88. BÖLÜM

247 35 0
                                    

Huhuuuu, Aren'den bölüm geldiii!!

Hadi okuyalım hemenn, ama önce tabiki de bölümü oylayalım ve okurken de yorumlar yapalım. 🤍

İyi okumalar canlarımm.. ✨

🪽🪽

Aren'den…

Mutluluğum huzursuzluğum olmuştu.

Bir insan hayatında bebeğinin olacağından daha büyük bir sevinç duyabilir miydi ki? Hayır, bunun üstünde bir sevinç olamazdı elbet. Hüma bana bebeğimiz olacağını söylerken gözlerindeki o eşsiz ışıltıyı görmüştüm. Haklıydı, hayatında ilk defa bu haberi veriyordu ve son defa olacaktı bu.

İlk ve son…

Yaşarken üç tane kızım vardı, hepsi de birbirinden tatlıyken kötü sonlarını yazdı Tanrı onların. Gördüğüm cesetleri bir gün bile hafızamdan silinmezken Hüma bana yeniden bir bebeğim olduğunu söylüyordu. Bu şehir ona bir bebek sunmuştu ama sonu bilinmezlikle kaplıydı.

Hayır, sonu annesiydi.

Onu tehlikeye atamazdım, onun yok olmasına izin veremezdim. Bu şehrin ona bir mucize bahşettiğine değil onu cezalandırdığına inanıyordum. Annesinin günahını bu şehir ona vermişti, biliyordum.

Dün geceki sevişmemizin üzerinden saatler geçmeden bedenlerimiz yine birbirinin olmuştu, ruhlarımız düğümlü olduğundan bedenlerimiz birbirini kabul ediyordu. Ama eksiklik vardı sanki, bir şeyler yanlıştı.

Gözlerim beyaz tavanda gezinirken düşündüklerimdi bunlar, hala kabullenemeyişim ve olacaklardan korkumdu içimdeki huzursuzluk. O rahattı, huzurluydu; bu şehrin acımasızlığını henüz bilmiyordu.

Güzel kızım, kendini tehlikeli sulara atarken boğulmaktan korkmuyordu ama şehrin karanlığına hapsolacağından da haberi yoktu.

“Hüma.” dedim gözlerim tavanda gezinirken. Gözlerinin yüzüme kaydığını hissettim. “Canın acıyor mu?”

Rahatsızca kıpırdandı yerinde. “Nasıl yani?”

“Karnın.” dediğimde elinin karnına gittiğini fark ettim. O çoktan içine işlemişti. “Bebeğimiz canını yakıyor mu?”

Düşündü, canının yanıp yanmamasını değil ama, aklımdan geçenleri düşündü. Ama bilmiyordu işte aklımdan geçenler oldukça kalabalıktı, bilmiyordu ki bildiklerimi.

“Hayır.”

“Yalan söyleme.”

“Yalan değil Aren, gerçekten. Bebeğimiz bana zarar vermiyor.”  Sormak istediği dudaklarında kaldığında ağır ağır yutkundu.

Onu üzdüğüm için kendimden nefret ediyordum ama yapılması gereken tek bir şey vardı ve onu yapmakta kararlıydım. “Wizard’a gitmeliyiz. Seni düzgünce muayene etmesini istiyorum.”

İtiraz etmesini bekledim ama bu sefer beni yanıltan o olmuştu. “Tamam.” demişti sessizce ve susmuştu.

Dakikalarca öyle kalmıştık yatakta, ikimiz de susmuş ve aklımızdaki düşüncelerin içimizi karıştırmasına izin vererek kalmıştık. İkimizin de gözleri tavandaydı, ama onun elleri karnında. Hep öyle kaldı, her daim karnını tuttu. Sanki onu herkesten sakınmak istiyordu.

Aklımdaki düşünceler bundan aylar öncesine kaymıştı. Pars’ın mekanında dans edişimiz canlanmıştı gözümde. Onun bana sorduğu soruyu orada cevaplayışım, ilk defa birine içimi açışım…

“Ben onları koruyamadım Hüma, ailemi koruyamadım, küçük kızlarımı koruyamadım. Seni de koruyamamaktan korkuyorum Hüma; düşmanlarımdan değil, seni kendimden koruyamamaktan korkuyorum.”

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin