OY SINIRI: 50
YORUM SINIRI: 50 (Harf, sayı, random gibi şeyler geçersizdir.)
*****
Son olaydan sonra geçen bir hafta benim için oldukça yoğundu. İkizlerin sıkı eğitimi sayesinde nefes almama dahi izin verilmeyen bir haftanın sonunda, tüm vampirlerin katılacağı bir toplantı için tekrardan taht odasında toplanmıştık. Bu bir haftada kendimi oldukça geliştirmeyi başarmıştım. Ateş gücünden hariç iki elementi daha hükmetmeyi başarmış, gözlerimi kapatıp odaklanma gereği duymadan gücümü kullanmaya başlamıştım. Bu kadar gelişmemdeki en büyük etken elbette ki ikizlerdi. Hiç nefes aldırmadan çalıştırmışlardı ve bu gece gündüz sürmüştü. Uyumama bile izin vermemişleri. Bu hafta benim için ruhsal olarak fazla yorucu geçmiş olsa da şu anda geldiğim noktadan memnundum.
Şimdi ise bize savaş ilan eden ırkın kim olduğunu öğrendiğini söyleyen vampirin isteği üzerine toplanmış ve onun diyeceklerini beklemeye başlamıştık. İkizler de buradaydı ama uzun zamandır yanımda oldukları için yılan halkının onlara sıkıntı çıkardığının da farkındaydım. O konuyla sonra ilgileneceğimi bilsem de, yine de benim yüzümden sıkıntı çekmeleri hoşuma gitmiyordu.
"Anlat, Damian." Drakula'nın söz hakkı vermesiyle adının Damian olduğunu öğrendiğim vampir konuşmaya başlamıştı.
"Lordum, yaşam çekirdeğini çalan kişinin bir acemi olduğundan eminim. Kendi gücünün kalıntılarını etrafta unutmuştu. Çekirdeğin korunduğu alana girdiğim gibi farklı bir türe ait gücün varlığını anında hissetmiştim. Çok zayıftı ama oradaydı. O izin hangi türe ait olduğunu bulabilmem bir haftayı buldu. Acemi olabilir ama aynı zamanda gücünü gizlemeyi başarabilecek kadar da zeki."
"Kim yapmış?" diye soran Drakula'ydı ama hemen ardından ben kendi merak ettiğim soruyu sormuştum.
"Yaşam çekirdeği ne?"
İkimizin aynı anda soru sorması karşımızda duran vampiri şaşırtmış olacak ki şaşkın şaşkın bir bana bir de Drakula'ya bakmaya başlamıştı. En sonunda ikimizin de sorusunu sırayla cevaplandırmıştı.
"Yaşam çekirdeği, vampir gücünün kaynağı. O olmazsa eğer, vampirler günden güne zayıf düşer ve en sonunda ölümsüz olarak bilinen vampir ırkının sonu gelir, hepsi ölür. İşte bu çekirdeği çalan kişi ise bir kadim cadıymış. Yani ölmek isteyen ırk kadim cadılar, Lordum." Bu sözlerden sonra odadaki vampirler hep bir ağızdan konuşmaya başlamıştı. Kimisi gidip onları öldürelim derken, kimisi de bekleyip güzel bir plan yapalım diyordu ama çoğu savaş taraftarıydı. Son ve kesin kararın Drakula'dan çıkacağını herkes biliyordu, bu yüzden hepsi konuşmaya yavaş yavaş son vererek Drakula'nın ağzından çıkacakları beklemeye başlamıştı. Ben de onlar gibi büyük bir merakla Drakula'ya döndüm.
"İlk önce gidip çekirdeği isteyeceğiz, alacağımız olumsuz yanıtla da saldıracağız."
"Ama kolayca verecek olsalar, daha ilk baştan çalmazlardı ki?" dediğimde, bana dönerek sinsi diyebileceğim bir sırıtmayla aklındakini açıkça söyledi.
"Haklısın, çekirdeği bize vermeyecekler. Sana savaşa katılacağını söyledim Jungkook, bu savaşın olacağı zaten kesin. Ama kadim cadılara tek bir şans tanıyacağım. Tamamen yok olmak istemiyorlarsa bu şansı değerlendirirler." derken ki ses tonu karanlıktı. Karanlık ses tonu olur mu diye sorgulayamayacağım, çünkü sesi içimi ürpertecek kadar karanlık barındırıyordu. Onun sesini ilk defa böyle duyuyordum. Bu bile onun düşmanı olmak istemeyenlerin nedenini açıklıyordu. Düşmanı olmak isteyenler ise ölümden korkmayanlar oluyordu. Kont Drakula, korkulacak türden bir düşmandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snake || TaeKookV
FanfictionYılan iblisin herkesten gizlediği bir ikizi vardır. Yılan iblisin gölgesinde kalan ve yılan iblislerin kanını kirleten melez ikiz, bir insana aşık olarak en büyük yasağı çiğner. Ve ikizini insandan uzak tutmaya çalışan yılan iblis ise kendisinin bil...