Sakin bir günde meltemi teninizde hissettiniz mi hiç? Teninizi serinleten minik esinti sayesinde gününüz güzelleşti mi ya da?
Saçlarınızı okşayan esinti kadar güzel hissettiren çok az şey vardır dünyada diye düşünüyorum.
Şuan karşımda duran kişiye karşı eskisi kadar fazla çekim hissetmiyordum. Düşününce eskiden hissettiğim çekim aşk değil hevesmiş. Bazen başka insanlara karşı anlayamadığınız şeyler hissedebilirsiniz diye düşünüyorum.
"Değişmişsin."
Gökhan'ın konuşması düş'ümü bir ok gibi yarıp geçti.
"Sende öyle."
Gülümsedi.
"Omzum kırılmış."
Ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Özür dilerim. İyileşene kadar sana destek olurum."
"Zorunda değilsin."
"Benim dikkatsizliğim yüzünden ölebilirdin."
"Orası öyle."
"Bu yüzden destek olmak istiyorum."
"Vicdanını rahatlatmak için mi yani?"
Öyle de denebilirdi.
"Hayır tabii ki. Sadece hatamı telafi etmek istiyorum."
"Bir kere yalnız bıraktın. Yine bıraksan sorun olmaz."
Ne?
"Nasıl yani?"
"Cidden hatırlamıyor musun?"
Neyi? Tam olarak neyi hatırlatıyorum?
"Sessizliğine bakılırsa hatırlamıyorsun gibi."
Omzunu tuttu.
"Kolumu alçıya aldırmam gerekiyor. İzninle."
Yanımdan öylece geçip gitti. Tıpkı bir yabancıymışım gibi. Arkasından sessizce onu takip ediyordum. Varlığımın farkındaydı fakat hiç yüzüme bakmıyordu.
Pastanedeki haliyle şuanki hali arasında dağlar kadar fark vardı.
Bu, onun da beni unuttuğu anlamına geliyordu. Peki ya şuan neden suçlu gibi hisseden tek kişi bendim?
Yaklaşık bir saat içinde hastane işi tamamlandı. Taburcu olduktan sonra nihayet yüzüme baktı.
"Daha ne kadar takip edeceksin?"
"Neyin var senin?"
"Hiçbir şeyim yok sadece daha ne kadar takip edeceksin merak ediyorum."
"Geç oldu. Bu saatte ulaşım aracı bulman çok zor. Seni evine bırakayım."
"Gerek yok."
"Hatamı telafi etmek istiyorum. Reddetme lütfen."
Biraz düşündü.
"Peki."
Yola çıkalı 10 dakika olmuştu ve garip bir sessizlik vardı.
"Daha önceden bıraktın derken neyi kastettin?"
Yüzüme baktı.
"2006 da hastanede olanları bu kadar hızlı mı unuttun?"
Hastanede olanlar?
"Seni bırakmamı ve bir daha karşına çıkmamamı söylediğin günden mi bahsediyorsun?"
"Bir daha karşıma çıkma demedim ben."
Biraz duraksadı. Ardından devam etti.
"Sadece iyileşene kadar yanıma gelme demiştim."
"Kanseri atlattın mı?"
"Karşında olduğuma göre?"
"Kanserli atlattığın anda karşına çıktığıma göre sorun yok."
"Kerem aptal mısın? Yoksa aptal taklidi mi yapıyorsun?"
"Üslubuna dikkat edersen sevinirim."
Şaşırdığını yüzüne bakmadan bile hissediyordum.
"İkimiz de gençtik. Bir anlık heves için tartışmaya değmez."
"Senin için heves olabilir..."
Ne dediğinin farkına vardığı an cümleyi yarım bıraktı.
"Sağa çek."
"Ne?"
"Sağa çek!"
"Olmaz."
"Zorla mı tutacaksın amına koduğum?!"
Daha çok gaza asıldım.
"28 yaşında olmana rağmen hala ergenliğini atlatamamışsın. Ne yani gaza bastığın an korkup sikini yalamamı mı bekliyorsun?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Kolumu kırmak tatmin etmedi şimdi de hayattan silmek ister gibi bir halin var."
Gereksiz derecede boş yapıyordu şuanda.
"Bana bir daha yanına gelmemi söyleyip üzerine trip atman çok olgunca."
"İnsanların en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda bırakmak olgunluk mu?"
Arabayı hızlıca sağa çektim.
"Bunu benden sen istedin. Kalmamı istiyorsan kal dersin ne sikime laf kalabalığı yapıp git diyorsun? Ben medyum değilim insan zihni okuyamıyorum."
"Medyum olmana gerek yok sağ duyulu ol yeter."
"İyileşmişsin daha ötesi mi var?"
"Daha çok hastalandım Kerem. Kanserden gebersem böyle olmazdı emin ol."
"Teşekkür edeceğin yerde hala kaf kef yapıyıp kafa açıyorsun. O kadar para çöpe mi gitti onu mu demeye çalışıyorsun şuan?"
"Para?"
"Babamın ödediği masraflar."
Anlamadığım bir anda toktı yüzümün orta yerine yedim.
"En yakın zamanda paranı öderim alçak herif. O kadar para çöpe gitmemiş olur."
Hızlıca arabadan inip yürümeye başladı. Yüzümdeki sızı ve bende ki şokla öylece kalakalmıştım. Verdiğim parayla övünmekten ziyade aslında çok fazla çabaladığımı söylemek istemiştim.
Hata mı ettim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLARDAN KASIM +18 (GAY)
Ficção Geral... Hoca elindeki orta boy tebeşiri uzanan kişiye fırlattı. Kafasına tebeşir yiyen çocuk kafasını sıradan kaldırmadan ilk bana ardından hocaya baktı. "Gökhan gönüllü olduğun için teşekkür ederim. Arkadaşımızın bu cömertliğini alkışlayalım." ...