107. BÖLÜM

162 29 4
                                    

Huhuu, ben geldimmm yepyeni bir bölümleee..

Aşağıdaki yıldızı patlatmayı unutmayın lütfennn ⭐ ve okurken yorumlar yapalım lütfen. 😊

İyi okumalarr.

🪽🪽

“Aramıza hoş geldin Vera bebek…”

Beklemiyordum, Aren’in onu kolay kolay kabulleneceğini de benim adımı ona vereceğimizi de beklemiyordum. Bana saygı duyardı elbet fakat bu kadarını tahmin bile etmemiştim.

Sadece basit bir rüyaydı gördüğüm ama rüyanın basit olmadığını ve her bir detayının bir gün gerçek olacağını zaman geçtikçe anlıyordum. Kızım olacağını görmüştüm ve rüya yorumcusu doğrulamıştı, onu Dünya’da doğuracağımı ve orada kalacağını görmüştüm yine doğrulamıştı. Adının Vera olduğunu görmüştüm, dudaklarımdan istemsizce o isim çıktığında yine doğrulanmıştı.

Ve öleceğimi görmüştüm, kızımın mezarımın başında ağlayacağını…

Zamanım gelmeden öleceğimi anlamıştım, sadece nasıl ve ne şekilde… Bilmiyordum.

Bilmek istemezdim açıkçası, hangi insan öleceğini ve nasıl öleceğini bilerek yaşamak isterdi ki? Bence kimse ve ben de istemezdim.

Aren ellerini karnımda gezdirirken bebeğimiz içimde dört dönüyordu. Neden bilmiyorum ama oldukça hareketliydi, bu hali göğüs kafesimdeki tatmadığım hisleri ortaya çıkarırken bu günlerimin keyfini sürmek istiyordum.

Zira bir daha böyle bir olayla karşı karşıya gelmeyecektim.

Bu hamileliğim sondu, biliyordum. Buradan çıktıktan sonra ölene kadar gelemezdim ve öldüğümde de bir daha hamile kalamazdım. Dünya’da ise bir başkası tenime dokunamazdı.

Tek bir adama aittim ve iki tarafta da her zaman aynı adama sadık kalacaktım.
Aren benim tek aşkımdı ve ilkimdi.
Bu asla değişmeyecekti.

“Ne düşünüyorsun?”

Ağaçların dallarına dalan gözlerimi Aren’in sorusu ile ona çevirdiğimde üstümdeki battaniyeyi daha sıkı sarmıştı omuzlarıma. Soğumuş havanın hırçın rüzgarı tenime değmezken sıcaklık içimi uyuşturuyordu.

“Hiç.” dedim ama inanmadı. Yine de üstelemedi.

Yemek yedikten sonra çıkan rüzgarla verandaya gelmiş ve koltuğa yan yana oturup üstümüze kalın battaniyeyi sarmıştık. Elleri karnımda gezinirken onu ve bebeğimizi düşünüyordum, keşke yan yana gelebilselerdi.

Kızım, babası ile tanışabilseydi.
Aren, kızımızın kokusunu içine çekebilseydi.

“Sen de Dünya’ya gelebilir misin?”

Sorumu hiç de beklemiyormuş gibiydi, sanırım bunu daha önce düşünmemişti. Başımı hafifçe ona doğru çevirdiğimde bu sefer o Sakura ağaçlarının dallarına odaklanmıştı.

“Bilmiyorum.” dedi dakikalar sonra.

“Yanımda olmanı istiyorum.”

“Ben de.”

“Ama…” Her istek yerine gelecek değildi, değil mi? Bazı istekler vardı ki, kendimizi parçalasak da gerçekleşmezdi.

Ve sanırım bu istek de asla gerçekleşmeyecekti.

“Onu hissetmek güzel şey olmalı.” Birden konuyu değiştirdiğinde ona uydum, ikimizi de gerçekleşmeyecek boş hayaller ile üzmenin bir manası yoktu ne de olsa.

Elimi karnımda gezdirdim ve ona bakarak gülümsedim. “Dünya’nın yedi harikasından da daha güzel.”

Burnundan sesli bir nefes vererek gülümsedi. Elini karnımda gezdirirken kızımız karnımı tekmeledi, Aren gözlerime baktı, gözlerinin içi gülüyordu, dudakları tebessüm halini aldı.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin