Araya kısa bir Burcu ve Deniz sahnesi koymak istedim, kafanız lütfen karışmasın. Ayrıca bölüm için paylaştığım alıntıyı burada kullanırsam bölüm normalden uzun olacaktı. Orayı çıkartmak zorunda kaldım. Bulamazsanız lütfen korkmayın. Keyifli okumalar dilerim ^^
Yeşilin En Koyu Hali
Bölüm: 10
Genç adam, sinirle işaret parmağını direksiyona vurarak ritim tutuyordu. Hissettiği sinirin katbekat artması kaçınılmazdı. Gözleri yoldan bir an olsun ayrılmıyordu. Görmek istediği bedeni görene dek de ayrılmaya niyetli değildi.
Yutkunması kuruydu. En son ne zaman su içtiğini dahi hesap edemiyordu. Siniri yüzünden de vücudu bu şekilde tepki veriyordu. Aklında yapacağı konuşmayı planlarken buldu kendini. Neler diyeceğini bilemiyordu genç adam. Onun ne yapmaya çalıştığını fark edebiliyordu ama elinden de bir şey gelemiyordu.
Burcu'nun inatla ve ısrarla ondan neden kaçtığını anlaması, onun için çok da zor değildi. Deniz, bu engelleri bir bir yıkmakta kararlıydı ama bunlar Burcu için geçerli değildi.
Genç kadın, ağabeyinin arkadaşı ile birlikte olmayı istemiyordu. Seviyor olup olmadığına bakmıyordu. Onun baktığı tek şey, aralarındaki dostluktu. Bu yüzden de ona olan aşkını en derinlere gömmüştü.
Burcu, Deniz'e kıyasla duygularını hemen fark edememişti. Fark ettikten sonraki çöküş ise oldukça acı vericiydi.
Elindeki defterleri sıkıca göğsüne bastırdı. Kombinine uyması açısından küçük çantalarından birisini yanın aldığı için bir kez daha içinden kendine söylendi. Geçen hafta kötü olduğu için okula gelememişti. Arkadaşı ise onun için notlarını getirmişti. Bunu tamamen unuttuğu için yükü çekmek de yine ona kalıyordu. Şoförün onu nerede beklediğini bulmak için bakışlarını etrafta gezdirdi. Kendi arabası olsa da kullanmaktan korkan genç kadın her yere evin şoförü ile gidiyordu.
Ağabeyi onu cesaretlendirecek sözler sarf edip onu rahatlatmaya çalışsa da genç kadın bir türlü rahatlayamıyordu. Mavi gözleri, aradığı arabadan ziyade başka bir tanıdık arabaya denk gelince yutkundu. Üç gündür Deniz'in aramalarına cevap vermiyordu. Onu burada beklediği de söylenemezdi ama muhtemel son da kaçınılmazdı. Onun kahverengi gözlerine denk gelince yutkundu.
Kısa ama oldukça etkili bir andan kendini çekip aldı ve şoförün nerede olduğunu bile bilmeden adımlamaya başladı. Buradan kaçıp saklamalıydı kendini. Üç dersinden sonra kafasını toparlamaya hali kalmamıştı. Onunla konuşmak istemiyordu.
Deniz, dudaklarını birbirlerine bastırdı ve hızla arabadan indi. Sinirle çarptığı kapıyı dahi umursamadan hızlı ve büyük adımlarla birlikte hedefine doğru ilerledi. Sola dönüp gözden kaybolmayı hedefleyen Burcu'yu kolundan yakaladı ve korkup irkilmesine neden oldu. "Korkma benim," diyerek onu uyardı.
Burcu, "Bu daha korkutucu," deme isteğini içine gömdü ve ona döndü. "Ne istiyorsun?" diyerek azarlar bir tonda sordu. "Benden neden kaçıyorsun?" Deniz, sinirli bir merakla bunu sordu ona. Burcu, meydan okurcasına başını dikleştirdi. "Senden kaçtığım filan yok," dedi düz ve sakin bir tonda.
Deniz sinirle güldü. Elini kolunu nereye koyacağını dahi bilmiyordu. "Kaçmıyor musun?" sorusunun cevabı kısa bir baş sallaması olunca daha da hiddetlendi. "Telefonlarımı neden açmıyorsun? Bir mesaj yazma zahmetine dahi neden girmiyorsun?" Burcu, onun titreyen hareleri karşısında titrediğini hissetti. Deniz ile beraber büyüdüğü için onun sinirli haline çok defa denk gelmişti ama bu diğerlerinden farklıydı.
Deniz, patlamaya hazır bir bombaydı sanki ve pinini de parmaklarının ucuyla tutuyordu genç kadın. Düşüncesizce atacağı her bir hamle hem onu hem de kendisini mahvedecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik) -Askıda-
Ficción General(İki kitap tek bir kitap içerisinde yer almaktadır. Ek olarak bir başka kitap paylaşmak yerine buradan devam ettim, keyifli okumalar dilerim ^^) Bir kelebek geçti üstlerinden sonra da aşkın tohumlarını kadının kalbine düşürdü. Kelebek anlaştı topra...