OY SINIRI: 45
YORUM SINIRI: 50 (Harf, sayı, random gibi şeyler geçersizdir.)
*****
Tepemizdeki ay bize yoldaşlık ederken, karanlıkta ilerliyorduk. Saraydan çıktıktan bu yana epey yürümüştük ve hâlâ da yürümeye devam ediyorduk. Buz ormanını geçmiş, daha sıcak olan bir bölgeye adımımızı atmıştık ve sıcaklığın bize verdiği rahatlamayla beraber yorgunluk falan dinlemeden ilerlemeye devam etmiştik.
Saraydan çıktığımızdan beri en önden giden Taehyung'u takip ediyorduk. Çünkü nereye gideceğimizi biliyormuş gibi duran bir tek oydu. Hiç tereddüt etmeden ilerliyordu.
"Artık nereye gittiğimizi söyleyecek misin?" Vincent'ın sesiyle Tae kısa bir an duraksayıp tekrardan yola devam ederken sorusuna cevap vermişti.
"Kral Rhys'a gidiyoruz." Cevabı hepimizi şaşırtmaya yetmişti.
"Ne demek kral Rhys'a gidiyoruz? Sen aklını mı kaçırdın?! Daha ortada vâris yok Tae!" Yoongi hyung'un bağırmasıyla Tae durmuştu ve onun durmasıyla biz de durmuştuk. Arkasını dönerek Yoongi hyung'un üzerine doğru adımlamaya başladığında kavga çıkacağını düşünmüştüm ama öyle olmamıştı. Tae, Yoongi hyung'un tam önünde durarak sakince konuşmaya başlamıştı.
"O mührün kırılması şart ve bunun için mührün asıl sahibi olan kadimlerden ve onların dostu olan kâhinlerden yardım isteyemeyeceğimize göre ya kral Rhys'tan yardım isteyeceğiz ya da onun yardımıyla Kont Drakula'yı bulup ondan yardım isteyeceğiz. Bunun dışında daha iyi bir fikriniz varsa eğer dinlemek isterim." Mantıklı açıklamasıyla birlikte hepimiz sessiz kalmıştık. "Bende öyle düşünmüştüm." diyerek bize arkasını dönmüş ve bizi beklemeden yürümeye başlamıştı.
"Kardeşin tam bir deli." Yoongi hyung'un dediklerine az kalsın gülecektim ama kendimi tutarak ikisini ardımda bırakıp Tae'nin peşine takıldım. Hemen benim peşimden Vincent ve Yoongi hyung da gelmeye başladı.
"Son günlerde fazla sessizsin bücür." Hemen sağ tarafımdan gelen Vincent'ın sesiyle ona dönüp kısaca baktıktan sonra yeniden önümüzde yürüyen Tae'nin sırtına çevirdim gözlerimi.
"Sana öyle gelmiş."
"Aptal değilim Jungkook. Bir şeyin var, anlat hadi." Yan gözle yüzüne baktığımda oldukça ciddi olduğunu görerek pes etmiş, derin bir iç çekişten sonra beni rahatsız eden düşünceleri onunla paylaşmıştım.
"Hani saraya gelmeden önce Tae ve ben konuşuyorduk ve sen gelip gitmemiz lazım demiştin ya, sonra da Tae yanımızdan ayrıldığında kıskandı gibi bir cümle kurmuştun. Hatırladın mı?" dediğimde bir süre sessiz kalmıştı, sanırsam hangi andan bahsettiğimi hatırlamaya çalışıyordu.
"Evet, hatırladım."
"İşte o andan beri Tae ile aramız bozuk ve ben nedenini bilmiyorum. Canım buna sıkkın."
"O zaman da dediğim gibi bücür, seni benden kıskandığı için böyle davranıyor. Benim kardeşim biraz aptaldır ve duygularını nasıl ifade edeceğini bilmez. Yani korktuğun gibi bir bozukluk yoktur aranızda, kıskandığı için kendi kendisine öfkelidir sadece ve bunu sana yansıtmamak için senden uzak durmaya çalışıyordur." dedikleri beni biraz olsun rahatlatmıştı ama yine de hâlâ aklımı kurcalayan şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snake || TaeKookV
FanfictionYılan iblisin herkesten gizlediği bir ikizi vardır. Yılan iblisin gölgesinde kalan ve yılan iblislerin kanını kirleten melez ikiz, bir insana aşık olarak en büyük yasağı çiğner. Ve ikizini insandan uzak tutmaya çalışan yılan iblis ise kendisinin bil...