Keyifli Okumalar
*
Bora'dan
Ne yaptığımı, ne düşündüğümü bilmez halde aptal gibi davranmaya başlamıştım. Sorun Dilan'da değildi pek, ben kendimi çözemiyordum. Anlık hislerime ve arzularıma karşı çıkamayıp onu da zor duruma düşüyordum, üstüne üstlük dağınık olan bu kafamla yapıyordum bunu. Hiçbir şeyden emin olamıyordum ya da beynim emin olmamı istemiyordu, kendimi ve hislerimi bastırmaya çalışıyordum. Fakat bastırdığım her şey anlık olarak pamuk ipliği gibi bir anda çözülüveriyordu. Ona o an karşı koyamadım, o da bana aksini yapmam için hiçbir engel önüme koymadı, kafamı daha da karıştırdı ve belki de Okan bozmasaydı çok daha çözülemeyen problemler gün yüzüne çıkacaktı. Kendimi sadece gerçek bir hamlede bulunmadığımız için teselli ediyordum ama durumun vahimliği beni geriyordu.
Sakin ol Bora... Bir şey yapmadınız sakin ol...
Otel odasının içinde bir o yana bir bu yana gerginlikle yürüyüp düşünüyordum. Normalde gönül veya arkadaşlık ilişkilerinde bu kadar gerilen bir tip değilimdir, ama söz konusu amcamın bana verdiği söz ve çıkarlarım olunca mükemmeliyetçi olmam gerekiyordu. Ben çocuk değilim, işim gereği hiç öyle davranamam. Tüm ciddiyetimle işime bağlanan bir insanım fakat ilk defa arkadaşlık ilişkileriyle işim birbiriyle karışınca doğal olarak afallamaya başladım. Okan'ın bu işleri nasıl profesyonelce hallettiğini anlamaya çalışıyorum ama onun kadar iyi olmadığımı fark edince de kendime kızıyorum. Hırsım beni tatmin etmiyor hep daha da hırslanmak istiyorum ama nedense olmuyor. Dilan'a karşı sorumluluğum var... İşi profesyonelce ele almalıyım... İşin ucunda itibarım var... Amcamın elinde olan itibarım...
Düşünceler zihnimi kemirip dururken kapım tıklatıldı. Kafamı sallayıp kendimi toparlayarak "Gir" diye seslendim.
Kapıdan Okan'ın girdiğini görünce bir rahatlama geldi. Dilan olsaydı yüksek ihtimalle burası savaş alanına dönebilirdi kim bilir.
"Konuşmamız lazım"
"Ne oldu bu saatte amcam mı aradı?"
Okan saçlarını sıkkınlıkla karıştırıp yanıma kadar geldi.
"Babam beni sapık gibi aramasa ne güzel bir hayat olurdu değil mi? Ah neyse konuya geleyim, iş ortaklarımızdan bir teklif geldi konu seni de bizi de bağlıyor"
"Umarım önemlidir bu saatte geldiğine göre"
"Evet önemli, durum şu ki ikimizle de çalışmalarını devam ettirmek istiyorlar fakat söylenen rakamlar çok daha farklı olarak"
Merakla dinlerken yatağa oturdum ve dirseklerimi dizlerime dayayıp ellerimi kavuşturarak etkin dinleme pozisyonu aldım.
"Nasıl bir fark?"
Okan elindeki belgeleri bana bana uzattı ve konuşmaya devam etti. "Bu işimizi hatırlıyorsan çok kar etmiştik... işte bunun iki katından söz ediyorlar" Şaşkınlıkla ona baktım "İki katı mı? ciddi misin?"
"Evet işleri sandıklarından iyi gitmişe benziyor... Karşımızdaki adamlar bu işe çok hevesli ve aç gözlerle bakıyorlar bence bu fırsatı kaçırmayalım derim"
Şimdiki konumumuzu düşünerek bu teklifi kafamda tartmaya başladım.
"Okan bunun altından kalkamazsak çok büyük bir sorun yaşarız, ne sizin adınız temiz kalır ne bizim... Çok riskli"
Heyecanla hareket etmeye başladı. "Bora altından kalkamayacağımız bir şey yok, zaten önceden rahatlıkla hallettiğimiz bir işti... Şimdi korkaklık yaparsak asıl o zaman riske atmış oluruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş
Teen Fiction☆ Heykeltıraş olan Dilan, annesinin öldüğünü sanıyorken bir gün onun yaşadığını öğrenir ve onu kurtarmak için kendisinden yardım isteyen zengin bir adamın teklifini kabul ederken ona bu süreçte eşlik edecek olan Bora'ya hisler beslemeye başlar. ☆
