"HEM YARAYIM HEM BIÇAK!
...HEM KURBAN, HEM CELLAT."
CHARLES BAUDELAİRE
22.Bölüm: Karışık Meseleler
"Uyuyalım mı bir tanem?" Abimin teklifiyle başımı iki yana salladım.
"Mardin'in manzarasını çok övüyorlardı. Hazır buradayken manzarayı izlemek istiyorum."
"Manzara buradan izlenmez. Gel seninle dama çıkalım." Asil son zamanlarda kendisini affettirme çabasını görmüyor değildim. Ancak bana söylediklerini unutabilmiş değildim. Unutmazdım da. Affetmem için aramızda bir bağ oluşması gerekiyordu. Bunun için de zamana ihtiyacımız vardı.
"Dam mı var?"
"Var tabii. Hatta yazın damda uyuruz." Merdan'ın dalga geçtiğini düşündüğüm için sinirle nefesimi verdim.
"Ne oldu?"
"Dalga geçiyorsun Merdan."
"Ne dalga geçeceğim?! Burada neredeyse herkes öyle yapar." Söylediklerinin doğruluğundan emin olmak için abime baktım, onaylayınca Merdan'ın söylediklerine inandım.
"Çıkalım mı?" Teklifi etmemle kendimi damda bulmuştum.
Manzaraya hayranlıkla bakıyordum. Büyüleyiciydi. Artık her akşam dama çıkacağımı hissediyordum.
"Nasıl?" diye sordu Pars.
"Büyüleyici."
"Sen bir de güneşin doğuşunu izle. Asıl manzara o." Hazar'ın söylediklerine Asil karşı çıktı.
"Gece manzarası daha güzel."
"Gündüz daha etkileyici."
Anlaşamadıkları için bana dönüp aynı anda konuştular. "Sence?"
***
Akşam abim ve Pars, benimle birlikte uyumak için tartışmışlardı. Tabii ki abimle uyumuştum. Pars'a iyi davranıyordum, tamamdı ama asla abim gibi olamayacaktı. Hiçbiri. Sabah ise babaannemin sesiyle uyanmıştık. 'Misafir geliyor, de kalkın!' diye bağırıyordu. Yine rüyamda o gözleri gördüğüm için düşünceliydim.
Şimdi ise konağın kapısının önünde misafirlerin gelmesini bekliyorduk. Evdeki genç tayfanın hepsi söyleniyordu.
Araba seslerinin duyulmasıyla herkes kendisine çekidüzen vermişti. Konaktan içeriye yaşlı, bastonlu bir kadın -muhtemelen Zelal yâde dedikleri kişiydi- girdiğinde Tarık sanki iki saattir eve misafir gelecek diye ağlamamış gibi büyük bir coşkuyla kadını karşıladı.
"Geliyor, geliyor gönlümün neşesi sultan geliyor!"
Herkes sırayla kadının elini öpüyordu. Ben de elini öpmeye gittiğimde elini uzatmadan önce beni bir süzdü. Daha sonra elini verdiğinde öptüm. "Hoş geldiniz."
"Hoş bulmuşak." dedi aksanlı Türkçesiyle. Diğerleriyle de tanışıp ellerini öptükten sonra hep beraber içeri geçtik.
Kalabalık bir sülalem varmış.
Geldiğinden beri bana sürekli sorular soran kişi dedemin abisinin içgüveysi damadıydı.
"Yeğenim senin meslek neydi?" Ben sabır sınavımı verirken bu yolda bana yanımda oturan Hazar ve Pamir eşlik ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ŞANS
De TodoMehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocukluğunun katillerini de bulabilecek mi?