Snake || TaeKookV

28

OY SINIRI: 50

YORUM SINIRI: 50 (Harf, sayı, random gibi şeyler geçersizdir.)

*****

Benim için yorucu ama diğerleri için eğlenceli geçen bir törenden sonra odalarımıza dağılmıştık. Benim odam sarayın en üst katında yer alıyordu ve bu katta sadece benimle kralın odası bulunuyordu. Odama benim için yeni giysiler alıp yerleştirdiklerini de önceden öğrenmiştim, bu yüzden kıyafet konusunda sıkıntı çekmeyecektim.

Odama girdiğim gibi de kendimi yatağa atarak direkt uykuya dalmıştım. Ama günün yorgunluğunu üzerimden tam anlamıyla atamadan daha sabahın köründe kapımın çalınmasıyla uyanmıştım. Zor da olsa ve ne kadar istemesem de yataktan kalkmak zorunda kalmıştım. İlk önce üzerimdeki dünden kalma giysilerden arındıktan sonra üzerime düz beyaz bir gömlek ve altına da siyah kumaş pantolon giyerek gömleği pantolonun içine sokup belimi gözler önüne sermiştim. Yorgunluktan dolayı gece yatarken çıkarmayı unuttuğum siyah ayakkabılarımı değiştirme zahmetinde bulunmayarak odamdan çıktım.

Beni kapımın önünde bekleyen yardımcıların yol göstermesiyle ilk olarak saraydan çıkmış, ardından da saray bahçesini de gerimizde bırakarak ormanlık alana doğru ilerlemeye devam etmiştik. Nereye gittiğimizi merak etsem dahi sormamış, sessiz kalarak geçtiğimiz yerleri izlemiştim. Kuş cıvıltılarına eşlik eden yaprak hışırtıları rahatlatıcıydı. Uykumdan uyandığıma değecek kadar güzel bir ortam vardı. Güneş kendisini yeni yeni göstermeye başladığı için etrafı hafif de olsa bir kızıllık almıştı. 

"Geldik, Lordum." Etrafı turlayan gözlerimi karşımızda kalan alana çevirdiğimde şaşırmıştım. Etrafı ağaçlarla çevrili daire şeklinde düz çimenlik alanın ortasında Drakula ve ikizler duruyordu. Yoongi hyung yoktu. 

"Gel Jungkook." Drakula'nın çağrısıyla olduğum yerde durmaya son vererek yanlarına doğru ilerledim. Bu sırada Taehyung'un ve Vincent'ın yüz ifadelerine bakarak birazdan başıma nelerin geleceğini az çok anlamayı denedim ama yüzlerinden hiçbir şey okunmuyordu. Drakula ise geldiğimden beri sırıtıyordu. Yanlarına vardığımda ise sırıtmayı keserek düz bir ifadeyle bana bakmaya başlamıştı. 

"Seni bu ikisine bırakmayı ne kadar istemesem de en iyi uyumu bu iki yılanla yakalayabileceğin için başka şansım kalmıyor. Bugün başlayacağın eğitimlerinden sorumlu olacak kişiler bu ikisi olacak. Sırasıyla zorlu eğitimlerden geçecek ve en sonunda gücünde tamamen ustalaşmayı başardığında tahta oturacaksın. İlk eğitimin gücünü kontrol edebilmen üzerine olacak. Başarılar vârisim, buna çok ihtiyacın olacak." dedikten sonra gözlerimin önünde yok oldu. Onun gitmesiyle hemen arkasında duran Taehyung ile göz göze gelmem bir oldu. Yüzünde güven veren sıcak bir gülümseme vardı. Gözleri ise şefkatle parıldıyordu.

"Hemen başlayalım mı?" Vincent'ın sorusunu başımı sallayarak onayladım ve birkaç adım gerileyerek ikisinin tam karşısında durdum. 

"Ne yapmam gerekiyor?" 

Vincent yanıma yaklaşmaya başladığında, bir yandan da konuşuyordu. 

"İlk olarak bu eğitiminde sana ben yardımcı olacağım. Şimdi senden sakin olmanı ve gözlerini kapatarak içindeki güce odaklanmanı istiyorum. Nefesini çok yavaş bir şekilde alıp ver." dediklerini sırasıyla uygulayıp gözlerimi kapattım ve nefes alıp vermemi yavaşlatarak içimdeki güce odaklanmaya çalıştım. Bir süre bekledim ama farklı hiçbir şey hissetmediğim için gözlerimi açarak tam karşımda duran ve dikkatle beni izleyen Vincent'a baktım. 

"Olmuyor. Hem içimdeki bir gücü nasıl hissedeceğim ki?" 

"Bu güç bir su kanalı gibi Jeon. Kalbinden tüm vücuduna yayılan bir enerji akışı olduğunu hissetmelisin. Elini tam kalbinin üzerine koy ve oradaki gücü düşün, onu hisset." dediklerini yaparak tekrardan gücüme odaklanmayı denedim. Kalbimin atışını avucumun içinde hissediyordum ve kalp atışımın gitgide hızlanmaya başladığını fark ettim. Hemen sonraysa normal hızına dönerek aynı hızla yavaşlamıştı. Bu ritim değişikliğine odaklandığımda ise kalbimde bir yanma hissettim, sonraysa kalp atışlarım tamamen durdu ve ellerim karıncalanmaya başladı. Ne olduğunu anlayamamıştım ama sanırsam gücüme odaklanmayı ve onu hissetmeyi başarmıştım.