9.BÖLÜM:KADERİN CİLVESİ

1.8K 71 13
                                    


Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.

Dinledikçe susması, düşündükçe susması...

Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,

Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.

ÖZDEMİR ASAF



9.Bölüm: Kaderin Cilvesi


Çıldıracaktım. Bu üçlü adamı delirtirdi. Araf bu üçlüyle uğraşmak istemediği için ekiple gidip bana da dinlenmemi söylemişti. Akıllıydı. Bu üçlü... Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeydim.

Cihangir kendini belli ediyordu ama Harap ve Asil'in bu kadar dırdır etmesi beni şoka uğratmıştı. Bir saattir car car car... Başım şişmişti.

"Ay yeter! Mahalle karısı gibisiniz!" Cihangir gözlerini kısarak bana bakmıştı.

"Orada dayak yiyordun ama maşallah bir bize horozlanıyorsun."

"Cihangir senin ümüğünü sıkarım görürüsün horozlanma neymiş!"

"Asker misin sen? O lavuk görev mörev bir şey diyordu." Asil'in söyledikleriyle sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Onlara güvenmiyordum ama...

"Söylersem ağzınızı sıkı tutar mısınız?" Aslında bir nevi söylemiş sayılıyordum. Hepsi onaylarcasına kafa salladığında konuşmaya başladım.

"Size söylemem yasak ama devlete çalışıyorum."

"Kızım öğretmen, doktor falan da devlete çalışıyor."

Konuşmak yerine Araf'tan aldığım çantamın içinden cüzdanımı çıkardım. Cüzdanın içindeki ajan kimliğimi gördüklerinde ağızları bir karış açılmıştı. Cihangir şokunu atlatmış olmalı ki kafamı tutup alnımı öptü. Öpülmekten hoşlanmazdım."

"Cihangir!" diye adeta cırladım. 

"Ne bağırıyorsun kulağımın dibinde!"

"Öpme beni, sevmiyorum." Tek kaşını kaldırarak bana baktı. Yanağımda hissettiğim dişlerle Cihangir'in kafasını itmeye çalıştım. CİDDİ CİDDİ BENİ ISIRIYORDU ŞUAN!

Ön koltukta oturan Harap sesimize dayanamamış olacak ki son ses şarkı açmıştı. Çalan şarkıyla Cihangir yanağımı ısırmayı bırakmıştı. 

Jı tırsên stûr, jı gotinên bi bar
(Büyük korkulardan, yalan sözlerden)
Bi ruhê westiyayî, jı taqetê bê par
(Bağlanmış ruhumdan, cansız bedenimden)
Sebra Eyûbê kû kurma ew xwar
(Kurtların yediği Eyüp peygamberin sabrıyla)
Hatım gihîştım, peravê te rindê
(Gelip kıyılarına kavuştum güzel)
Bûme keştiya rızgar bûyî jı bayê
(Rüzgarda savrulan gemi oldum)
Jı sermayê, jı berfê rındê...
(Kar kış demeden güzel...)

Üçü beraber şarkıya eşlik etmeye başlamışlardı.

Hevalê, hevalê hevalamın,
(Arkadaşım, arkadaşım, benim arkadaşım)
Şerinê, delalê ware ba mın.
(Şirin,sevimli gel bana)
Her dema hebê lıba hêl mın,
(Her daim yanımda olasın)
Heta dûnya, zeman hew bın.
(Ta ki dünya ve zaman varken)

TEK ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin