Tanışalı çok fazla olmamıştı ama biz yıllardır bir arada olan ev arkadaşları gibi rahattık.
Gökhan sofrayı toplarlayıp bulaşıkları yıkarken bana da kuruyan çamaşırları toplama görevini vermişti.
Giysilerden gelen koku nedensizce çok hoşuma gidiyordu. Klasik yumuşatıcı kokusuydu ama ne bileyim farklıydı. Gökhan'ın evi olduğu için olabilirdi. Veya Gökhan'ın yumuşatıcısı olduğunu bildiğim için farklı geliyordu.
Bu güzel kokuya doyabilmek için çamaşırları yavaş yavaş topluyor, katlıyor ve sepete indiriyordum.
Evimde de güzel kokular vardı. Fakat hapishane ne kadar güzel olursa olsun, bir mahkum bu güzellikleri göremez. Bu sebeple evimde olan her şeyden nefret ediyorum.
Gökhan'ın evinde sadece bir gece uyumuştum. Bir gece bile sanki yıllardır kalıyormuşum gibi hissettirmişti.
"Keşke sonsuza kadar burada kalabilsem."
Neden sesli söylediğimi bilmiyordum. Sadece söylemek istemiştim.
"Korkarım bu mümkün değil."
Tanıdık sesle yerimden zıplayarak arkama baktım.
Gökhan kapının eşiğine yaslanmış, kollarını birbirine bağlayarak beni izliyordu.
"Korkuttun beni."
Sesli bir kahkaha patlattı.
"Pardon. Amacım korkutmak değildi."
Önüme dönüp çamaşırları toplamaya devam ettim.
"Neden mümkün değilmiş."
Kısa bir sessizlik oluştu. Düşünüyordu sanırsam.
"Bedavacı birini kimse istemez."
Homurdandım. Aptal gibi hissettiğim için utanıyordum.
"Bedavacı falan değilim."
"Kira ödeyip evin ihtiyaçlarını karşılayacabilecek misin?"
"Hepsini ben yapacaksam sen ne yapacaksın?"
"Yemekleri ve ev işlerini. Her gün yemek yapmam ama ha."
"Ev hanımı olmak için doğmuşsun. İdeal anne seni."
Yavaşça yürüyerek yanıma gelip enseme vurdu.
"Lan!"
Sert bir bakış atmaya çalıştım. Başarılı olup olmadığımı Gökhan'ın yanıtından anlayacaktım.
"Sofrada parmaklarını yiyordun az kalsın. Utanmadan birde dalga geçiyor."
Sırıtıp telde ki son çamaşırı alıp katladım.
"Sofrayı toplarlayıp bulaşıkları yıkadım. Sen hala bitiremedin çamaşırları."
"Şimdi bitti işte."
"Salyangoz."
"Sorun bende değil, sende. Işık hızında iş yapıyorsun."
"Eminim öyledir."
Gökhan sepeti yerden kaldırdı. Elimdeki tişörtü sepete bırakmam için kaş göz işareti yaparak sepeti salladı. Elimdekini sepete bırakınca Gökhan da sepeti yatak odasına doğru götürdü.
Yapacak bir şeyim olmadığı için Gökhan'ı takip ettim.
"Sürpriz dediğin şey nedir?"
Sepeti yere indirip gardrop'un kapağını açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLARDAN KASIM +18 (GAY)
Ficción General... Hoca elindeki orta boy tebeşiri uzanan kişiye fırlattı. Kafasına tebeşir yiyen çocuk kafasını sıradan kaldırmadan ilk bana ardından hocaya baktı. "Gökhan gönüllü olduğun için teşekkür ederim. Arkadaşımızın bu cömertliğini alkışlayalım." ...