28.BÖLÜM:LİLİTH VE NAMTAR

274 34 9
                                    


Arkadaşlar sınır dedik, dolmadan bölüm atmayacağız dedik ama olmadı. O sınırın dolmasını beklersek bölüm bir yıl sonra gelirdi. Bu beni bayağı üzdü açıkçası. Her neyse, bugün instagramdan soru cevap yaparız diye düşündüm. Takip etmenize gerek yok ama sorularınızı orada cevaplamak beni aşırı mutlu eder. Bu arada YKS sonuçları açıklanmış, hepiniz bu yıl tercih yapar mısınız👉👈(YKS25 tayfadanım)

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin!




28.Bölüm: Lilith ve Namtar






Konak halkı kime ait olduğunu bilmeyip, duydukları sesle hepsi uyanmıştı. Kadınlar üstünü giyerken erkekler direkt dışarı çıkmışlardı.

"NOLUYOR GECE GECE!" diye bağırdı Azad. Gecenin bu vakti kimin derdi vardı ki böyle bağırıyordu. Lakin onun öfkesinden kat be kat fazlasına sahip olan birisi vardı: Evin.

"NOLDU UYKUNUZU MU BÖLDÜM?!" Evin daha yüksek sesle bağırdı. Bundan sonra bu aileye rahat uyku yoktu.

Konak halkı karşılarındaki sarışın kıza bakıp, kim olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. İki kişi hariç; Baran ve Cihangir.

Baran'ın göğsü sıkıştı. Bu kız... Çokça sevdiği kadına benziyordu. Cihangir'in ise aklı durmuş gibiydi. Mehru'yu ilk gördüğünde ne hissetmişse aynı şeyi hissediyordu şuan. Cihangir deli doluydu, sevgisini esirgemezdi çocukken ama annesini kaybettiği gün bütün çocukluğunu bitirdi, yetişkin oldu. Üniversiteyi başka şehirde okudu, mezun olduktan sonra ne kadar yurt dışı ve şehir dışı işler varsa hepsini o aldı. Babası Baran hep kendisinin yanında olmuştu. Keza Harap ve Asil de. Harap ve Asil, kardeşlerinin acısına her zaman ortak olmuşlardı. Biri kavgaya girdiğinde üçü de dövüşürdü. İşleri ellerine aldıkları vakit Cihangir konağa gelmediği için ayrı düşmüşlerdi ama bu ayrılık sözdeydi. Annesinin izlerinin olduğu konak Cihangir'in canını acıtıyordu. Mehru bilmiyordu ama yıllar sonra Cihangir'in o konağa dönmesinin sebebi kendisiydi.

"Sen kimsin?" dedi Derbeder çatık kaşlarıyla ama diğerleri gibi kızın arkasındaki Mehru ve Harap'ı görünce o da sustu.

"Yeğeniniz!" dedi Evin oldukça abartılı bir neşeyle. Sahte olduğu belliydi. İçinde kaynayan bir öfke vardı ve bu öfke gittikçe artıyordu. Konakta şaşkınlık nidaları duyuldu.

Tarık yanındaki Pusat'a doğru konuştu. "Boran amcam da ne çıktı ha! Ha bire bir yerden kızı çıkıyor!"

Pusat kafasına okkalı bir tokat geçirerek cevap verdi.

Baran sorgulamadı hiçbir şeyi. Koşar adımlarla merdivenlerden indi. Evin'in karşısında durduğunda kızın öfkeli çehresi sekteye uğradı. Cihangir de yanlarına geldiğinde üçünün de içinde bir yerler kıpırdandı.

Herkesin gözleri onların üzerindeydi. Sessizliği Baran bozdu.

"Kızım..." fısıltısı zar zor duyulmuştu ama bu fısıltı Evin'in ağzından bir hıçkırık kaçmasına neden olmuştu. Baran daha fazla dayanamadı. Kızını kollarının arasına aldı.

"Kızım, kızım, kızım..." Defalarca kez söyledi bunu. Ne oldu, nasıl oldu sorgulamayacaktı. Eğer sorgularsa kaybederdi, buna dayanamazdı.

Cihangir, bir babasıyla sarıldığı kıza bir de Mehru'ya bakıyordu. "Biliyordun..." diyebildi en sonunda. Herkesin bakışı ona döndü.

TEK ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin