FİNAL

33 0 0
                                    

"Sinir krizi geçirdiğim için çoğu şeyi hatırlamıyordum. Ambulans hastaneye varamadan Gökhan ölmüş. Çok fazla kendimi kaybettiğim için bana söylemediler çoğu şeyi."

Hala göğsüme bir ağrı giriyordu. Zar zor nefes aldığımı gören Ali elimi sıkıp bir kadeh uzattı.

"Al biraz rahatla. Anlatmak için acele etmene gerek yok."

Sadece gülümsemekle yetindim. Ardından anlatmaya devam ettim.

***

(Emre Aydın - Sen beni unutamazsın şarkısıyla okunması önerilir.)

Odamdan çıkmıyor, hiç kimseyle irtibata girmiyordum. Yerde öylece uzanmış elimdeki Gökhandan kalan kanlı tişörte bakıyordum.

Kapının hüzünlü tıkırtısının ardından boğuk bir ses geldi.

"Kerem. Gökhan'ın son yolculuğuna uğurlaman gerekiyor."

Biraz duraksadı.

"Onu yalnız bırakma."

Babam ilk defa insancıl konuşuyordu. Pişmandı belli ki. Belki de rol yapıyordu.

Kalbime saplanan ağrıya karşın hıçkırıklarla ağlamaya başladım.

"Canım acıyor baba!"

Hıçkırıklarım yüzünden nefes alamıyordum. Yüzümde kurumuş olan kan demir kokuyordu.

"Hadi toparlan."

Tişörtü burnuma değişirdim. Metalik kokan kanla harmanlanmış kokusunu içime çektim.

"Anne! Ağhhhh anne!!! Canım acıyor!!!"

Bağıra bağıra ağlıyordum. İlk defa anne kelimesini ağzıma alıyordum. Ne kadar da tuhaf.

Sesim duvarlara çarpıyordu. Bu nasıl bir acıydı böyle? Sanki kalbimi biri avucunda tutup sıkıyor, sıktığı yetmezmiş gibi onu çeviriyordu. Kalbimdeki ağrı tüm bedenimi çevriliyor çene kaslarımın gerilmesine neden oluyordu.

Acının belki az da olsa tarifi oluyordu. Fakat içimdeki bu koca boşluk... Bu koca boşluğun tarifi yoktu. Ölen sanki Gökhan değildi. Ölen bendim.

"Nedenn?! Neden bunu... Ağhhh neden bunu bana... Yaptın?!"

Elimdeki kanlı tişörte sarıldım. Acı dolu haykırışlarımı kimse duymuyordu.

"Konuşarak anlaşamaz mıydık?!!"

Ağlamaktan gözlerim ağrıyordu. Bedenimde ki herbir parçam Gökhan diye haykırıyordu.

Olmuyordu. Ona seni affediyorum diyememiştim. Gönül rahatlığıyla hadi yuvamıza dönelim unutalım her şeyi, geride bırakalım herkesi diyemedim. Haklıydı. Ben korkağın tekiydim.

Beni yarım bırakmaya hakkı yoktu. Bunu bana yapacak kadar öfkeli miydi gerçekten? Cennetimi yanında götürüp beni bu iğrenç hayata, bu iğrenç cehenneme nasıl bırakabilmişti?

Elimdeki tişörtü sonkez kokladım. Ardından zor da olsa ayağa kalkabildim. Tişörtü olduğu yere bırakıp kişisel banyoma girdim.

Uzamaya yüz tutmuş sakallarıma baktım. Bir zamanlar bu banyoda Gökhan için tıraş olurdum. Uzun sakallardan nefret ederdi.

Sol yanağımda kanlı el izine dokundum. Sonkez bu yüzüme dokunmuştu. Nasıl yıkayabilirdim ki bu izi?

Islak gözlerle zar zor gördüğüm musluktan soğuk suyu açıp yüzüme çarptım. Hafif kırmızıya çalan suyun lavabodan akıp gidişini izledim. Ardından daha da sertçe yüzüme soğuk suyu vurdum. Yüzümü adeta tokatlıyordum.

AYLARDAN KASIM +18 (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin