Dalgaların kayalara sertçe vuruşu gibiydi onun aşkı.
Yıpratıcı.
Bir zaman sonra ona nasıl aşık olduğunuzu sorgulayacağınız kadar dayanılmazdı tavırları.
Uçurumları vardı. Onunlayken büyük denizlere açılan, hırçın dalgalara kurban gidebileceğim ve as...
Farklı bir geceydi. Her zamankinden daha sessiz ama bir o kadar hareketli. İçimde tuhaf bir yangın vardı, yalnızca Çağıl'ın söndürebileceği. Tek başıma söndürmek istemediğim, onun da bana bu konuda karışmasını dilediğim... Bu konuda ondan ciddi ciddi bir şeyler isteyebilecek gücü kendimde bulamasam da yatakta kıvranıp durmak bir çözüm değildi. Dün gece bana dediklerini hatırlıyordum, ilk adımı ben atmadıkça bunu bitirmeyecekti.
Üzerimdeki geceliğin eteğini yukarıya doğru sıyırırken tenime değen elin sahibinin o olduğunu hayal etmeden edemiyordum. Sertçe yutkundum. Beni tatmin etmesine alıştırılmış mıydım, onu bu yüzden mi istiyordum? Oysaki aramızda artık oldukça sıradan bir ilişki vardı, bugün bütün gün şirketinden yeni dönmesine rağmen sadece işleriyle uğraşmıştı.
Telefonun ekranındaki ismi gözlerimle kontrol edip dururken ona mesaj atmak için kendimce bir sebep arıyordum, neden aradığımı bilmeden. Halbuki odamdan çıkıp onun odasına gitmem yazmak için bir mesaj bulmamdan daha az vaktimi alırdı, eminimki. Yine de bunu ondan yüzyüzeyken isteyebileceğimi sanmıyordum. Yatağın içinde huzursuzca kıpırdandım. Gerçekten yapmalı mıydım? Of.
Oda karanlıktı, yalnızca ay ışığının içeriye vuruşu ve elimdeki telefonun ışığı etrafı aydınlatıyordu. Onun dışında yalnız olduğumu bilmek bu gece istemediğim son şeydi. Sanki artık bu şartlar altında onunla aynı çatı altında hiçbir şey yapmadan durmak bile bir zulümdü. Ne olmuştu bana birden böyle, yemeğime bir şey mi katıyordu yoksa? İstek arttırıcı birçok ilaç olduğunu duymuştum.
Elimdeki telefonun titrediğini hissettiğimde dikkat kesildim. Ona nasıl bir mesaj atmam gerektiğini düşünürken yakalanmıştım, mesaj atan oydu.
çağıl: Neden çevrimiçisin?
Gözlerimi kırpıştırdım. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp sıkıştırırken aklımdan geçenleri açık açık yazmamam gerektiğini bilsem de bunu neredeyse yapmak üzereydim. Benden zaten bunu istememiş miydi?!
vanya: Birine özel bir fotoğraf gönderiyordum
Onu denemek istiyordum, belki biraz sinirlendirip buraya gelmesini sağlayabilmek... Aklımdan geçenlerin ben bile farkında değildim.
çağıl: Eski nişanlın olacak o pezevenge göndermeyeceğine göre, kime?
vanya:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Attığım fotoğraf mavi tik oldu. Bekledim. Alt dudağımı daha sert bir şekilde ısırırken herhangi bir cevap yazmasını bekledim ama yazmamıştı.
vanya: Yanıma gelemez misin?
Telefonu adeta elimden yatağa fırlatıp atmıştım. Gözlerimi sımsıkı yumdum, bunu yazmış olmak hem heyecanlandırmış hemde utandırmıştı. Ayaklarımı çarşafa sürterken yüzümü ekşittim. Ondan açık açık istediklerimi sıralamış gibi hissediyordum. Sanki edepsiz bir teklifte bulunmuşum gibi.
