"Kendini tanı."
Pazarın yan sokakları daha farklı veya ucuz kaliteli ürünlerin satıldığı noktalardı, bir çok insan gibi ben de merkezini gezmekten daha çok keyif alsam da alışverişimizi yapacağımız nokta burasıydı. Gösterişli taraflar bittiğinde elimizde kalan sadelik insanı rahatsız etmemeli, bu sadelik günlük yaşantımızın kemiğini oluşturuyor. Sürekli kendimizi olduğundan daha büyük gösterme çabamız, aynada kendimize baktığımız zaman gördüğümüzü daha karanlık hale getiriyor, işe yaramayan bu gereksiz ışığın biz de yarattığı alışkanlıklar gerçekten bakmamız gerekenlere karşı bizi kör bırakıyor. Tıpkı fazla karanlık gibi fazla ışık da hepimizi kör ediyor.
Güzel bir tezgah vardı, başında bizim yaşlarımızda yakışıklı kavruk tenli genç bir oğlan bulunuyordu. Kurduğu tahta iskeleye astığı ucuz kumaştan yazlık elbiseler vardı, aralarında kadınların ava çıkmak için giydiği deri destekli basit kıyafetler de bulunuyordu. Kıyafetlerin basitliğine rağmen güzel ve basit, renkli nakışları bulunuyordu. Ethed ve benim için de tam istediğimiz dükkan burasıydı.
"Atkı almalısın Ryita, sana çok yakışıyor." Ethed elleriyle sehpanın üzerindeki atkılara dokunuyordu.
Zaten önceki neredeyse kullanılmaz hale geldi, neden olmasın. Bir adım geri çekildim ve sehpa üzerinde duran atkılara göz gezdirmeye başladım, soluk bir altın rengi ile beyaz yün olan dikkatimi çekmişti.
"Bunlar ne kadar?"
"Ne yazık ki onlar ayırtıldı," Çekik gözlü, kavruk oğlan tezgahın altından soluk gri yün bir atkı çıkardı, temiz ve yeni örülmüş gibi duruyordu, üzerinde düz şeritler halinde altın rengi işlemeler vardı. Oğlan iki elini dikkatle açıp atkıyı endamla gösterdi ve dikkatlice bana uzattı.
"Bilemiyorum, çok beğenmedim."
Kibar olmak adına elimi uzatıp incelemek istedim. Kollarımı kaldırdığım gibi aniden başıma giren ağrıyla istemeden dizlerimin bağı çözüldü, yere düşmeden beni yakalayan Ethed oldu. Elinde baktığı kıyafeti hızlıca tezgaha fırlatıp omuzlarımdan tuttu.
"İyi misin?"
"Evet..." İstemeden nefes nefese kalmıştım, sesim ağzımdan zar zor çıkan havayla anca duyuluyordu. "Bir şeye takıldım galiba."
...
Tezgahtar çocuk elinde tuttuğu soluk gri, kızıl şeritli işlemeleri olan atkı ile endişeyle bana bakıyordu. Ona gülümseyip bir şey olmadığını söyledim.
"Tamam bunu alıyorum."
Aldığımız kıyafetleri Ethed'in getirdiği büyük bez çantanın içine dikkatlice katlayıp yerleştirdik. İkindi vaktine kadar gezmeye devam ettik, çoğunlukla Ethed'i takip ediyordum. Kalabalık arasında insanları ve tezgahları izleyip, dinliyordum. Çeyizini dolduran genç kızlardan, yaşlı ailesinin kışı rahat geçirmesi için yeni kazandığı parayla kışlık bakan bir oğlana, açılacağı deniz seyahati için oğluna muska alan yaşlı bir anneye kadar bitmeyen hikayeler vardı. Farklı kaderler, bunların getirdiği tercihler. Hepimizi bu noktaya getirmişti, belki de tercihlerin kendilerinden çok onların nedenleri bizi sürüklüyordur.
İnsanın seçebileceği tek şey kendi kararları, bunu elinden aldığında geriye kalan şey ne? Nedenlerimizi sorgulamazsak çıkabileceğimiz neresi? Hepimiz yağan kar gibiyiz, birbirinden farklı ve özel olsak da nereye varacağımız, neden varacağımız ve sonunda ne olacağımız belli. Hala kendimize özel demeye hakkımız var mı?
Kendime yeni bir av pantolonu ve çizme de almıştım, onun dışında alışverişin çoğunu Ethed yaptı. Üç farklı gecelik arasında kalıp üçünü de almaya kalktığında onu durdurmam gerekmişti. Kasabanın sonuna vardığımızda bir süre iskele kenarında oturup mal yükleyip indiren gemilerin telaşlarını izledik, nazik kış güneşi ve masmavi denizin birleşmeye başladığı ufuk çizgisinden gelen rüzgar insanı rahatlatıyor, dinlendiriyordu. Denizden esen rüzgarın burnumuza doldurduğu deniz kokusunu özlediğimi fark etmiştim. Maradon'da bu kokuyu sık sık duyardık, tabii yanın da sidik ve çürümüş sebze kokusu da gelirdi. Burası nispeten daha temizdi.
Tabii bir de gökyüzündeki kuşağı andıran çatlak vardı, hala nasıl tabir edeceğimi bilmiyordum. Yaydığı parlak ışıklar git gide artmaya başlamıştı. Bana ait bir Auora...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİR [2] - MİRAS
FantasySAHİR - Balamir Efsanesi isimli kitabın devamıdır. Geçmişin sırları ve gömülü kabusları birer birer ortaya çıkarken, Balamir'in dünyaya açtığı savaş başlar. Dünyayı sarsacak kadının intikamı altında, kader hiç tanışmaması gereken insanların iplikler...