Bölüm 8-6 Sahir Ryita Efsanesi

284 95 8
                                    


   "Yıldız kadar parlak, onun kadar uzak."


   "Yanlış yanlış. Hayır, çok yanlış."
Kucağımda yatan Pofuduk'u sakince yanda duran koltuğa bıraktım, uykusundan uyanan kedi öne patilerini ileriye doğru esneterek gerindi ve meraklı mavi gözleriyle çevresine bakınmaya başladı. Ayağa fırladıktan sonra Halit'e baktım, sakince ellerimi sallamaya başladım. Bundan keyif alıyordum, genelde durum tam tersi olurdu.

"Sol ayağını daha hızlı ve sert geriye atmalısın, bu dans bir savaş dansı adımların sağlam ve kendinden emin olmalı."

Halit anlından düşen terleri silip giydiği gömleğin kollarını bir kez daha katladı. Kırışmış soluk çim yeşili gömlek defalarca katlanmaktan iyicene kırışmıştı. Bezginliği yüzünden belli oluyordu yine de onaylar anlamda kafasını sallayıp dans provasına baştan başladı. Ellerimi çırparak dans müziğinin ritmini taklit ediyordum. Açıkçası Halit'in öğrenme hızı beni de şaşırtmıştı, dans konusunda yetenekli olduğunu biliyordum ama bu provayı iki gündür toplam beş saat kadar yapmıştık. Şimdiden benim kadar iyi olmuştu bile, provalarımız sırasında onu azarlama fırsatımı yavaş yavaş kaybetmek sinir bozucu olsa da içten içe gelişmesini takdirler karşılıyordum.

Yarattığım her ritimle Halit'in hareketleri daha da hızlanıyordu. Dans eski bir Kara'hzer savaş dansıydı ama eğlenceli bir ritmi ve koreografisi vardı, insanların da izlemek hoşuna gidiyordu. Bu dansı şu an için Kaçak Cennet'te öğrenmiş tek kişi bendim. Ama dansın yapısı birden fazla kişi için daha uygun olduğundan diğerlerinin de bunu öğrenmesini istiyordum. Fikrim hemencecik kabul edildiğinde ilk öne atılan kişi Halit olmuştu. Buna en başta şaşırmıştım, Halit'in benimle dans etmeye ve daha çok çalışmaya vakit ayırmak istemesi şaşkınlığımın asıl sebebiydi. Bundan öte son zamanlarda Halit'in bizden biraz uzaklaştığını hissediyordum, arada tek başına kimseye haber vermeden çekip giderdi. Tahminim bu çekip gitmelerin rotası şehirdeki tapınaklardı.

Belki de fazla düşünüyordum, kimileri için yalnızlık bir ihtiyaçtır arada bir onlara bu fırsatı vermeliyiz. Endişelerimiz ve bizden uzaklaşmaları; hissettiği duyguların ve hayatın ağırlığının kendisinin bir yansıması olabilir. Çoğu zaman insanlar birinin davranışlarındaki garipliği sezerken bunun kendi yaşamı ile doğrudan bağlantısı olduğunu düşünür, ben de farklı değildim.

Dansın sonuna yaklaşırken Halit tam tarif ettiğim şekilde sol ayağı ile bitiş numarasını yapmıştı. Sonra aniden kollarını sallamaya başladı, istemeden telaşla ses çıkardı ve dizlerinin üstüne kapaklandı.

"Noldu?"
Telaşla sahnenin üstüne zıplayıp yanına geldim. Halit ise acıyan dizini ovarken tiz bir sesle konuştu.
"Tahtalardaki çürüme yayılmaya başlamış. Bastığım tahta esnedi."

Halit'in adımını bastığı noktaya kafamı çevirdim, gerçekten aşağıya doğru belirgin bir göçük oluşmuştu. Eski sahnenin zaten bir çeyreği kullanılabilir haldeydi, zaman içinde bunu da kaybedeceğiz gibi görünüyordu.

"Sen iyi misin? Dizin nasıl?"
Elimi kalkmasına yardım etmek için uzatmak istemiştim ama bunu yanlış anlayacağından korktuğum için vazgeçtim.
"Bir şey yok sanırım... Biraz dinlensem geçer."

Halit yavaşça belini doğrultup sahneden kayarak köşesine geldi ve dikkatlice aşağı atladı. Sadece dört karışlık bir yükseklikten atlamıştı ama yine de canı çok yanmış gibiydi. Seker adımlar ve kendini sıkmasına rağmen istemsizce çıkan inlemeler arasında yavaşça en önde duran eski koltuklara kendini attı.
Pofuduk küçük bedeniyle koltuğun köşesine doğru zıplayıp Halit'e sürtünmeye başladı. Halit bir anlığına acısını unutmuş gibi görünüyordu, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle Pofuduk'un çenesini parmağının ucu ile hafifçe kaşımaya başladı. Memnun olmuş kedi gözlerini kapatıp kendini Halit'e doğru bıraktı.

SAHİR [2] - MİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin