10 - İlk Ev

12 1 0
                                    

Keyifli okumalar.

*

"Bora?"

Bora mutfakta çok konsantre bir şekilde kahvaltı hazırlıyordu ve bunu yaparken o kadar çekici duruyordu ki. Ne dedim ben ya

Tövbe tövbe

Üstünde gri eşofman ve siyah tişörtüyle aslında dışarıda gösterdiği halinden farklı olarak daha doğal ve kendi halinde göründüğü için güzel  hissettirmişti. Telefonundan müzik açmış şarkıya eşlik edercesine hareketlerle domates dilimliyordu. Omzumu kapıya dayayıp onu izlemeye başladım. Neden bilmiyorum ama Bora'ya içim ısınmaya başlamıştı, onu tanımamama rağmen enerjisi beni olumlu yönde etkiliyordu.

"Bora"

O an beni fark edip bana baktı.

"Uyanmışsın"

"Kahvaltı mı hazırlıyorsun?"

Elindekileri de hızlıca tabağa koyup tabağı da masaya koydu. "Otur acıkmışsındır"
Masaya bir göz gezdirdiğimde dünkü kahvaltının neredeyse aynısı idi. Her şey vardı  ve kahvaltıyı çok güzel hazırladığına kesin kanaat getirmiştim.

Masaya yerleştik ikimiz de. O yine okuyacak bir şeyler bulmuştu kendine ben ise sessizliğe gömülen taraf oldum.

"Dün konuştuğumuz evlere gidecek miyiz?" Dedim.

"Bugün İstanbul'daki eve yarın da İzmir'deki eve gideceğiz" çok rahat söylese de ben onun kadar rahat bir insan değildim.

"Ve bana şimdi mi söylüyorsun?"

Çayını yudumladı.

"Sen hastayken aklıma gelmedi söylemek...şuan nasılsın?"

Ben de yemeğe başladım o sıra ve nasıl olduğumu düşünmeye başladım. Midem bulanıyor, bazen kusmak istiyorum bazen kramp giriyor şuan da ağrımıyor değil hatta. Halsizim ve ateşim her an çıkacakmış gibi hissediyorum onun dışında iyiyim

"İyiyim"

Gözlerimin içine baktı ben de bakmak zorunda kaldım çünkü adeta kıskaç gibiydi.
Bir süre sonra gözlerini benden ayırdı.

"Sevindim, şimdi kahvaltını et ve yola çıkalım"

Kafamı salladım ve yemeğimi yedim. Ardından hizmetliler olmadığı için sofrayı toparlamaya koyuldum ki Bora beni durdurdu.

"Gerek yok ben hallederim sen hazırlan hadi"

"Tamam"

Onun sözünü niye bu kadar bir anda dinlemeye başladım anlamadım ama içgüdüsel bir şekilde ona ayak uydurmaya başlamıştım, herhalde onun evinde kaldığım içindi. Tabi ki de kendi evimde gibi rahat hissetmediğim için ekstra rahatsızdım.
Yukarı çıkıp ilk önce ılık bir duş aldım ardından odama girip elime ilk gelen şeyleri giymeye başladım. Havalar soğumaya başladığı için kalın giyinmek şarttı. Siyah bol bir sweat altına da yine siyah kalın bir tayt giydim. Saçlarımı kurutmaya vaktim olmadığı için sadece tarayıp çantamı alıp çıktım.

Bora kapının ağzında beni bekliyordu. Merdivenleri hızlıca inip yanına ulaştım. Beni görünce baştan aşağı süzdü. Bakışları beni rahatsız etmedi değil bu yüzden dün bana söylediklerinin aynısını söyledim.

"Beni izlemeye gelmedin değil mi?"

Hafifçe sırıttı.

"Yoo, aksine senin için geldim aslında ben sana hayranım ve seni izlemek için yanıp tutuşuyorum" sinirle güldüm.

HeykeltıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin