ÖLÜM FERMANIMI OKUSUN SAVCI
TOPLANSIN İKİ-ÜÇ DOST BEŞ-ON YABANCI
GÜN DOĞMADAN KURULSUN DARAĞACI
BENİ HAYALLERİMİN BİTTİĞİ YERE ASIN
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
18.Bölüm: İlk Karşılaşma
Pars'ın odasına girdiğimde büyülenmiştim. Hayranlıkla Pars'a baktığımda elini ensesine koymuş bana bakıyordu.
"Beğendin mi?"
BAYILDIM! Odası tam olarak bütün kitapseverlerin aşık olacağı yerdi. Bir duvarı tamamen şairler, şairlerin biyografileri ve o şairlerden alıntılarla doluydu. Diğer bir duvar kitap alıntılarıyla doluydu. Yatak, odanın tam ortasında olduğu için duvarları gayet verimli kullanmıştı. Kalan iki duvarın önünde kitaplık vardı. Köşede çalışma masası ve masanın yanında da armut koltuk vardı. Loş ışığa sahip olan odayla hayallerimdeki kütüphaneye gelmiş gibi olmuştu.
"Pars... Çok büyük bir hata yaptın." dediğimde endişeyle bana baktı.
"Ne yaptım? Ne yaptığımı bilmiyorum ama bir hata yaptıysam amacı asla seni üzmek olmaz. Ben-" Aceleyle konuşmasıyla gülümsedim.
"Sakin ol. Sadece bu odayı gördükten sonra başka odada kalmak istemeyeceğimi bilmen gerekiyor." Tuttuğu nefesini verdiğinde gözleri parlayarak bana bakıyordu.
"Kapım her zaman sana açık. Benim olan her şey senin. Belki istemiyorsun ama ben senin abinim."
"Beni istemeyen sizsiniz." dedim soğuk bir sesle. Az önce aramız biraz düzelmiş gibi olsa da hatırlattıklarıyla aramıza tekrar soğukluk girmişti. "Rahatsızlık verdim ben, kusura bakma." diyerek çıkacaktım ki belime dolanan kollar buna engel oldu.
"Bir tek senin yanında bu denli rahat hissederken senden rahatsız olduğumu ima etmeyi bırak düşünemezsin bile." Sesinin ilk defa bu kadar sert çıktığını duyuyordum.
Belimdeki ellerini gevşetti ama bırakmadı. "Ben senin abin olmak istiyorum, Berfin. Geçmeyecek bir geçmişi geleceğe taşıyarak acıtmayalım canımızı." dedi yorgun bir sesle.
Herkes kendi derdini bilirdi. Onlar için de zordu. Yıllar sonra, tanımadıkları bir kadın gelip düzenlerini bozmuştu.
"Pars," derin bir nefes aldım. "Benim bu zamana kadar samimiyet kurduğum üç kişi oldu. Onlar da terk ettiler beni. Şimdiden söyleyeyim; güven problemim var, sinirlenince kendimi tanıyamam, sana kolay kolay 'abi' diyemem. Ama sana bağlanırsam... İşte o zaman öyle bir severim ki..."
Hiçbir şey söylemedi. Sadece baktı ama bu bakış boş bir bakış değildi. Sıcacık bakıyordu. Tanımlayamazdım, samimiydi, içtendi işte.
Banyoda üstümü değiştirip yatakta sol tarafına yerleştim. Mum gibi yatıyordu. Başımı göğsüne koyduğumda nefesini tuttu. Gülümsedim ama o bunu göremedi.
"Nefes al." Böyle bir hatırlatmaya ihtiyacı olacaktı ki tuttuğu nefesini bıraktı. Onun da rahat hissetmesi için sarılarak uyku pozisyonuna geçtim. Çenemi göğsüne yaslayıp ona baktığımda gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ŞANS
De TodoMehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocukluğunun katillerini de bulabilecek mi?