1.Bölüm: Tanışma
Operasyondan yeni dönmüştüm. Başkan beni çağırdığı için adımlarımı başkanın odasına doğru yönelttim. Kapıyı çalıp 'gir' emrinin verilmesini bekledim. Emir verilince içeri girdim.
"Geç otur Berfin ."
"Sağ olun komutanım!"
"Sadık başkanımın benden özel bir isteği vardı. Senin aileni bulmamı istemişti." dediğinde her ne kadar şok olsam da yüzüme bir şey yansıtmamıştım. Sadık başkan benim eğitim aldığım zamanlar burada görev yapan kişiydi. Hikayemi duyduktan sonra beni bizzat o eğitmişti. Nişancılık yeteneklerimin farkındaydı ama sağ gözüm olmadığı için keskin nişancı olamamıştım.
"Ben üstüme düşeni yaptım, aileni buldum. Sadık başkanın senden isteği de ailene bir şans vermen. Bak açık konuşuyorum normalde bu işlerle asla uğraşmazdım eğer Sadık başkanımın hatrı olmasaydı. Şimdi sen de üzerine düşeni yap, git ailenin yanına. Hesap mı sorarsın yoksa boyunlarına mı atlarsın orası senin bileceğin iş." deyip bir kağıt uzattı. "Burada evinin koordinatları var. Eğer gitmek istersen seni oradaki birimlere yönlendireceğiz. Bilirsin bizim işimizde fazla zaman yoktur. 30 dakikan var, düşün. Gidecek misin? Kalacak mısın? Kararın için bekliyor olacağım. Şimdi çıkabilirsin."
"Emredersiniz!" deyip odadan çıktım. Elimdeki kağıda bakakaldım. Evinin koordinatları, demişti başkan. Benim evim yoktu ki. Derin bir nefes aldım. Benim için bu hayatta tek bir kural vardı: tek şans. Aynı kişiye iki kere şans verilmezdi bana göre. Eğer ben bir şans verdiysem ve o kişi bu şansı hiç ettiyse o kişinin hayatımda yeri yoktu. Affedemezdim. Beni affetmemişlerdi.
Dışarı çıkıp bir bankta oturdum. Başımı avuçlarımın arasına aldım. Ne yapmalıydım? Bilmiyordum. Acabalar aklımı kurcalıyordu.
Acaba varlığımdan haberleri var mı? Acaba kardeşlerim var mı? Acaba beni severler mi? Acaba benden isteyerek mi vazgeçtiler? Acaba gidersem beni kabullenirler mi? Acaba beni öldürmeye çalışan olur mu? Acaba acaba acaba...
Kimsenin evinde bir şey yemezdim. Yiyemezdim. Güvenmezdim çünkü beni zehirliyebilirlerdi. Dışarıdan da mecbur kalmadıkça yemezdim.
Düşüncelerim zihnimi doldururken saate baktım. Başkana kararımı bildirmem gerekiyordu. Tek şans, dedim içimden. Tek şansları vardı eğer o şansı düzgün kullanmazlarsa defolup giderdim hayatlarından.
Başkanın yanına gidip kararımı bildirdikten sonra hazırlanmaya başladım. Mardin'e uçak bileti aldım. İki hafta izinliydim. Uçağım sabah beşte kalkıyordu.
***
Mardin'e varmıştım. Başkan sadece ev adresini vermemişti.Onlar hakkında bilgi ve bazı belgeler de vermişti. Kimse tanımadığı bir kızın sözüne inanmazdı ama belgeler fazlasıyla iş görürdü. Buraya gelmeden bir araba da kiralamıştım. Kiraladığım arabaya binip navigasyonu açtım. Verilen adrese ulaşınca derin bir nefes aldım. Ne konuşacaktım ki? Plansız her şeyden nefret ederdim.
Geldiğim yer büyük kapıları ve çevresinde korumalar olan bir yerdi. Kapının önüne geldiğimde benden biraz daha uzun olan adam "Buyur bacım kime baktın?" dedi. Adamla aramda en fazla on santimetre vardı. Ben 1.70 olduğuma göre o da 1.80 falandı.
"Boran Bey ile görüşmem gerek."
"Dur hele ağama haber vereyim."
Koruma içeri girdikten birkaç dakika sonra geldi ve içeri girmem için kapıyı açık bıraktı. İçeri girdiğimde büyük bir konak karşıladı beni. Muhtemelen beni üst katta balkonda izleyenler konak halkıydı. Herkes bana bakıyordu. Konuşmam gerektiğini fark etmem uzun sürmedi. "Boran ağayla konuşmam gerekiyor."
"Ne konuşacaksın babamla?" diye sordu otuzuna yaklaşmış gibi görünen esmer adam.
"Müsaade ederseniz ben gelip anlatacağım, eğer müsaadeniz yoksa da gelin bir zahmet." dediğimde kaşlarını çatmıştı.
"Gelesin. Bakalım ne diyeceksin bana? Öğrenelim derdini." diyen kişinin Boran ağa olduğunu anladım. Başkanın verdiği dosyalarda fotoğrafları hariç bütün bilgiler vardı.
"Bir olayı aslına kavuşturmaya geldim."
"Neymiş o olay?"
Belgeleri uzatıp konuştum. "Belki bir kızınız olabilir. DNA testi yaptırmanız gerekiyor." dediğimde bütün gözler şokla bana baktı. Doğrudan konuya girmem sanırım hoş olmamıştı.
"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?" diye adeta kükreyen esmer adama öfkeyle baktım. "Eğer bana bir daha bağırırsan o ağzını kırarım!"
"Kızım sen hayırdır, kim gönderdi seni ortalık karıştırmaya?" diyen sarışın çocuğa baktım.
Şu siktiğim DNA testini yaparsanız göreceğiz hayır mı şer mi ama...
"Boran Bey eşiniz Şilan Hanım siz boşandıktan 5 ay sonra hastahane dışı bir yerde doğum yapmış. Sizin bu olaydan haberiniz var mıydı?"
Adam şoka girmişti resmen. "Hayır ama eşim yani eski eşim hamile miydi? Anlamıyorum benim şimdi bir evladım daha mı var?"
Esmer adam "Ya baba bırak inanma şu-" derken Boran Bey sözünü kesti.
"Asil, şimdi değil. İnan şimdi değil." Demek Asil bu esmer adamdı. Boran Bey'in en büyük oğlu, Saygın Otel'in CEO'su Asil Saygın.
Artık bu muhabbetin daha fazla uzamasını istemediğim için "Eğer kabul ederseniz DNA testi yaptırmaya gidelim." dediğimde hafifçe başını salladı.
"Peki nerede?" diye sorduğunda sorusunu anlamadığım için "Kim nerede?" dedim.
"O bebek yani..."
"Hastanede bekliyorum." deyip hemen aşağı indim. Hemen arabama bindim ve buraya en yakın hastaneye doğru sürdüm. Saygın Hastanesi...
Hastaneye vardığımızda doktor beklememiştik çünkü bu hastane onlarındı ve doktor da Boran Bey'in oğlu Hazar'dı. Hazar bana dönerek "DNA testini kime yapacağız?" dediğinde "Bana..." deyip içeri geçtim. Herkes bana bakarken kolumu açtım ve Hazar'ın kan almasını bekledim. Kan ve saç teli örneğini alınca aynı işlemleri babasına da yaptı.
"Merak etmeyin testin her aşamasında her şey kontrolüm altında olacak."
Hazar'a dönüp "Bana nasıl ulaşacaksın? Numara vermem gerekmez mi?" diye sorudan ziyade hatırlatma yaptığımda Hazar'dan önce dedesi Azad Bey cevap verdi.
"Misafirimiz olasın kızım. Test sonuçları çıkana kadar konakta kal."
"Teklifiniz için teşekkürler ama ben otelde kalacağım."
"Ee bari bizim otelde kal."
"Yardım için teşekkürler ama kendi işimi kendim görürüm." dediğimde Asil göz devirmişti. Onu takmayıp Hazar'a sonuçlar çıkınca beni arasın diye numaramı verdim.
Şuan aşırı değişik hissediyorum
Yavaş yavaş konuya giriş yapacağız desteklerinizi esirgemezseniz çok mutlu olurum
instagram: kuprakendinege1
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ŞANS
RastgeleMehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocukluğunun katillerini de bulabilecek mi?