OY SINIRI: 45
YORUM SINIRI: 50 (Harf, sayı, random gibi şeyler geçersizdir.)
*****
Sabah olduğunda Yoongi hyung'un dürtmesiyle uyanmıştım. Gözlerimi açıp etrafıma bakındığımda, uyuyan tek kişi olduğumu fark edip hızla ayaklanmıştım. Benim kalktığımı gören Tae bana kısa bir bakış atarak ilerlemeye başladığında, arkasından aptal aptal sırıtarak bakmıştım. Bu yabancısı olduğum duygular beni hepten bozmuştu.
Ben Tae'nin gittiği yöne bakıyorken karnımın yüksek sesle guruldamasıyla utanarak başımı eğmiştim. Buraya geldiğimizden beni yemek yiyemediğimi ise yeni fark edebildim. Çok fazla acıkmıştım.
"Kook yanımda yiyecek bir şeyler getirmiştim, buraya gel." Yoongi hyung'un sesiyle ona doğru ilerledim ve bana uzattığı bez çantayı alarak içini açtım. Birkaç tane sandviç, biraz meyve ve ekmekle birlikte kahvaltılık malzemeleri vardı. Bu kadar fazla şeyi bu küçük çantaya nasıl sığdırdığını anlayamasam da içinden iki sandviç ve bir tane elma alarak çantayı tekrardan Yoongi hyung'a verdim.
İkizler gideceğimiz yer için hazırlıkları yaparken, ben oturup yemeğimi yemeye başladım. Bu sırada Yoongi hyung da benimle birlikte yere oturarak yanımda beklemeye başladı. Elimdekileri hızlı hızlı yedikten sonra sıra elmaya gelmişti ve onu da hızlı bir şekilde yiyip çöpünü rastgele bir yere attıktan sonra ayağa kalktım. Ben ikizlere doğru giderken Yoongi hyung arkamda kalmıştı.
İkizlerin yanına vardığımda beni ilk fark eden Taehyung olmuştu.
"Bir şey mi oldu güzelim?"
"Hayır, bir şey olmadı. Ne zaman gideceğimizi sormaya gelmiştim." dediğimde, gülümseyerek bir elini yanağıma koymuştu.
"Şimdi gideceğiz. Sen karnını doyurdun mu?" Kafamı aşağı yukarı sallayarak cevap vermiştim.
"Sizi bölmek istemem ama gitmemiz gereken bir yer var." Vincent'ın sesiyle kaşlarımı çatarak ona dönmüştüm. Yoongi hyung bir, Vincent iki. Ne zaman Tae ile yakınlaşsak aynı sözleri söyleyerek bizi bölüyorlardı ve de bölmek istemediklerini söylüyorlardı. İstemiyorsanız neden bölüyorsunuz ki!
"Bakma öyle küçük şeytan, işimiz acil." Vincent'a nasıl baktığımı bilmiyorum ama bu sözleri söylediyse güzel bakmadığıma eminim. Yine de aynı şekilde bakmaya devam etmiştim ve bu onu güldürmüştü. Onun gülmesiyle daha da sinirlendiğimi hissederek tekrardan Tae'ye dönmüştüm ama onun gözlerinde gördüğüm duygu ile istemsiz bir şekilde bir adım gerilemiştim. Yanağımdaki eli bu hareketimle havada kalırken, Tae yüzündeki ifadeyi silmeden elini indirmişti.
Gözlerinde gördüğüm öfke ilk defa ondan korkmama neden olmuştu. Neden öyle baktığını anlayamamıştım ama bakışı hiç hoşuma gitmemişti. Tam neden öyle baktığını soracakken arkasını dönerek hızla uzaklaşmaya başlamıştı. Bu davranışları normal değildi ve neden böyle davrandığını asla anlamamıştım. Az önce gülüyorken bir anda ne olmuş olabilir ki?
"Bence kıskandı." diyen Vincent ile ona bakmak zorunda kalmıştım.
"Anlamadım?" Anladığım hâlde anlamazlıktan gelmiştim.
"Gidiyoruz." diye bağıran Yoongi hyung yüzünden Vincent bir cevap vermeden susup yürümeye başlamıştı. Bende arkasından bakmaya bir son vererek peşine takıldım ve en sonunda hepimiz yan yana geldiğimizde, artık yolculuk için hazırdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snake || TaeKookV
FanfictionYılan iblisin herkesten gizlediği bir ikizi vardır. Yılan iblisin gölgesinde kalan ve yılan iblislerin kanını kirleten melez ikiz, bir insana aşık olarak en büyük yasağı çiğner. Ve ikizini insandan uzak tutmaya çalışan yılan iblis ise kendisinin bil...