HARİTALARA BAKIYORUM
HİÇBİRİNDE EVİN YOK
ANSİKLOPEDİLERE BAKIYORUM
HİÇBİRİNDE RESMİN YOK
SÖZLÜKLERE BAKIYORUM
HİÇBİRİNDE ADIN YOK
(...)
AZİZ NESİN
21.Bölüm: Misafir Korkusu
"Dolma bitti mi?" Pamir'in sorduğu soruyla sofraya baktım. Dolmanın olduğu tabaklar boştu. Beğenmişler miydi acaba?
"Tencerede kaldı mı?" diye soran abimle başımı iki yana salladım.
"Hepsini sofraya koydum, kalmadı." Morali bozulmuş gibi dudaklarını büzmüştü.
"Yani Berfe, sende ne üşengeç çıktın! Bu kadar kişiye bir tencere dolma mı yapılır?" dedi sitemle Cihangir abim.
"Abi kusura bakma da ordu gibisiniz. Elini bir şeye attığında ikincisi gelmiyor. Ben bu kadar kişiye nasıl dolma yetiştireyim? Mecburen tadımlık yiyeceksiniz."
"Bir daha desene 'abi' diye." İnat etmedim.
"Abi, Cihangir abi."
"İşte bu!" dedi Cihangir abim büyük bir mutlulukla. Ben ona 'abi' dediğim için sevindiğini sanırken o iki elini Harap ve Asil'e doğru açmıştı. İkisi de Cihangir abimin eline araba anahtarı verince beynimde şimşekler çaktı.
"İddiaya mı girdiniz siz!" diye cırladım. Üçü de mal mal birbirine bakıyordu.
"Yemin ederim şu evde güvenilecek tek bir kişi yok!" dedim sinirle.
"Ben?" dedi abim kelimeyi uzatarak.
"Senin de mumun söndü Barlas Bey." dedim alayla karışık sitemle.
"Aşk olsun..." Alınmıştı. Kıyamazdım. Oturduğum sandalyeden kalkıp abimin oturduğu yere gittim. Arkadan boynuna sarılıp, yanağını koklayarak öpüp "Ohh..." dedim.
Yüzüne baktığımda afalladım. Gözleri dolmuş, küçük bir çocuk gibi bakıyordu. Şimdi bu kadar insanın içinde soramazdım ama sonra gözlerinin dolmasının sebebini öğrenecektim.
"Çay hazırdır?" Azad Bey'in... Hayır, dedemin sorduğu soruya şaşırmıştım çünkü daha yemeğini bitirmemişti.
"Daha yemeğini bitirmedin! Bitirince de bir izin ver de vücudun onu sindirsin!"
"Dinler mi o?!" dedi babaannem sitemle. Artık kendi içimde kabullenmiştim hepsini. Dışa vurmuyordum ama hepsine alışmıştım. Tarık ve Pusat'ın çocuk gibi davranmasına; Harap, Cihangir ve Asil üçlüsünün kavgalarına; Ulaş'ın 'Hepinizin dişini çekerim!' tehditlerine; Yaman'ın amcalık taslamasına; Pamir'in kaslarıyla hava atmasına; Etem'in odasından gelen enstrüman seslerine; Poyraz'ın habire acıkmasına; Esved'in sessizliğine; Hazar'ın her şeye 'Doktor olarak tavsiye etmiyorum.' demesine; Pars'ın sürekli şiirlerle ve alıntılarla konuşmasına; Asil ve Merdan'ın kendilerini affettirmek için yaptıkları şebekliklere... En çok da abime, kahramanıma alışmıştım. Bu beni korkutuyordu. Kime alışıp sevdiysem benden gitmişlerdi. Yine aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum.
Sofrayı kaldırıp çayları dağıttıktan sonra Hazar'a gözlerimle dışarıyı işaret ettim. Çayını aldı ve dışarı çıktık.
"Affettin mi beni?" diye sordu büyük bir heyecanla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ŞANS
RandomMehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocukluğunun katillerini de bulabilecek mi?