27 - Her Zaman, Hep Bana

3 1 0
                                        

 not: iki bölüm uzunluğunda bir bölüm oldu, keyifli okumalar

Dilan'dan

 Uyku sersemliğiyle gözlerimi ağır ağır açmaya çalışırken aslında tam anlamıyla uyanamadığımı anladım. Birisi beni taşıyordu. Güçlü birisi.

"Bora?" 

 Kokusunu aldığımda Bora olduğundan emin oldum ve rahatlama hissi yayılmıştı bedenimde.

"Gözlerini kapat uyuman lazım"

 Sakin sesi kulaklarımı doldururken uykuya tekrar dalmıştım. Sabah uyandığımda yatağımdaydım. Hemen saate baktım. Biraz geç olduğunu gördüğüm gibi hazırlandım. Kişisel bakımımı hallettikten sonra kıyafete geldi sıra. Dolabıma baktığımda kıyafetlerimin azalmaya başladığını fark ettim. Alışverişe çıkmayı kafamın bir köşesine not aldıktan sonra elime geçen beyaz bir kazağı altına da siyah taytımı giydim. Aynaya bakmadan hızla tarakla saçıma şekil verdikten sonra odamdan çıkıp aşağı indim. Mutfaktan sesler geliyordu. 

 "Bugün toplantım var onlarla, eğer ortak sonuca varırsak kabul edebilirim fakat ümitlenme hala bu işe sıcak bakmıyorum... Önce teklifi farklı değerlendirmemiz lazım"

 İçeri girdiğimde Borayla Okan konuşmalarını yarıda kesmişlerdi. "Günaydın Dilan" Dedi Okan sıcak bir şekilde, ben de gülümsedim. "Günaydınız çocuklar, sizi böldüysem gidebilirim iş konuşuyordunuz sanki"

 Bora hemen beni engelleyerek yanıma oturmamı sağladı. "Hayır bölmedin, kahvaltı yapacaktık şimdi sen de katıl" 

 Masaya baktığımda kendilerince çok güzel şeyler hazırladıklarını gördüm ve dayanamayıp bir çatal alıp onlara katıldım. İştahım nedense açılmış gibi yedim. Bora da beni gülerek izledi.

"Seni dün aç mı bıraktık acaba?" Göz kırparak yaptığı imayla yanaklarım kızardı. Dün geceyi hatırladığım gibi utançtan her yerim titredi. " Yoo" Diyebildim sadece ve Boraya bakmamaya çalışarak yemeğime devam ettim.

 Tam o sırada Pelin bağıra çağıra mutfağa girdi. Şokla ona baktığımızda gördüğümüz şeyle kahkahayı patlattık. Yüzü tamamen boyalarla, şekillerle ve yazılarla kaplıydı. Pelin tanınmaz hale gelmişti.

 "Okan seni mahvedeceğim! Ecelin olacağım senin! Gel buraya!"

 Okan kahkahalarının arasından konuşmakta zorlanıyordu. Borayla ben şaşkınca bir ona bir diğerine bakıyorduk.

 "İşte şimdi bir tarafıma benzemişsin!" Dedi ve ikinci bir kahkahayı basacakken Pelin ona doğru koşmaya başladı. Okan korkudan masadan fırladığı gibi mutfağın içinde koşuşturmaya başladılar.

 "Ben göstereceğim sana ne tarafına benzemişim... Gel buraya parmaklarını kırıp sana yedireceğim buraya gel!" 

 Pelin hariç herkes gülerken mutfağın içi savaş alanına dönmeye başlamıştı bile. Onlar kendi halinde savaşırken o sıra ağzıma zorla bir şeyler tıkan Bora'ya baktım. Sorgulamadan uzattığı şeyleri bir bir mideye indirdim ve keyifle Pelinleri izledim. 

 "Yakalayamıyorsun bile... İyice yaşlanmaya başlamışsın bıyıklı"

 "Bıyıklı mı? Yedim seni çocuk"

Okan Pelinden kaçarken bana çarpınca Bora gereksiz bir şekilde köpürdü.  

 "Dikkat et lan sağına soluna çocuk musun sen?"

"Pardon abi görmedim"

 Pelin sonunda Okan'ın üstüne atladığı sırada mutfaktan çoktan çıkmış başka yerde tepişmeye gitmişlerdi. Borayla yalnız kalınca beni ilgiyle seyrettiğini gördüm. Utanmadan iki dakika durmayayım zaten.

HeykeltıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin