ex with a kid, hyunchan

27

"Minho, kapı çalıyor dedim."

"Boşver, çalar çalar gider."

"Ya saçmalama. Ciddi bir şey olabilir."

"Hayır, değil."

En az onun kadar devam etmek istese de içine düşen kuşku yüzünden kapıyı açmak da istiyordu. Eşinin omzuna vurdu hafifçe geri çekilmesi için. Minho, sıkıntıyla nefes verdi ve başını kaldırdı Seungmin'in boynundan. Kaşlarını çattı, "Resmen Hyunjin için harcıyorsun beni. Farkında mısın?" sevimli bir şekilde gülümsedi ve bir elini yanağına koyup dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

Minho tekrar onu ele geçirmeden üstünden ittirdi, yana düşmesini sağladı. "Sızlanma, Hwan gece boyunca yok nasıl olsa." onu ikna edemediğini belli eden bir ifade takındı Minho, omuz silkti küçük bir çocuk gibi. "Yine de vakit kaybediyoruz."

Ona göz devirerek çıktı yatak odasından, hızlı adımlarla zili çalmaya devam eden kapıya vardı ve açtı. Hyunjin, heyecanla yerinde kıpırdanarak bekliyordu. Kapı açılınca nefes almadan konuşmaya başladı, "Seungmin! Neredesin sen? Ağaç oldum burada. Üstümdekiler nasıl? Bu pantolon iyi mi yoksa kot falan mı giyeyim? Gerçi nereye gideceğimizi de kestiremiyorum. Transparan gömleğimi hatırlıyorsun değil mi? Onunla da harika bir kombinim var-"

"Ne diyorsun Hyunjin? Ne gömleği, ne kotu?"

Omuzlarını düşürüp yorgun mırıltılar çıkardı Hyunjin, ellerini Seungmin'in omzuna koydu ve sarstı onu kendine getirmek ister gibi, "Chan'la dışarı çıkacağız! Heyecandan bayılacağım şuraya şimdi."

"İlk buluşma gibi mi?"

"Yani, bir bakıma. Söyle hadi, güzel miyim?"

Onu kendinden uzaklaştırıp alıcı gözüyle baktı, bacaklarını saran deri pantolonu ve siyah topuklu botları kesinlikle iyi duruyordu, üstündeki beyaz saten gömlek ise oldukça göz alıcıydı. Gireceği bir ortamda dikkat çekeceğine şüphe yoktu. "Gayet iyi görünüyorsun. Makyaj yapacak mısın?"

"Yapmalı mıyım? Hiçbir şey bilmiyorum Seungmin. Yardım et."

"Pekala, Minho beni bunun için öldürecek. Geç içeri." kaşlarını çatıp sözünü dinledi ve içeriye adımladı Hyunjin, "O niye?" kapıyı kapatıp onu yatak odasına çekti, hâlâ içeride aynı şekilde kocasını bekleyen Minho, Hyunjin'i gördüğünde sinirle doğruldu yatakta, Seungmin'e sorgular bakışlarını attı. "Yok artık, bizi mi izleyecek bir de?"

Şokla gözleri kocaman açıldı Hyunjin'in, o da Seungmin'e döndü, "Neyi izliyorum ben ya?" Seungmin, ikisine de göz devirdi ve çekiştirdiği arkadaşını oturttu, lazım olacak malzemeleri çıkarmaya başladı, "Bıktım sizden. Valla bıktım." ona korku dolu bakışlar atan Hyunjin'in arkasına geçti ve yüzüne düşen saçları çekti kenara.

Kısa sürede Minho'nun sabırsız bakışları altında Hyunjin'e oldukça güzel bir makyaj yaptı Seungmin, simsiyah farla süslediği gözleri artık her zamankinden daha çekici duruyordu. Kendisini görünce heyecanla iç
çekti Hyunjin, elini göğüsüne koydu. "Seungmin, sen bir sanatçısın." arkadaşı güldü ve işini bitirdiği malzemeleri topladı.

"Evet öyle, o sanatçıyla yapmak istediğim şeyler var. Git artık."

Yattığı yerden söylenen Minho'ya önündeki fırçalardan birini fırlattı Hyunjin, gözlerini kısarak öfkeyle baktı ona, "Yemin ederim yılan gibi girdin aramıza. Ne halt yemeye evlendiniz?" alayla sırıtarak omuz silkti Minho, "Sence bu kadar güzelini bulmuşken kaçırır mıyım? Enayi mi yazıyor alnımda?" ona göz devirerek kalktı, kıyafetlerini düzeltti aynaya bakarak.