15

1K 118 55
                                    

*****

1 Saat sonra| 

1 saat süren yolun sonunda bambaşka bir diyara gelmiştik. Tahminlerime göre Tae'yi aldığımız yer vampirlere ve Tae'nin türüne aitken, şimdi geldiğimiz yer ise cadılara ve büyücülere ait bir bölgeydi. Böyle düşünmemin nedeni buradaki havanın daha ağır bir havası vardı, ayrıca bana hissettirdiği his daha farklıydı. Mesela kral Rhys'ın sarayındayken nedensizce güvende gibi hissediyordum ama burada daha huzursuz ve tedirgin hissediyorum. 

Bu diyardaki ilk karşılaştığım orman büyüleyiciydi, güzeldi ve parlak peri tozu gibi ışıkları olduğundan dolayı hafif aydınlıktı. Ama şimdi geldiğimiz ormanın içinde hiç ışık yoktu. Ağaçların yaprakları bile ölmeye yakındı, sonbahardaymış gibi turuncu ve kırmızı renkliydi yapraklar. Havası bunaltıcıydı ama tüm bunlara rağmen yine de güzel bir ormandı. 

 Ağaçların arasında ilerlerken en önden giden Taehyung'u takip ediyorduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Ağaçların arasında ilerlerken en önden giden Taehyung'u takip ediyorduk. Tae'nin hemen arkasında ben vardım ve benim arkamda ise Yoongi hyung ile Vincent geliyordu sırayla. Yolculuğumuz bana göre garip denecek bir sessizlikle geçiyordu. Sessiz olmamızın nedenini anlayamasam da bulunduğum yerin insanların dünyası olmadığını bildiğimden dolayı bu sessizliğe uyuyordum. 

Yolumuzun daha ne kadar süreceğini bilmemek bir yana, bunu soramıyor olmak bile ayrı bir dertti ve ben yorulmuştum, yorulduğumu bile söyleyip dinlenmek istediğimi belirtemiyordum. Çileyle geçen dakikaların sonunda artık gerçekten yürüyemeyecek kadar yorulduğumu anlayarak soluklanmak için durdum ve çökerek yere oturdum. Benim durmamla beraber Tae ve diğerleri de durup bana 'ne oldu' gibisinden bakışlar atarken, ben yorulduğumu nasıl ses çıkarmadan anlatabilirim diye düşünmeye başlamıştım. Ellerimle tuhaf tuhaf hareketler yaparak yoruldum demeye çalışıyorken hiç beklemediğim bir şey yaşanmıştı. Vincent sıranın en arkasından ayrılarak yanıma doğru gelip çok normal bir şeymiş gibi hemen dibime oturmuştu. Dizi dizime değiyordu ve bu yakınlık beni rahatsız ediyordu, bu yüzden çok hafif yana kayarak onunla olan temasımı kesmiştim. 

Bu sırada Taehyung'un sinirli ve Yoongi hyung'un korku dolu gözleri Vincent'ın üzerindeyken, ben bu gerici ana bir son vermek adına ayağa kalkarak tekrar eski yerimi almıştım. Benim kalkmamla birlikte Vincent'ta ayaklanarak yeniden sıranın en arkasına geçmişti. Biz yine aynı sıralamayla yolumuza devam etmeye başlamıştık ama benim aklım hâlâ ne zaman varıp dinleneceğimizde takılı kalmıştı. Ciddi anlamda yorulmuştum. 1 saat hiç durmadan yol yürümüştük ve artık bacaklarım tutmamaya başlamıştı. Normalde bu kadar yol yürümekle çok fazla yorulmazdım ama buranın havasının farklı oluşundan olsa gerek, ölecekmişim gibi hissedecek kadar yorgun düşmüştü bedenim. 

Nefes almam bile artık güçleşmeye başlamışken, böyle hisseden tek kişi ben miyim diye diğerlerine bakmıştım ve bu durumda olan tek kişinin ben olduğumu fark edince hafiften korkmaya da başlamıştım. Çünkü bu kadar yorgun düşmem ve nefes alamayacak gibi olmam normal değildi. Bunu fark ettiğimde ise önümde yürüyen Taehyung'un kıyafetinin ucunu tutmuş, onu durdurarak bana dönmesine neden olmuştum. Ne olduğunu sorgulayan gözleri bana döndüğü an yüzüne endişe oturmuştu. Yüzümü gördüğü an telaşlanmıştı ve üzerime doğru minik bir adım atarak yüzümü avuçlarının arasına almıştı. 

Snake || TaeKookVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin