39

276 33 27
                                    

özel bölüm.

"Sana gitmeni söylemiştim. Neden saatlerce beni bekledin?"

Resim dersinden anca çıkabilen Lena, tam da söylediği gibi yaklaşık iki saattir onu okulun bahçesinde bekleyen Hwan'a karşı suratını astı. Sıkılmaması mümkün değildi ve buna rağmen beklemişti. Omuz silkti oğlan, ellerini cebinden çıkarıp genç kızın taşımakta zorlandığı tuvallerin hepsini kolunun altına, "Eve yalnız gitmeyi sevmediğini biliyorum çünkü." alayla sırıttı yandan bir bakış atarken, "Korkma diye bekledim." Lena da güldü ve göz devirdi, boşta kalan koluna girdi. Beraber çıkış kapısına yürümeye başladılar.

"Korktuğum falan yok. Genel olarak bir şeyleri tek başıma yapmayı sevmiyorum."

"İyi ya, yalnız değilsin şimdi."

"Beni kendine alıştırdığının farkındasındır umarım. Sonra şikayet etme sakın."

"Etmem."

Gülüşü yavaşça soldu Lena'nın. Bakışlarını Hwan'a çevirdi ve onu inceledi bir süre. Arkadaşı oldukça değişmişti. Eskisi kadar dalga geçer tavırları, umursamazlığı ve enerjisi yoktu. En azından Lena'nın yanındayken öyleydi. Liseye başladıklarından beridir böyleydi bu durum. Lena ise her sene gittikçe hayat enerjisi kazanıyordu. Belki de bunu ailesine ve Hwan'a borçluydu. Hayatında yolunda gitmeyen hiçbir şey yoktu çünkü.

Ebeveynleri tarafından daima sevgi ve ilgi gören, en yakını olan Hwan ile hiçbir problemi olmayan, başına bir şey gelmesi halinde onunla ilgilenebilecek birçok kişiye sahip olan, derslerinde oldukça başarılı, resim yapma kabiliyetine sahip, muhteşem güzellikte bir genç kızdı. Mutlu olmaması gereken bir durum yoktu yani.

Omzuna hafifçe ittirdiğinde dikkatini çekti. Dümdüz bir ifadeyle baktı ona oğlan, "Eve gitmeden önce sahilde dolaşalım mı biraz?" tek kaşı havalandı sebebini sorar gibi. Şirin bir şekilde gülümseyen Lena başını yana eğdi, "Ödevlerime başlamadan önce biraz hava almam lazım."

"Babanlar merak etmez mi?"

"Bir telefona sahip olduğumu biliyor muydun? Dahası, ondan sende de var."

"Bana uyar o zaman."

Sevinçle el çırpan genç kız, bir süreliğine Hwan'ın kolundan çıktı ve telefonunu çıkarıp Hyunjin'i aradı. Chan'ın meşgul olma ihtimali daha yüksekti. Uzun sürmedi telefonun açılmasını, "Bebeğim?" babasının her zaman yaptığı gibi telefonu açması alışıldık bir şey olsa da sırıtmadan edemiyordu Lena. Yine sırıttı. "Selam dünyanın en iyi, düşünceli, yakışıklı babası!"

"Oh, bunun ardından bir şey geliyor olmalı."

"Eve biraz gecikmemde sakınca var mı?"

"Ne kadar süreden bahsediyoruz?"

"Taş çatlasın iki saat falan."

"Kiminle olacaksın?"

"Hwan'la elbette. Sahilde dolaşacağız biraz. Akşama yapmam gereken çok fazla iş var ve öncesinde biraz dinlenmek istiyorum. Bugün resim dersi çok yoğun geçti."

"Haklısın, temiz hava alman güzel olur. İki saati geçmemek kaydıyla elbette gidebilirsiniz."

"Seni çok sevdiğimi biliyor musun?"

ex with a kid, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin