Yorucu bir günün ardından nihayet son dersteydik. İğneleyici bakışlarını saymazsak gerçekten iyi insanların olduğu bir sınıfa düştüm diyebilirdim.
Ders Tarihti ve garip ki tüm derslerde uyuyan Gökhan bu derste uyanıktı. Garip hissetme sebebim Gökhan'ın uyanık olması değil, beni izlemesiydi. Birkaç defa göz göze gelmemize rağmen gözlerini benden ayırmıyordu.
Önündeki defterin arkasından küçük bir kağıt koparıp bir şeyler yazdı ardından önüme bıraktı. buruşturduğu kağıt parçasını açıp yazılana baktım.
Kaşındaki iz nasıl oldu
Bunu nasıl fark ettiğine anlam veremeden Gökhana baktım. Beni gerçekten dikkatlice incelemiş olmalıydı. Cevabı vermek için ağzımı açtığımda parmağını dudağına değdirdi. Konuşmaktan çok yazışmak istiyor gibiydi.
Bana verdiği kağıdın arkasını çevirdim.
Bakışlarınla oymuş olmalısın
Kağıdı ona uzattım. Yazımı okuduktan sonra kıkırdadı. Yazımı incelerken dilini dişine değdirdi ardından kafasını tekrar sıraya koydu ve camdan dışarıyı izlemeye devam etti.
Tüm ders saati boyunca Gökhan dışarıyı izledi bense dersi dinlemeye çalışıyordum. Gökhan'ın pantolonundaki kabarıklığı gördüğüm andan beri aklıma saçma şeyler geliyordu. Başımı Gökhana çevirdim. Gökhan hala dışarıyı izliyordu gözüm erkekliğine indi.
Okul pantolonu çok dardı sağ tarafa yatmış erkekliği çok fazla belli ediyordu. Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki kafasını bana doğru çevirdi. Hızlıca yeşillerine baktım.
"Ağzının salyalarını sil."
Onu dikizlediğimi nasıl anladığını anlamadım. Öyle rastgele cümleleri kafasına göre kuramazdı. Yeşillerindeki gözlerimi çekip derse odaklanmaya çalıştım. Gerildiğim için nefesim düzensizdi.
Nihayet zil çalmıştı ve dağılma zamanımız gelmişti. Eşyalarımı toplarken Gökhan da sırt çantasını omzuna aldı ve izin istemeden sırayı öne çekip sıradan çıktı.
Çantamı sırtıma alıp ayağa kalktım. Okuldan çıkana kadar zihnime hücum eden düşünceleri aklımdan çıkarmaya çalışıyordum.
Okul kapısının önündeki Mercedes'i görünce moralim yerle bir oldu. Belli ki babam beni alması için şoförü göndermişti.
Şoför kapıyı açtı.
"Neden geldin Salih?"
"Burhan Bey bugün sizi okuldan almam için talimat verdi efendim."
"Ona bu güzel teklifini reddettiğimi söylersin."
"Ama efendim Burhan bey..."
Salih'in cümlesini bitirmesini beklemeden direkt durağa doğru yürümeye başladım. Salih ne kadar ikna etmeye çalışırsa çalışsın babamdan gelen herhangi bir şeyi kabul edemezdim.
Durağa vardığımda Gökhan'ın durakta tüttürdüğünü görünce ister istemez şok olmuştum.
"Tüttürmek için mükemmel bir yer değil mi?"
Söylediğim cümleye karşı sadece kafasını bana çevirip gülümsedi.
"İzninle."
Gökhan biraz sağa doğru kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLARDAN KASIM +18 (GAY)
Fiksi Umum... Hoca elindeki orta boy tebeşiri uzanan kişiye fırlattı. Kafasına tebeşir yiyen çocuk kafasını sıradan kaldırmadan ilk bana ardından hocaya baktı. "Gökhan gönüllü olduğun için teşekkür ederim. Arkadaşımızın bu cömertliğini alkışlayalım." ...