Bölüm 8-15 Sahir Ryita Efsanesi

151 84 10
                                    


   "Dharma Teker."


 İhtiyar heyeti ve yosun saçlı sahir çıktıktan sonra odadaki herkes derin bir nefes aldı. Uzun süren sessizliği bozan tek şey Beşinci'nin piposunu yakma sesiydi. Baş Sahir piposundan derin bir nefes çekerken piponun hafif çıtırtıları huzursuz mırıltılara karışmıştı.

"Ağzını tutamayan gerzek seni! Beş yaşında falan mısın?" İkram hoca ayağa kalktı ve Balamir'in bacaklarını tekmelemeye başladı.
Hemen arkasından Loth hızlıca eğilip Balamir'in kulağını çekiştirmeye başladı. Balamir acıyla bağırırken diğerleri memnun olmuş bir suratla onu izliyorlardı.

Çocuk gibi davranmaktan bahsediyorlar bir de...

Çıkan garip kargaşa Asger'in konuşması ile bir anda durmuştu.
"Benim için uğraştığınız için teşekkür ederim," daha sonra kederle başını eğdi. "Ayrıca özür dilerim..."

"Sen utanılacak bir şey yapmadın," Loth yavaşça elini Asger'in omuzuna attı. "Utanması gereken onlar, eskiden olmuş mevzularla ilgili evham yapıyorlar."

"Nedir bu Ardov? Beni bekleyen şey ne?"

"Ah, canım benim. Gerçekten endişelenecek bir şey yok." İffa hoca ellerini Asger'in yüzünde gezdirip kibarca gülümsedi.

"Yine de bilmek istiyorum."

Bütün gözler Beşinci'ye döndüğünde, Baş Sahir yavaşça ayağa kalkıp cam kenarına geçti. Dışarıdan büyük göl manzarasını izlerken, "anlatabilirsiniz" dedi.

"Senin gibi hiçbir türe ait olmayan sahirler nadiren de olsa ortaya çıkar. Sahirler arasında bile binde bir görülen bu fenomene 'Vahşi Tür' denir. Senin gibi sahirler için büyü kontrolü çok daha zor olur, zaten bunu kendin de fark etmişsindir."
Akref hoca konuşurken diğerleri yerlerine oturdu, Asger ise onaylar anlamda kafasını salladı.
"Vahşi Tür sahirler bazen kazalara sebep olsa da tamamen zararsızlardır, genelde senden farklı olarak çok yüklü miktarda Esinti sahibi olurlar. Esinti'nin fazla olması genelde iyi bir şeydir ve büyüye karşı kontrolünde büyük fayda sağlar. Ama Vahşi Tür için bu tam tersidir... Bu yüzden dikkatle yaklaşmak gerekir."

"Ama senin Esintin tam tersi çok az miktarda ki bu onlara burada on sene önce yaşamış başka bir Sahireyi hatırlattı." Eyvor hoca önündeki parşömenleri toplarken lafa girdi.

"Ardov bir şey değil; bir kişi. Tıpkı senin gibi çalışkandı, zeki bir kızdı, tür seçilim zamanı gelince o da tıpkı senin gibi bir Vahşi Tür olduğu ortaya çıktı ve Esintisi normal bir insandan sadece biraz fazlaydı... Tıpkı senin gibi oğlum..."

"Ardov'un bunu kabullendiğini sanmıştık, sürekli çalışarak aradaki farkı kapatmaya çalışıyordu. Hepimiz tarafından kabul gören ve sevilen biri olmuştu, gücü git gide artıyordu. Hatta zamanla hepimizi aşmıştı. Artık bütün büyü camiasında büyük bir ün kazanmış yüce bir Sahire olmuştu.
Hatta Balamir'den önceki 'Yerle gök arasında tek olan' lakabı ona aitti. Bu lakap bildiğin gibi öyle önüne gelene verilen bir şey değil. Sık sık hiç bu lakaba laik olan birinin olmadığı dönemler dahi oluyor."
Akref hocanın suratı bembeyaz olmuştu, pencereye çarpan güçlü rüzgarla beraber yutkundu.

"Ta ki bir gün ona yeterli gelmeyene kadar." İffa hoca da başını eğerek hüzünle konuştu.

"Olağanüstü yetenekleriyle karanlık bir yola girdi... Bir insan... Bir sahir için bile fazla bir yola..."

"Normalde sahirlerin Arkanomansi ve Kutsal Hazine'si kendi türlerine aittir bu asla değiştiremeyeceğin bir gerçektir. Vahşi Tür'e sahip olanlar ise bu özelliklere sahip olamazlar, hiçbir zaman olamamıştır."

SAHİR [2] - MİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin