"Bazen insan öyle özlenir ki; özlenen bilse, yokluğundan utanır."
-Aziz NESİN-
Mavinin Yeşili
Bölüm: 2- Çaresizce Ağlayan Yürekler
Doktor Yeşim elindeki dosyalara ilgilendiğinden ötürü odaya onun geldiğini fark edememişti. Kafasını kaldırdığında ise genç kadının mavi gözleriyle denk geldi. Yüzünde içten bir gülümseme peyda oldu ve konuştu, "Hoş geldiniz Derin Hanım," dedi ve ayağa kalkıp resmi bir şekilde onun elini sıktı ardından da masasının önündeki deri koltukları gösterip, "Buyurun lütfen, oturun," dedi kibarca.
Derin'in kanı doktora hemen ısınmıştı. Hastaneye geldiklerinden beri onlarla ilgilenmiş, güler yüzlü davranmıştı. O da nezaketen gülümseyerek karşılık verdi ve oturması için gösterilen koltuklardan birine oturup mavi gözlerini doktora dikti. Konuşacakları şeyler belliydi ama dinlemek istediğine de pek emin değildi.
Doktor Yeşim, ne için gelip onunla hangi konuda konuşacaklarının farkındaydı. Genç kadın onunla kızının hastalığı ile ilgili konuşmak için gelmişti. Gelmesi için bundan başka bir sebep aklına gelmediğinden ötürü böyle düşünüyordu. Bakışlarındaki korkuyu ve tereddüttü fark eden doktor onu rahatlatmak adına, "Sizi dinliyorum Derin Hanım. Ne için gelmiştiniz?" sorusunu usulca sordu ve onun çekinmemesini elinden geldiğince sağlamaya çalıştı.
Derin konuya girmesi gerektiğini düşünerek, "Ben Ceylin'in hastalığı ile ilgili konuşmak için gelmiştim," dedi. Doktor Yeşim devam etmesi için susup sadece dinledi, bu tahmin ettiği bir durumdu. Ona vereceği cevabı sessizce düşündü genç kadın.
Derin, onun sessizliğinden faydalanarak devam etti sözlerine, "Bu hastalığı yenmesi için başka bir çözüm yolu yok mu? İlla ilik nakli mi olmalı? Yani ilaç tedavisi yok mu? Ya da herhangi bir şey?" diyerek aklındaki soruları dile getirdi ve ondan bir cevap bekledi. Aslında sorduğu soruların cevabını az çok biliyordu. Kemoterapi demek Ceylin'in yavaş yavaş erimesi demekti ama yine de içinde yeşermekte olan umuduna tutunuyordu. Umut, insanı ayakta tutmaya yetecek güçteydi ve genç kadın ona şu sıralar çok fazla ihtiyaç duyuyordu.
Doktor Yeşim onu dikkatle dinledi. Aklında nasıl bir konuşma yapacağını düşünüyordu. Bu konuşma hem Derin'i rahatlatmalı hem de aklında soru kalmayacak şekilde olmalıydı. Her şeyi baştan anlatması gerektiğini düşünerek hastalığı ve tedaviyi açıklamaya başladı.
"Bakın Derin Hanım kan kanseri yani lösemi dediğimiz hastalık herhangi bir etkiyle damarlarımızda dolaşan kanın esas yapım yeri olan kanın kemik iliğindeki ana hücrelerde oluşan şifre değişikliği ile 'blast' adını verdiğimiz olgun olmayan kan hücrelerinde artış meydana gelmesidir. Bu hücreler hızla çoğalır ve merkezi sinir sistemine zarar verir," dedi ve duraksadı. Kurduğu uzun cümleler yormuştu onu ve Derin'in anlayıp anlamadığını görmeye çalışıyordu.
Genç kadın, can kulağı ile doktoru dinliyordu. Gözleri ona odaklıydı ve farkında olmadan gözlerini büyüterek bakıyordu ona. Hiçbir uzvu, onun söyleyeceklerini atlamamaya çabalıyordu. Başını sallayarak anladığını belli etti, elleri terlerken silme zahmetinde bulunmadı ve yerinden hareket bile etmedi.
Doktor, duraksamasının ardından sözlerine devam etti, "Tedavi ise genel durumun düzeltilmesi ile başlar. İlk tedavi yolu kan vericilerden yani donörlerden kanın içindeki özel hücrelerin nakledilmesidir. Kemoterapi ise bir enfeksiyon söz konusu olursa yapılan bir şeydir. Hastalığı daha fazla yayılmasını ve kötü huylu kan hücrelerini yok etmek için başvurulan bir yöntemdir ama bu yöntem iyi huylu kan hücrelerini de yok etmektedir. Bu da insan vücuduna kötü bir şekilde etki ettiği için bunu pek tercih etmek istemeyiz," dedi ve hem soluklanmak hem de Derin'in kendini toparlaması için ona zaman tanıdı Yeşim Hanım, bunların onun için kolay olmadığını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik) -Askıda-
Ficción General(İki kitap tek bir kitap içerisinde yer almaktadır. Ek olarak bir başka kitap paylaşmak yerine buradan devam ettim, keyifli okumalar dilerim ^^) Bir kelebek geçti üstlerinden sonra da aşkın tohumlarını kadının kalbine düşürdü. Kelebek anlaştı topra...