28

27 1 0
                                    

Söylesene Kerem veda etmek canını yakmadı mı? Ya da seni uzaklaştıran asıl şey sana olan sınırsız sevgim miydi? Sana ait olmam yetmiyor muydu?

Duştan çıkarken aynada ki buharlı yansımama baktım.

"Acınası haldesin."

Kalbim az sonra edilecek veda yüzünden sızlıyordu.

Gökhan'ın gözünden.

Banyodan çıkınca yatakta henüz uyanmamış olan aşk adamıma gözüm kaydı.

Kanser tedavimi olduğum yıllarda kemoterapi yüzünden o bitkin halimi görüp üzülmesini istemeyen bendim fakat tek bir cümleme aldanıp yıllarca beni terk edip gitmesini hala aşamıyordum.

Beni terk etmekle kalmayıp tamamen unutmuştu. Terk etmesini bir şekilde affederim fakat unutması, bu imkansız. Bir insan sadece değer vermediği birini unutur.

Tedavim sırasında sadece Keremle geçecek olan günlerimi hayal ediyordum. Takvimden eksilen her sayfayla birlikte ona olan inancım da eksildi. Belki ilk tanıştığımız zamanki gibi hala aşıktım ona. Fakat vedalar acı olsada bazen hoşçakal diyebilmeli insan.

Banyo kapısını sessizce kapatım. Yerde duran giysilerimi kaldırıp tekrardan giyindim. Ardından masa üzerinde duran defterden bir sayfa kopardım. Sandalyeye oturup masaya doğru yaklaştım. Arkamda uyuyan vurdum duymaz ahmağa baktım.

"Özgürlüğün tadını çıkar sevgilim."

Önümde duran boş kağıda ne yazacağımı düşünmeye başladım. Uzun uzun bir şeyler yazmak istemiyorum çünkü bu beni sadece daha fazla acınası gösterir.

En az acınası gözükeceğim seçeneği seçerek bir şey karaladım kağıda.

Kağıdı ikiye katlayıp Keremin başucunda duran komodinin üzerine bıraktım.

Dolan gözlerim görüşümü kaybetmeme sebep oluyordu. Gözlerimi elimin tersiyle kurutup bebek gibi uyuyan ahmağın dudağına hafif bir buse kondurdum.

"Elveda."

Arkama bakmadan kapıya doğru hızlıca ilerleyip kapıyı açtım.

"Nereye gidiyorsun?"

Arkamdan gelen henüz ayılamamış çatallı sesle olduğum yerde kalakaldım. Onu öpücüğüm mü uyandırmıştı?

Arkama baktığımda Kerem hala yarı uyur pozisyondaydı. İçimi rahatlatan bir duyguyla:

"Ekmek alıp geliyorum."

Yalanını söylemekle yetindim.

"Hmm. Pekiğ."

Çatallı ses uykuya kaldığı yerden devam etti. Bense yoluma devam edip kapıyı arkamdan örtmekle yetindim.

Sahilin kıyıya vuran hırçın dalgaları beni kendine çağırıyordu.

"Şimdi ne olacak? Ne yapacaksın Gökhan?"

İyi hissetmem gerekmiyor muydu? Neden daha fazla ağırlık çökmüştü ki üzerime? Sonuçta adımı dahi hatırlamayan birini terk etmiştim.

Üzerimdeki kabanı çıkarıp banka bıraktım.

Eylül kendini belli etmeye başlamıştı. Soğuk meltem irkilmemi sağlıyordu.

Soğuk deniz neden beni çağırıyordu ki?

Cebimde duran eski fotoğrafı çıkardım. Lise yıllarımızda Kerem zorla vermişti bu vesikalığı. Pezevenk vesikalıkta bile çok yakışıklıydı. Zarar görmesin diye koli bandıyla kaplamıştım fotoğrafı. Ne kadar da masumca bir düşünce.

Yaşamak için bir sebep yoktu. Neden bunca zaman hayatta kaldım ki? Bir ailem yok, okuduğum bir üniversite yok, ömrümü adayabileceğim kişi de yoktu artık. Düşündüm ki kendi ayaklarımın üzerinde durup çalışırsam mutlu olurum. Fakat o da olmadı.

Elimde duran vesikalığa bir buse kondurup avcumun içinde sıkıca tuttum.

En azından güzel bir gece geçirdin Gökhan. Ve bu senin son güzel gecendi. Hırçın denize doğru adım attım. Parçalarıma vuran deniz bir hayli irkilmemi sağladı.

Hayatın sonu böyle bir şey miydi? Önümde uzanan kocaman gri deniz beni kendine mezar edecekti. Yıllarca izleyerek huzur bulduğun deniz seni sonsuz huzura kavuşturacak Gökhan.

Derin bir nefes alıp çoktan belimi kaplayan denizde derinlere yürümeye devam ettim.

Ne ironik ama Gökhan'ın terk eden Kerem şirketinde ve yeni hayatında mutlu mesut yaşarken, Keremi terk eden Gökhan onsuz hayat düşünemediği için ölüyordu.

Babam haklıydı. Sevilemeyecek kadar zavallıydım.

Göğsüme dolan serin deniz titrek nefes almamı sağlıyordu. Mükemmel bir histi.

"Huzur bu olsa gerek."

Titrek sesime aldırış etmeden gülümsedim.

Beni içine alan deniz gözümde hiç bu kadar güzel ve büyük olmamıştı.

Belki de onu bu kadar canlı yapan şey sönen hayat ışığımdır.

İçimi ısıtamayan ışık şuan yolumu aydınlatıyordu.

AYLARDAN KASIM +18 (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin