💙💚~18. BÖLÜM~💙💚

2K 717 156
                                    

Bölüm şarkısı; Alec Benjamin- Let me down slowly

"Dünyanın en güzel yön tarifi, "eşim" diyerek seni göstermektir."

-Atakan GÜLGAR-

Mavinin Yeşili

Bölüm: 18

Derin, Melek Hanım'ı yanlız bırakmayı istemeyerek seri adımlarla mutfaktan çıktı ve salona geçti. Mavi gözleri, Ceylin'in oyuncaklarını odanın bir köşesindeki sepete koyan Melek Hanım'a kaydığında, "Melek Abla, Ceylin nerde?" diye sordu, bir yandan da mavi gözleri odanın en ücra köşelerinde bile dolaşarak sorusunun cevabını arıyordu.

Melek Hanım, Ceylin'in oyuncaklarını odanın bir ucundan diğer ucuna taşıdığı için yorulmuş, nefes nefese kalmıştı. Elindeki son oyuncağıda çilek şeklinde yapılmış olan sepete attı ve yeşil renkli kapağını kapattı. "Yukarı yolladım. Odayı toplayacağız, süpürgeyi çalıştıracağız. Rahatsız olmasın istedim, kızım. Hem o odasındadaha rahat eder."

Derin hafifçe gülümsedi. "Çok iyi düşünmüşsün, burda temizlik yaparken çok rahatsız olacaktı." temizlik yapacakları için kollarını yukarı doğru kıvırdı.

Melek Hanım'da ona karşılık olarak başını sallayıp gülümsedi. "Ben buraları topladım. Süpürür, etrafın bir tozunu alıp viledayla parkeyi sileriz biter işimiz. Ben de sen hazırlanırken misafirlerimiz için tatlı-tuzlu bir şeyler ayarlarım."

Koltuğun ortasındaki yastığı eline alıp düzelten Derin, koltuğun köşesine bıraktı elindeki yastığı. "Tamam Melek Abla, öyle yaparız."

Yaklaşık iki saat içinde ikiside etrafı güzelce temizlemedikten sonra, Derin camsil kullandığı için ellerini aşağı katta bulunan banyoda yıkıyordu. Yanındaki, askıda asılı olan mor havluya ıslak ellerini sildiğinde, açılan dış kapının sesi kulaklarına ulaştı.

Eylül'ün geldiğini anlamış, birazdan ona durumları açıkladığında da yapacakları konuşmayı düşündükçe gerim gerim geriliyor, stres yapıyordu.

Banyodan çıktı ve kapının önünde, üzerindeki montunu, çantasını ve botlarını kapının hemen önündeki dolaba yerleştiren Eylül ile karşılaştı. "Hoş geldin," diyerek zoraki bir şekilde gülümsedi Derin zira üzerindeki gerginlik onu çok tedirgin ediyor, bu yüzden de gülümsemeyi istemediği için zar zor gülebilmişti.

Dışarısı soğuk olduğu için boğazına sıkı sıkı sardığı turuncu atkıyıda parmaklarının arasına alıp dolaba koyan Eylül, dolabın kapağınıda kapattı. "Hoş buldum, Derin," dedi gülümseyerek. "Çok acıktım valla. Uraz ile işlerimiz bitmeyince öğle yemeğine bile çıkamadık."

Derin, onun yorulduğunu baygın baygın bakan kahverengi gözlerinden ve sesinden çok net bir şekilde anlayabiliyordu. Derin, Ceylin ile ve bu evlilik işiyle ilgilendiği için şirkete uğrayamamış, her ne kadar evden işlerini bilgisayar üzerinden yapsa da şirkette onun boşluğunun sebep verdiği yük, Uraz ve Eylül'ün omuzlarına binmişti.

Derin, İrem ile de konuşmasından ve Eylül'ün bu halinden şirketteki boşluğu yüzünden onların yorulduğunu çok iyi bir şekilde fark edebiliyordu. Bu işleri bittikten sonra şirkete gidip onların omuzlarındaki yükü hafifletmek için elinden geleni yapmayı aklının bir köşesine not etti.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik) -Askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin