73. BÖLÜM

283 37 1
                                    

Selammm, birkaç gündür bölüm atmıyordum bugün 3 bölümü toplu atayım dedim. Dkdkd

Neyse uzatmadan iyi okumalar diliyorum. 🤗

Yorum yapmayı ve yıldızı patlatmayı unutmayın lütfen.🌼

🪽🪽

İnkar etmek istiyordum; her şeyi, her dakikayı, son birkaç saattir yaşadığım her anı…

Duruyordum, nefesim nabzımda atmaz olmuştu sanki, kalbimin sıcaklığı yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. İnanamıyordum, sevdiğim adamdan ayrılıyordum. İnanmak istemiyordum, sevdiğim adama karşı bir büyüye tutulmuştum.

Tanrı'm, neden mutlu olamıyorduk biz?

Gözlerim Aren'in gri gözlerinde takılı kalmışken söylediği ölümcül cümle kafamın içinde yankı yaparak tekrarlıyordu kendini. “Tutulduğun Tartarus Büyüsü ile zaten beni kaybedeceksin Hüma. “

Tartarus Büyüsü demişti.
Onu kaybedeceğimi söylüyordu.
Aren benden yavaş yavaş uzaklaşıyordu.

“Ne dedin sen? “ dedim kaşlarımı çatıp kısık bir sesle. Ellerimi sıkıp üstündeki siyah gömleğin yakalarına yapıştım. “Ne dedin? “

Aren sustu, sadece gözlerime baktı. Baktı ve sustu. Sustu ve öldürdü.

“Bir şey söyle Aren; yanlış duydun de, yanlış anladın de. Bir şey söyle! “

“Doğru duydun Hüma.” İstediğim cevap Aren'den değildi, Pars söylemişti.

“Kes sesini! “ diye bağırdım Pars'a bakmadan. Gözlerim hâlâ Aren'in karamsar gri gözlerinde dolaşıyordu.

“Çıkın dışarı. “ Bu sefer Aren'di konuşan ve odadaki herkes, Wizard da dahil, lafını ikiletmeden sessizce odadan çıktı.

İkimiz de gözlerimizi çekmedik birbirinden; öldüresiye baktık ama kimse ölmedi, severcesine baktık ama ikimiz de sevmedik, af dilercesine baktık ama kimse kabul etmedi. Öylece baktık birbirimize, sadece özlem duyduk. Bir nefes kadar yakınken aramızda dünyalar varmışcasına özledik birbirimizi ve ikimiz de buna bir çare bulamadık. Kabullendik.

“Yalan de, yalvarırım yalan de. “ Acınası sesim çatlamıştı gözlerimden yaş gelirken.

“Doğru.” dedi ama Aren hiç istemeyerek. “Lanet olsun ki doğru! “

Olamazdı, olmamalıydı.
Ama olmuştu.

“Gitmeyeceksin.” dedim kararlılıkla. Madem doğruydu, o zaman onu tehlikeye atamazdım.

“Hüma, daha fazla zorlama. “

Kulaklarım doğru duymuştu değil mi, zorlama demişti bana? Hayır, bu konuşan Aren değildi, olmamalıydı.

“Ne diyorsun be! “ Ellerimi yakasından hızla çektiğimde birkaç adım geri gittim. “Sen kendini nasıl tehlikeye atarsın? “

“Senin için! “ O da sinirlenmişti artık, bağırması sadece buna işaretti. “Seni korumak ve kurtarmak için! “

“Hayır! Madem ben buraya aitim, o zaman o ihtiyarlar çözsün bu işi ama sen değil! “

“Buna sadece benim gücüm yeter. “

İnanmıyordum, bu durumu o saraydakiler kurtarabilirdi. Eğer onların Kayıp Meleği olduğum kabullendiyse beni kurtarmak zorundaydılar. Onların gücü yeterdi, yetmesi gerekirdi.

“Seni kaybetmek istemiyorum Aren, benden gitmeni istemiyorum. “

Aren sustu ve gözlerime baktı, uzun uzun baktı. Derin bir iç çektiğindeyse birkaç adım atıp yanıma geldi. Yüzünü eğip yüzüme yaklaştırdı ellerini yanaklarıma koyarken. Az önceki kızgın bakan gözleri artık şefkatle bakıyordu, birazcık da üzgün.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin