Gözlerimi açmama neden olan şey geriden gelen siren sesleri olmuştu. Ne olduğunu anlamıyordum. İdrak etmem biraz zaman almıştı. Çağıl'ın kolları arasında kıvrılmış bir halde en huzurlu uykularımdan birini bırakıp gidiyorken kafamın içinde yankılanmaya başlayan polis sirenleri içime kötü bir his yerleştirmişti.
Kıpırdandım. Gerilemeye çalıştığımda beni daha çok kendine çeken kollarının ardından Çağıl da uyandı. Araladığı göz kapakları arasından bir süre birbirimize baktık. Dün geceyi hatırladıkça gülümsemek geliyordu içimden. Hiç yaşamadığım şeyleri yaşayıp bunların gecemi bu kadar güzelleştirmesini beklemiyordum doğrusu.
Gittikçe yaklaşan sesleri anımsadığımda balkon tarafına doğru baktım. O da anlamamış gibiydi. Doğru duyup duymadığından emin değil gibi etrafı dinliyordu.
Bana sardığı kolları gevşedi. Yatakta toplandım ve bu sefer de evin çalmaya başlayan ziline karşılık ayaklanan Çağıl'ı seyrettim. Altındaki boxerının üstüne hemen pantolonunu giymişti. Tişörtünü de bulup üzerine geçirdiğinde korkuyla tepkilerini takip etsem de o oldukça sakin görünüyordu.
Gidip kapıya bakmadan önce yüzünü ovuşturdu. Bana baktı. "Günaydın kelebek." dedi sanki aşağıdan gelen sesleri duymuyormuş gibi.
"Çağıl, polis niye burada?"
Korktuğumu anladığında yatağa yaklaştı. Uzanıp alnımı öptü. Saçlarımı geriye itti ve eğilip ortaya çıkardığı yüzüme uzandı. Yanağımı öptü.
"Öğrenirim şimdi, sorun yok korkma."
Ne demek sorun yok? Durup dururken polis kapıya dayanmayacağına göre bir şey olmuştu. Ya benim burada olduğumu biliyorlardı ya da başka bir şey vardı.
O kapıya doğru yürüdüğünde bende telaşla yattığım yerden kalktım. Çırılçıplaktım. Dolabıma doğru koştum. Hemen üzerime rahat bir spor takım giydim ve onu takip ederek alt kata indim. Merdivenlerin sonunda kalakalmıştım.
Kapıyı açmıştı. Karşısındaki polislerin bakışları hemen bana doğru döndü. Sonrasında da hiç beklemediğim bir ses araya karıştı.
"Kızım!! Burada olduğunu biliyordum. Bu adamın seni zorla alıkoyduğunu biliyordum!"
Hemen kalan basamakları bitirerek kapıya yaklaştım. Annemin burada ne işi vardı, bunu bile anlayamadan polis "Çağıl bey, emniyete kadar gelmeniz gerekiyor." demişti.
"Memur bey sandığınız gibi değil."
Kapıya yaklaştım ve diğerlerini daha rahat gördüm. Birkaç polis memuru vardı. Evin önündeki polis arabasının kırmızı mavi ışıkları hâlâ yanıyordu.
Annem buradaydı ve neden olduğunu bilmediğim bir şekilde Rüzgar da gelmişti. Herkes burada olduğumu nasıl öğrenmişti?Annem kapıya yaklaştığımı görünce hemen koluma sarıldı. Beni kendine doğru çekti. "Kızım, gel! Gel gidelim hemen!"
Onu özlemiştim ama birdenbire bu üzerime atlayan tavrından pek hoşlandığım söylenemezdi. Kolumu çekerek beni bir anda evden dışarı çıkardığında Çağıl'a dönmüştüm. Başı belada mıydı?
Çağıl annemin kolumu acıtacak kadar sert tutan elini tuttu. "İpek hanım, yavaş olun."
"Sana ne?! Sanane? Şirketimize kadar gelip iş yapacağım ayaklarıyla kızımı kaçırman yetmiyormuş gibi bir de burada ona değer veriyormuş gibi yapma!"
Çağıl uyarıcı bir sesle "İpek hanım." dediğinde ikisi de bir süre çatık kaşlarla birbirine bakmıştı. Aralarında benim bilmediğim ne dönüyordu böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ YANKI 18+
RomanceDalgaların kayalara sertçe vuruşu gibiydi onun aşkı. Yıpratıcı. Bir zaman sonra ona nasıl aşık olduğunuzu sorgulayacağınız kadar dayanılmazdı tavırları. Uçurumları vardı. Onunlayken büyük denizlere açılan, hırçın dalgalara kurban gidebileceğim ve as...