65. BÖLÜM

719 136 1
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 🐶

Sizleri seviyorum 💞 iyi okumalar diliyorum... 🫶

🪽🪽

Zaman saklanan sırları unutturuyordu belki bir anlığına ama gün geliyordu saklanan o sır en acımasız şekilde karşısında beliriyordu insanın.

Serap Hanım için de böyle olmuştu, yıllar öncesinde tozlu raflardan kaldırılan sır gün gelmiş ayaklarına dolanmıştı.

Kızı Hera karşısında ona şaşkınca bakarken dört kelimenin dudaklarından nasıl çıktığını bilmiyordu. Çıkmamalıydı, eşi Ferdi Bey ile ile bu sırrın mezara kadar saklı kalacağını kararlaştırmışlardı ama şimdi… Şimdi her şey ortaya çıkmıştı.

İçinden lanet etti Serap Hanım, yüreğindeki yangını söndürmeden başka bir yangına sebep oldu sözleri. O yangınlar birleşti ve asla sönmeyecek büyük bir yangına evrildi.

"Ne diyorsun sen anne? " Hera kısık sesle sormuştu annesine. Hâlâ duyduklarına inanamıyordu. "Ne demek Vera öz kızınız değil! "

İnanmıyordu, yaşadıkları onca zamana yakıştıramamıştı. Yirmi beş yıl… Vera yirmi yaşındaydı ve o kadar zamandır birlikteydiler. Nasıl fark edememişti bunu Hera?

"Duydun işte. " dedi Serap Hanım öfkeli bir sesle. "Yıllardır duymak istediğin bu değil miydi zaten! "

Acısı bir anda öfkeye dönerken Hera ne olduğunu şaşırmıştı. Annesi birden neden ona öfkelenmişti, neden her şeyin acısını hep ondan çıkarıyordu?

Hera anlamıyordu ama yıllardır Vera'nın yaptıklarının cezasını çekmekten yorulmuştu.

"Sanki o değil de benim evlatlık olan, neden bana kızıyorsun, neden onun sorumsuzluğunu bana yüklüyorsun! "

"Hera sus! " Serap Hanım kızının üstüne gittiğini son anda fark etmişti. Hamile hali ile sinirlenmemesi gerekirdi, ah bunu nasıl düşünememişti!

"Neden susayım anne? " Serap Hanım şefkatli bakışlarla baktı kızına.

Elini oturduğu yerin yanına uzattı Serap Hanım. Kızının oturması için işaret verdiğinde Hera derin bir nefes verip annesinin yanına oturdu.

"Bu konuştuklarımız aramızda kalacak. " diyerek uyardı kızını.

"Tamam." dedi Hera.

"Yıllar önce senden sonra bir kez daha hamile kalmıştım, kızım olacaktı. Doğum anına kadar her şey normal seyirinde gidiyordu ama doğumda bebeğim ölü doğdu. " Serap Hanım bebeğinin yüzünü gözleri önüne getirdi, nasıl da morarmıştı o minik bebeğin yüzü. "Kendimi aylarca toparlayamadım. Bir gün sabah erkenden kalkmıştım, kapı çaldı. Bitkin bir halde kapıyı açtım ama karşımda kimse yoktu. Tam kapatacaktım kapının eşiğinde duran bebeği gördüm. Kim, neden koymuştu kapımın önüne bilmiyorum ama iyi ki de koymuştu. Bebeği içeri aldım, acıkmış ve üşümüştü. Daha sütüm kesilmediği için onu emzirdim, üstünü değiştirdim, altını temizledim. "

Serap Hanım gözyaşlarına hakim olamadığında bir bir aktı yaşları. Hera annesinin tüm bunları yaşadığını bilmiyordu, bir kardeşinin olacağını duyunca çok sevinmişti o zamanlar ama sonrasında bebek gelmemişti. Annesine sorduğunda ise hiçbir cevap alamıyordu ama aylar sonra kardeşi gelmişti. İşte o zaman Hera çok sevinmişti tekrardan.

Hera'nın zihninden hatıralar geçerken Serap Hanım burnunu çekip gözyaşlarını sildiğinde tekrar konuşmaya başladı.

"O bebek bizim şansımız olmuştu. Tanrı bir bebeğimizi almıştı ama bize başka bir bebek vermişti. Ferdi Bey ile aramızda konuştuk ve o bebeği ölen bebeğimizin yerine koyduk."

Serap Hanım sustuğunda yıllardır sakladığı sırrın ağır yükü biraz olsun omuzlarından kalkmıştı. Yıllardır kızının gözlerine bakarak yalan söylemek onu çok zorlamıştı. Ama şimdi diğer kızına anlatmak vicdanını biraz olsun rahatlatmıştı.

"Bunu neden ona söylemediniz? "

"Söylemezsek eğer bu sır bizimle beraber mezara girer sandık. " Çok yanılmıştı Serap Hanım. "Ama onun bir gün bizi terk edeceğini düşünmemiştik. "

Canı yanıyordu Serap Hanım'ın. Kızının gitmesi bir yana saklanan sırların açığa çıkması bir yana yakıyordu içini. Ve bunu söndürecek tek kişi Vera'ydı ama o da yoktu.

"Hep onu korudunuz, hep onun üstüne düştünüz. Bu yüzden miydi anne, Vera'nın öz evladınız olmamasından mıydı? "

"Evet Hera, o yüzdendi."

"Peki ben anne, beni neden hiç düşünmediniz? "

Serap Hanım sustu, kızını çok mu kırmışlardı? Vera'ya evlatlık olduğunu hissettirmemek uğruna öz kızını ihmal mi etmişlerdi?

"Ben ne diyeceğimi… " diyecekken sözü kesildi Serap Hanım'ın.

"Ne diyeceğini bilmiyorsun anne evet. " Öfkeyle ayağa kalktı Hera. "Beni nasıl hiçe saydığını kelimelere dökemezsin."

"Kızım."

"Anne sus! " diyerek elini kaldırdı Hera. Serap Hanım sessizliğe gömüldüğünde Hera devam etti. "Sizi tek kalemde silen kızınız için yıllarca beni harcadınız. Şimdi çekin cezanızı! "

Hera, Serap Hanım'ı odada bırakıp gittiğinde Serap Hanım gözyaşlarını tutamadı. Kızlarını en iyi şekilde büyüttüğünü düşünmüştü yıllarca, büyük kızının içinde biriktirdiklerini görememişti. Onlara en iyi şekilde annelik yapmak için didinip durmuştu, ama anlıyordu ki anne bile olamamıştı onlara.

Başını kızının yastığına gömerken son kez mırıldandı Serap Hanım. "Affedin beni kızlarım, sizleri koruyamadım. "

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin