Keyifli okumalar
*
Dilan'dan
Sabah kalktığımda tuvalete gidip duş alıp hazırlandıktan sonra kimsenin kalkmadığını varsayarak odamdan çıktım. Bora'nın dün bana gösterdiği Pelin'in odasına yavaş adımlarla yürüdüm. Kapıyı tıklatma ihtiyacı bile duymadan içeri daldım. Pelin yine aşırı dağınık bir şekilde kış uykusundaydı, ben de onu uyandırmak için üstüne atladım. Evet üstüne atladım ve Pelin çığlık çığlığa uyandı.
"Dilan! kalk üstümden uykum var!"
"yoo"
"Dilan!"
"Saat kaç olmuş yaa uyansana güzelim!" bir sessizlik oldu Pelin gözlerini açıp bana gülümsedi. "Güzelin miyim gerçekten?" dediği şeyle gülerek kafasına yastık geçirdim ikimiz de kıkırdadık. "uykun falan yok kalk hadi" oflayarak yatakta doğruldu. "Bu heriflerin kasvetli evlerinde uyunmuyor zaten!"
"Oflama hadi işimiz var"
"Ne işimiz var?" kocaman gülümsedim "Bugün İzmir'deki evime gidiyoruz Pelin daha önce hiç görmediğim evime!" Pelin yüzüme anlamsız anlamsız bakınca cebimdeki anahtarı çıkartıp gösterdim.
"Bak bu geçen gün gittiğimiz benim hiç bilmediğim ilk evden çıkan ipucu... bugün de diğer eve gidip arayacağız siz de geliyorsunuz" beni ilgiyle dinlerken bir anda durdu.
"Siz derken... Okan deme bana. Pelin o uyuzla yan yana yolculuğa falan çıkmam ben. Beni kesseler yapmam bunu bak buraya yazıyorum"
"Pelin gidiyoruz"
"Hayır... yalvarırım, olmaz"
Arkadan bir ses yükseldiğinde ikimiz de oraya baktık. "İşte şimdi keyfim yerine geldi"
Okan kapıya yaslanmış kollarını kavuşturmuş gülümseyerek bize bakıyordu. Pelin onu görünce baygınlık taklidi yaptı ve yatağa düştü.
"Allah'ım hayır yapma bunu bana..."
"Pelinciğim canım benim bu kadar üzme kendini yıpratma ben de çok hayranı değilim" Pelin bayıldığı yerden anında kalkıp yürüyerek Okan'ın yanına gitti. "Hayranı değilsen gelme bizimle niye geliyorsun? pire mi var gö-"
"Hop yavaş, bir kere benim gelip gelmemem seni ilgilendirmez Bora benim kuzenim istediğim gibi peşinize takılabilirim fakat senin gelip gelmemene karışabilirim" Pelin çıldırıyordu adeta bir an Okan'ın yakasına yapışacak sanmıştım.
"Hadi lan ordan"
Okan ciddileşip Pelin'e yaklaştı "Benimle lanlı lunlu konuşma kızım" bunu demesiyle Pelin de diklendi elbette.
"Ya öyle mi?"
Bu iki horoz birbirine girmesin diye hemen aralarına girdim. "Hadi aşağıya inelim yapacak çok iş var" ikisini zar zor ayırıp aşağı kata inmeye zorladım. Bora ortalıkta görünmüyor diye iç geçirirken Okan sanki içimi okumuş gibi cevapladı.
"Bora duştaydı gelir şimdi"
"Geldim bile"
Boraya baktığımda yine güzel giyinmiş bir şekilde karşımızdaydı. Giyinip hazırlanmış olan tek Borayla bendim, Okanla Pelin yataktan çıkma halleriyle duruyorlardı. Boradan bir tık gözlerimi alamadım desem yeridir... ama bir tık.
"Ee hadi kahvaltı edelim de bugünün ayrıntılarını konuşalım beraber"
Hepimiz onaylayıp mutfağa geçtik ve Borayla birlikte sofrayı hazırlamaya başladık. Çok düzenli ve sistematik ilerliyordu kahvaltı hazırlarken bile. Ona ayak uydurmaya çalışmak zordu o da anlamış olacak ki yardımcı oldu. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışıyorduk resmen. Mükemmelliyetçi olduğu belliydi. Bir ara onun ellerini izlemeye daldığım için uyarı yedim hatta.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş
Teen Fiction☆ Heykeltıraş olan Dilan, annesinin öldüğünü sanıyorken bir gün onun yaşadığını öğrenir ve onu kurtarmak için kendisinden yardım isteyen zengin bir adamın teklifini kabul ederken ona bu süreçte eşlik edecek olan Bora'ya hisler beslemeye başlar. ☆