"Bu ilkti.
İlk kez...
Çırpındın ama
teslim oldun.
Ve sana söz
son olmayacak."-ç
İzlenildiğimi hissetmiştim. Birbirine doladığım kollarımı çözüp kendime doğru çektiğim ayaklarımı aşağı indirdim. Omzumun üzerinden dönüp arkama baktığımda ise onu görmüştüm. Omzunu pervaza yaslamış beni seyrediyordu. Onu gördüğümü fark edince yerinden doğrularak uzaklaşmıştı. Balkona çıktı. Esen tatlı rüzgar ilk olarak saçlarını dağıttı. Ardından üzerindeki beyaz gömleğin etekleri uçuşmaya başladı.
"Sana bu halde balkona çıkma demiştim."
Ayağa kalktım. Ondan kaçar gibi doğruca balkonun uç kısmına doğru yaklaştım. Banyo yaptıktan sonra kendimi balkonda bulmuştum alt tarafı, ne vardı bunda.
Ellerimi mermere koyarak karşımdaki denize baktığımda arkamdaki hareketliliğini boş vererek omuz silktim. "Her yaptığıma karışamazsın."
"Vanya'm." Sesi çok yakından gelmişti. Çevremdeki rüzgarın kesildiğini hissettiğimde hemen arkamda durup bana siper olduğunu anlamıştım.
"Efendim Çağıl?"
"Ben seni bir konuda uyarıyorsam, vardır bir nedeni."
Ellerini omuzlarımda hissettim. Çıplak tenim sıcak avuç içlerinde biraz olsun ısınırken parmakları ürpermiş kollarıma doğru okşayarak yavaşça kaydı. Ona doğru döndüm. Üzerime doladığım banyo havlusunun gevşediğini hissediyordum ama bunun için hiçbir şey yapmamıştım.
"Kimsenin adım bile atmadığı bu yerde hangi nedenden bahsediyorsun sen? Karşıdan geçen gemilerin mürettebatı beni böyle görecek diye mi korkuyorsun?"
Yüzündeki ifade değişmedi. Şefkatli bir şekilde ellerime inen dokunuşunun ardından dilini damağına vurarak olumsuz bir ses çıkardı. "Üşüyeceksin diye keçi, üşüyüp hasta olacaksın diye söylüyorum. Sonra seninle ilgileneceğim diye bütün gece odanda kalmak zorunda olurum, haberin olsun."
Gözlerimi devirdim. "Aman ne kadar da düşüncelisin."
Üzerimdeki havlunun bağı gevşemişti. Ellerim onu tutmak için gerilse de tepkisini ölçmek istiyordum. Bozuntuya vermedim. Gözlerinin içine bakıyorken havlu açıldı ve yeri boyladı.
Bakışları titremişti. Gözlerinin aşağıya kaymasını bekliyordum ama bakmamıştı bile. Ellerimi bırakıp geri çekildi. "Al şu havluyu yerden, kapat üstünü."Gerildiğini görmek hoşuma gitmişti. Alaycı bir gülümseme oluştu dudaklarımda, karşısında çıplak olmak umrumda değildi. Ayaklarımın dibindeki havluyu köşeye iterek ona doğru adımladım. "Dediklerini yapmayı o kadar istemiyorum ki sanırım birkaç dakika böyle kalacağım."
Yüzünü sıvazlamıştı. Bakışlarını yeniden gözlerime çevirdiğinde dudaklarını yaladı ve işaret parmağını üzerime doğrulttu. "Bu birkaç dakika sana pahalıya patlayabilir."
"Benden faydalanacağını mı ima ediyorsun?"
"Yalnızca senin faydalanmanı da sağlayabilirim."
Orda durmalıydı işte. Tamam onunla küçük bir öpüşme mevzusu yüzünden karışıklık yaşamış olabilirdim ama şu an bahsettiği şey... Bambaşka bir konuydu.
"Hadi oradan. Senin bana zevk verme ihtimalin uzayda yok."
Bu sabrını taşıran son sözüm olmuştu. Üzerime doğru attığı iki koca adımda beni balkonun ucuna sürüklediğinde belim soğuk mermere değer değmez yerimde dikleşmiştim. Elini boynumda hissettim. Canımı yakmıyordu, beni yönlendirmek için hafif bir baskıyla boynumu sıktığında kendimi az önce önünde durduğum mermere uzanırken bulmuştum.
Sırtım boydan boya soğukla temas ettiği için içim titremişti. Ona tutunmak istedim ama direkt üzerime yasladığı bedeni de benden farksızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ YANKI 18+
RomanceDalgaların kayalara sertçe vuruşu gibiydi onun aşkı. Yıpratıcı. Bir zaman sonra ona nasıl aşık olduğunuzu sorgulayacağınız kadar dayanılmazdı tavırları. Uçurumları vardı. Onunlayken büyük denizlere açılan, hırçın dalgalara kurban gidebileceğim ve as...