Not: sanırım her bölüm bu uzunlukta olacak eğer çok uzun gelirse mola vererek okuyun, keyifli okumalar.
Saat gece bir buçuk.Daha saatler öncesinde adeta ölüm savaşı verir gibi tanıştığım insanla koltukta oturmuş konuşuyorduk.Tabi ki havadan sudan değil, annemi nasıl kurtarabileceğimizi konuşuyorduk.Daha doğrusu adı Bora olan bu karşımdaki yabancı şahsın anlattığı planı dinliyordum.
"Şimdi dediğine göre annem yüksek güvenlikli bir yerde tutsak ve tam konumunu bilmemekle beraber hangi odada kiminle birlikte bunları da bilmiyorsunuz. Amacınız bunları çözerek onu kurtaracak düzgün bir plan oluşturmak, doğru mu anlamışım?" dedim tüm ciddiyetimle.
"tam olarak öyle"
"Tamam o halde, Sedat'la tanışmak istiyorum bir de onun ağzından dinleyelim" Yüzüme garip bir yüz ifadesiyle baktı.Sanırım rahatsız olmuştu ama kendimce gayet mantıklı buldum bunu.Sedat'la tanışmadan böyle bir yola çıkacağıma inanmamıştı değil mi?
"Olur tabi ki ne zaman istersen" tek kaşımı kaldırdım "Bir an önce mesela" Gerçekten buna rahatsız olduğunu gözlerinden, hal ve hareketlerinden anlayabiliyordum.Neden rahatsız olmuştu ki? yalan mı söylüyor acaba?
Umarım yalan söylemiyorsundur Bora
Yoksa cehennemin olurum.
Hırkasını çıkarttı, saçlarını karıştırdı ve elini dudaklarına götürüp dudaklarını kemirdi.Bir şeyler tartıp biçiyordu kafasında, belli.O an fark ettim ki Bora kaslı ve uzun biriydi.Ondan neden korktuğumu şimdi daha iyi anlayabiliyordum.Bu kalıpta birinin sizi ilk görüşte tedirgin etmeme şansı yoktu.Ya da gözümde çok büyüttüm, her neyse.
"İki gün sonra şehir dışından dönecek, o zaman sizi tanıştırmak için program yaparım, ne dersin?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Pekala uygun...sen ne yapacaksın peki bu süreçte?"
"Partnerin olacağım elbette" şaşkınca cümlesini tekrarladım.
"Partnerim olacaksın" kendinden emin bir şekilde cevapladı "Evet, bir problem mi var?"
"yok.. yani...ilk günden evime izinsiz girip üstüne evime hapseden biriyle nasıl partner olacağım şaşırdım..." sesim sona doğru kısılmıştı. Gözlerime öyle bir baktı ki içinde kaybolmuş gibi hissettim.Bana biraz daha yaklaştı.
"Dilan bu hayatta hiç aklından geçirmediğin şeyler başına gelir, hiç beklemediğin kişilerden ummadığım şeyler görür ve öğrenirsin. Seninle böyle tanışmak ben de istemezdim fakat başka seçeneğim yoktu aksi taktirde polise başvuracağına adım kadar emindik"
"Emindiniz?"
"Emindim...yani Dilan'cığım, ne yazık ki partnerinim" Küstahlığa bak.Sanırsın İngiltere prensiyle konuşuyorum.
"Bana pekte üzgün gibi gelmedin ama neyse" Koltuğa yayılarak bir bacağını diğer dizinin üstüne attı ve çok rahat bir tavırla gülerek konuşmaya başladı.
"üzgün değilim çünkü, evet kötü bir başlangıçtı fakat ben olması gerekene üzülmem. Yoksa üzülmemi falan mı bekledin Dilan?" gerçekten sinir bozucu bir herif.Bir nefes aldım ve konuştum.
"Bora mısın Burak mısın her ne isen sana şunu söyleyeyim... bak ben senin gibi akıl vermeyi seven veya üste çıkmaya çalışan bir insan değilim. Beni gözlemlediysen az çok çözmüşsündür zaten çözülmesi kolay bir kızım, bilinmezlikleri gizlileri saklıları seven bir kız hiç değilim yani her ne yapmak istiyorsan yanlış kişiye oynuyorsun, o ben değilim"
Tek seferde kurduğum bu cümle karşısında çenesi kasıldı.Sanırım hayatımda ilk defa bu kadar iyi savundum kendimi.Bir daha yapabilir miyim sanmam.
![](https://img.wattpad.com/cover/351667610-288-k689808.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş
Teen Fiction☆ Heykeltıraş olan Dilan, annesinin öldüğünü sanıyorken bir gün onun yaşadığını öğrenir ve onu kurtarmak için kendisinden yardım isteyen zengin bir adamın teklifini kabul ederken ona bu süreçte eşlik edecek olan Bora'ya hisler beslemeye başlar. ☆