13. Bölüm

14 2 0
                                        

Sabah olmuştu. Aralık kalan perdesinden içeriye güneş ışıkları doluyordu. Hava iç ısıtır cinstendi. İçeriye dolan güneş ışıkları sayesinde gözlerini araladı. Kendi kendine bir günaydın diyip yan taraftan telefonunu aldı. Saate baktığında alarmına daha 1 saatten fazla olduğunu gördü. Bu vakit ona rahat rahat hazırlanma imkanı sunacaktı. Yatağında doğrulup şöyle bir gerindi. Her doğan yeni bir gün onun için yeni bir sayfa demekti.

Ayağa kalkıp penceresini açtı. Temiz havayı içine doldurdu. Bahçede bir tek bahçıvanı gördü, kediler ve köpekler için mama dolduruyordu kaplara. Duş almak için banyoya ilerledi. Güzel bir duş onu yeni gün için daha fazla hazır hissetirebilirdi.

Buhar olmuş olan aynasını silip dişlerini fırçaladı. Saçlarını kurutacak iken kapısı tıklatıldı. "Buyrun" diye seslendi kapının dışındakine. Gelen kişi halası Beliz'di. "Günaydın canım, buraya gelecektim uyandırmak için. Ama merdivenlerde Fidan hanım ile karşılaştım. Okul formanı getiriyormuş. Dedim hazır gideceğim onuda ben getireyim. Al bakalım." dedi elindeki okul formasını yatağın üzerine koyarken.

Huzur okum formasına bakınca biraz şaşırdı. "Gerçekten bir okul forması mı giyiyoruz?" diye sordu şaşkın bakışlarını devam ettirerek.

Beliz "Evet, en azından sizin zamanınızda modernleşmiş. Beyaz ya da gri lakos, gömlek ve ya kazak. Altınada ya bu kırmızılı grili etek yada gri pantolon. Hatta baksana gri mom jean bile izin veriliyormuş." Diyerek elindeki kağıdı gösterdi.

Ardından aynanın karşısına geçip grili beyazlı kolej hırkasını üzerine tutup "Bizim zamanımızda beyaz gömlek, siyah etek ve ceketi giyiyorduk. Hatta kızlar bile kravata benzer birşey takıyordu." Diyerek acı acı kahkaha attı.

Huzur "Oldukça ciddi bir yere benziyor." Diyerek yüzünü ekşitti.

Beliz "Aslında çocukların bu zamandan hayata hazırlanmadı gerektiğini düşünüyorlar. Eğer şimdiden bu tarz ufak gibi görülen kıyafet sorunları ve buna benzer sorunlar çözülürse ilerleyen zamanlarda ufak sorun diye bir şey kalmazmış. Nereye gidersen oraya göre giyinip oraya göre haraket etmek önemli olarak bakıyorlar." dedi.

Huzur "Bir yandan iyi ama sonuçta lise." Diyerek iç çekti.

Beliz "Haklısın biraz eğlenceden zarar gelmez. Hadi bakalım zaman geçiyor. Giyin artık. Kahvaltıdan sonra çıkarız." diyerek kapıya yöneldi.

Huzur "Şey hala aslında okula Çınar götürecek." Dedi utangaç bir tavırla.

Beliz kocaman gülümseyerek yüzüne baktı. "Hımm öyle diyorsun. İyi bakalım annemi ben hallederim." diyerek göz kırptı ve odasının kapısını çekti.

Huzur odasına gelen formalar arasından gri kazak ve eteği seçti. Üzerine siyah yere kadar inen kabanını alıp ayağına postallarını giydi. Saçlarını salık bırakıp uçlarını biraz kıvırdı. Yüzünede göz altı kapatıcısı ve doğal tonda biraz allık sürdü. Okul için gayet hazırdı. İlk izlenim önemli diye düşünerek çantasına bir kaç defter kalem attı.

Kahvaltı masası hazır sadece kişiler bekleniyordu. Babaannesi en başta yerini almış. İkizler, amcası, halası da masadaydı. Burak ve Burçak daha aşağıya inmemişti. Huzur'da yerine geçip amcasına dönerek "Günaydın amca. Buse ve Seda abla ne zaman dönecekler?" Diye soru yöneltti.

Amcası kendisine doldurulan çaydan bir yudum alarak "Buse'nin burada yaşayıp okula gitmesi için bir kaç evrak işleri var. Onları hallettikten sonra dönerler ama ne kadar sürer bilmiyorum." diyerek gazeteyi eline aldı.

Gazetenin ön manşetinde çıkan haberi gördüğü gibi gazetelerin hepsini eline alıp Fidan hanım'a uzattı. "Bunlar çalışma odasına lütfen." Dedi. Bu endişeli hali masada biraz garip karşılandı.

HuzurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin