Yatağımın ucunda aynadaki aksimi izliyordum. Bacaklarıma kadar uzanan simsiyah saçlarıma baktım. Esmer tenimdeki dolgun dudaklarıma, sol yanağımdaki belli belirsiz gamzeme. Bakışlarım gözlerime çıktığında yutkundum. İrislerim geceden bir parçaya benziyordu. Ben buydum işte. Siyahlar içindeki o kız.
Gece.
Siyahı severdim aslında. Kusurları gizlerdi, beyazın aksine içine başka bir renk karıştıramazdınız, güçlüydü bir kere. Sessiz isyanların rengiydi siyah. Kimi zaman bi çığlıktı.
Odada küçük duvar saatimin sesinden başka hiçbir ses yoktu. Kafamı pencereye çevirdiğimde ayı gördüm. Dolunay zamanına tam on saniye. İçimden saymaya başladım. Üç, iki, bir... Derin bir nefes aldım. Aynı anda kalbimde keskin bi acı hissettim. Tüm bedenime yavaş yavaş yayıldı.
Ellerim sıkıca yorganın kenarını kavradı. İçimde bi yangın var gibiydi. Gücüm dolunay zamanlarında kontrolden çıkıyordu. Gücüm bedenime sığmıyordu! Onu dışarı çıkarmamalıydım. Çıkarırsam yok ederdim. Çıkarırsam yerimi ifşa ederdim. Bu düşüncelerle çenemi biraz daha sıktım. Yorgana rağmen tırnaklarım avucuma battı. Yine de sesimi çıkarmadım. Alnımda biriken ter damlaları ince bi çizgi çizerek çeneme indi.
Gözlerimde önce beyaz bir nokta belirdi. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Simsiyah irislerim yıldızlı geceyi andırıyordu şimdi. Güzellerdi. Ama umurumda değildi. Bakışlarımı bi an olsun gözlerimden ayırmadım. Orda bir kadının yıkımı vardı. Öldürme arzusu... Hüzün aradım ama tek duygu nefretten ibaretti. Nefret en güçlü duygulardan biriydi, insana güç verirdi. Yaşama sebebimdi.
Kan bataklığında çırpındıkça biraz daha batıyordum. Öldürdüm, öldürdükçe öldüm. Bu bataklığı evim bildim çünkü kan bataklığının canavarıydım artık. Ama canavar olmayı ben istememiştim.
Bir saat öylece bekledim. İçimin yangını bedenimi terk etti. Kendimi yatağıma devirdim. Vücudum ise bunu beklercesine kendini uykuya teslim etti.
***
Gördüğüm kabusla gözlerimi açtım. Uyuyabildiğim sayılı anlardan biri dolunay geceleriydi. Gece boyu uyumama rağmen kendimi berbat hissediyordum. Terden sırılsıklamdım. Söylenerek yataktan kalktım. Doğruca banyoya ilerlediğimde buz gibi su bedenimden aşağı indi. Soğuktan nefret etmeme rağmen kendime gelmek için ihtiyaç duyuyordum.
Buz gibi su kaynama seviyesine geldiğinde dışarı çıktım. Saçlarıma hızla biçim verip siyah eşorfmanlarımı giydim. Saat henüz altıydı ve koşu için yeterli vaktim vardı. Normalde dışarıda koşmayı sevsemde bugün koşu bandını kullanmaya karar vermiştim. Evimde özel olarak oluşturduğum spor salonunda koştum, ağırlık kaldırma ve diğerleriyle uğraştım. Tekrar saate baktığımda sekize gelmişti. Orayı öylece bırakıp belime silahımı yerleştirdim.
Önder'e geleceğimi haber verecektim ama benden erken davranıp görevi merkezde açıklayacağını yazmıştı. Kaşlarımı olabildiğince çattım. Beni o heriflerin arasına sokmakta kesinlikle kararlıydı.
Siyah deri eldivenlerimi elime geçirdim. Normal bir eldiven de işimi görebilirdi ama bunlar ihtiyarın özel tasarımıydı ve diğerlerine göre kat kat daha kullanışlıydı Gücümü kontrol etmeyi öğrensemde ani duygu değişimleri beni zorluyordu. Bu eldivenlerse bi nevi yalıtım sağlıyordu. Lenslere gerek duymadım. Her ne kadar simsiyah irislerim dikkat çekse ve gücüm alevlendiğinde yıldızlı bir geceye benzesede.
Telefonu arka cebime sıkıştırıp evden çıktım. Asansör sadece iki kat aşağıda olduğu için kendimi şanslı sayabilirdim ama daha sonra yüz yedi kat inmem gerekeceği için bu pek mümkün olmadı. Evet yüz sekiz katlı bi gökdelenin en üst katında oturuyordum. Asansöre binerken avuçlarımın kaşındığını hissettim. Bütün hücrelerim kan istiyordu. Sonunda alt kata ulaştığımda hızlı adımlarla doğrudan motosikletime ilerledim. Bana tip tip bakan insanlara gülümsemek zorunda olduğumu sanmıyordum. Ne düşündüklerini tahmin etmek çok da zor değildi. Muhtamelen baba parasıyla bir gökdelende yaşayan asosyal bir kız. Belki de bir kaçık. Haksız da sayılmazlardı aslında...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÇİÇEĞİ
FantasiaBir kadın vardı... Ateşin ruhuna sahip. Yaratılışındaki tek duygu nefret. Kehanetlerde anlatıldı. Efsanelerde, masallarda duyuldu. İrislerindeki karanlık tüm dünyasını kapladı. İntikam için yaşadı. Öldürdü. Ama kendisi daha çok öldü. Ve bir adam... ...