bıraktıktan sonra koltuğun başlığını biraz indirdim. Her ne kadar uğraştırıcı olsa da bunu başarıp koltuğu bir şezlong gibi kullanmayı başardığımda bacaklarımı ileriye doğru uzattım ve güneşin üzerime vurduğu bir pozisyonda kalarak gökyüzünü seyretmeye koyuldum.
Yalnızca birkaç dakika sonra ise aklıma güneş kremi sürmek yeni geliyordu. Yerimde doğrularak yan taraftaki masanın üzerine uzandığımda kapıda duran Çağıl'ı fark etmiştim. Güneş kremini aldım ve gözlerimi ondan ayırmadan yerimde toparlandım. Çok değil, yalnızca birkaç hafta önce bana aynı böyle durmuş oradan bakıyorken olanları aklımdan çıkaramıyordum. Yalnızca bunu hatırlamak bile nefesimi sekteye uğraşıyordu. Bu balkona çıkmak mesele olmaya başlamıştı artık.
O da benimle aynı şeyleri mi düşünüyordu emin olamasam da omzunu yasladığı pervazda öylece duruyordu.
"Buraya geldiğimden beri gördüğüm en güneşli gün." diye kısa bir açıklama yaptım. Yüzüme bir beklentiyle bakan ifadesini sözlerimle doyurmam gerekiyordu. "O yüzden biraz güneşlenmek istedim, orda durup beni seyretmeyi kes."
Pervazdan uzaklaştı. Eşikte duran bedenini birkaç adımda dışarıya çıkardığında rahat olmaya çalışsam da üzerime doğru attığı her adımda geriliyordum.
"Fena fikir değil."
Yaklaştı. Diğer koltuğa oturup üzerindeki tişörtü çıkardı ve ben o hareket ettikçe gerilen kaslarına bakarken tişörtünü koltuğun üzerine atarak bana döndü. Şey... Galiba kız kaçırmak yerine mankenlik yapmalısın Çağıl.
"Rahatsız mı ediyorum?"
Üzerinde olan gözlerimi aceleci bir şekilde kaçırmıştım. Ona beni izlememesini söylüyordum ama ben onu seyretmeye başlıyordum.
"Evet desem gidecek misin?"
Olumsuz bir ses çıkardı. "Aksine kalıp sana güneş kremi sürmek istiyorum."
Omzumun üzerinden dönüp ona baktım. Ciddiydi. Elbette ciddiydi, hiç şakası olmamıştı ki.
Birkaç hafta öncesinde burada, hemen ilerdeki mermerin önünde yaşananlar adına pişman sayılırdım. Ona izin vermek yaptığım en büyük hataydı ama daha ilk fırsatta ona yeniden izin vermek istiyordum. O günden beri aklımdan çıkmıyordu, sürekli olarak o anları düşünerek onunla ilgili edepsiz hayaller kuruyordum ama bu sadece anın büyüsüyle alakalıydı. Kişisel olarak ondan hâlâ pek de hoşlandığım söylenemezdi.
Yerinden kalktı. Benden kararsız bir karşılık almış gibiydi. Sonuçta direkt onu tersleyememiş aksine düşüncelere dalıp ona izin verip vermemeyi sorgulamıştım. Bundan yüz bulmuş gibi üzerime gelmeye başladığında oturduğum koltuğun en ucuna doğru giderek ona yer açtım.
"Bir işe yararsın belki." dedim asabi bir sesle. Elimdeki kremi ona doğru uzattım.Kremi alıp arkamdaki boşluğa oturdu. Onun için açtığım yeri de aşan bedeni düşündüğümden çok daha büyük olduğunun kanıtıydı.
Koltukta iyice köşeye çekilsem de sığmayan bacaklarına bir çözüm bulmuş gibi "Gel buraya." demiş ve beni belimden yakalayarak kolayca kendine doğru çekmişti. Ondan uzak kalmaya çalışan bedenim böylece doğruca bacaklarının üzerine oturtulmuştu.Nefes almayı bıraktım. Hemen arkamdaki sıcak bedenini arzuluyorken böyle bir yakınlığın bana büyük bir tuzak olduğunu hissediyordum. Ondan etkilendiğimin farkındaydı. Özgüveni ve haklı bir egosu vardı çünkü lanet olsun ki bu saatten sonra onun yatakta benimle birlikte terlediğinin hayalini kuruyordum.
Kremle birlikte nemlenmiş parmakları sırtıma değene dek ne için onun kucağında olduğumu unutmuştum. Aklımda dolanıp duran düşüncelerden ayrılarak yalnızca güneşlenme fikrine odaklandığımda ellerinin sırtımda dolanan hareketlerini düşündüm. Tenimi okşayan parmakları yavaşça üst bikinimin askılarına yaklaştığında alt dudağımı dişlerimin arasına almış ne yapacağını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ YANKI 18+
RomanceDalgaların kayalara sertçe vuruşu gibiydi onun aşkı. Yıpratıcı. Bir zaman sonra ona nasıl aşık olduğunuzu sorgulayacağınız kadar dayanılmazdı tavırları. Uçurumları vardı. Onunlayken büyük denizlere açılan, hırçın dalgalara kurban gidebileceğim ve as...