Şelale

682 55 106
                                    

Öncelikle herkese merhaba 💜

Fic nasıl gidiyor bilmiyorum ama umarım iyi gidiyordur

Bölüme başlamadan önce söylemek istediklerim var.

Bu fici yazarken hep acaba smut olur mu  düşünceleriyle yazıp yazmama arasında kalarak ilerliyordum ve çok utanarak da olsa yazdım.
Okuyacakların umarım yaş ortalaması tutuyordur tutmuyorsa geçsinler

Smuttan rahatsız olanlar için öncesinde uyarı koydum bölümü oraya kadar okuyup geçebilirler zaten çok bir şey kaybetmezler 🌸

Bir de bölüm sayısı fazla olmasına rağmen aslında bölümler kısa olduğu için ficteki karakterlerim 29. Bölümde daha yeni ilerleme kaydediyor. o yüzden biraz üzgünüm  ama artık bölümleri daha uzun yazıp sıkmadan bitireceğim.

(...)

Hyungumun Harewell sürüsüne teslim olmasının üstünden beş gün geçmişti. Bu beş günde beni götürdükleri odadan dışarı adımımı atmamıştım. İlk günümü sadece ağlayıp sinir kriziyle bir yerlere saldırarak geçirmiştim. Diğer günler ise şimdi yaptığım gibi koltukta oturarak sessizce camın önündeki pencereden dışarıyı izliyordum.

Bu beş günde ara ara kontrol etmek amaçlı Changbin ve Jisung geliyorlardı. Jisung yanımda saatlerce beni neşelendirmek için bir şeyler anlattığında ise kısa cevaplar verip gülüp geçiyordum. Yine kafamı dağıtmak için gelip sohbet ettiği anlardan birindeydik.

" jeongin nasıl?" Onun alakasız sohbetini kesip ne zamandır merak ettiğim soruyu sordum.

" o da senin gibi odasından çıkmıyor ama sen en azından bizimle konuşuyorsun o bizimle bile konuşmuyor" söyledikleriyle üzgün bir şekilde kafamı salladım.

Linoya seni affetmeyeceğim dedikten sonra odama çıkmış ve bir daha onunla iletişime geçmemiştim çünkü bana söz veren sadece oydu diğerlerinin bir suçu yoktu. Jeongin ise sanırım hepsini bir şey yapmamakla suçluyordu.

Lino günde birkaç kez yanıma gelip benimle konuşmaya çalışsada onu görmezden geliyordum. O da benim gibi sessizliğe bürünüp saatlerce karşı koltuğumda beni izliyordu ve bu durum beni çıldırtıyordu hala nasıl sessiz kalabiliyordu açıklayacağı bir şey yok muydu.

" suratını asma Felix. biliyorum hayal kırıklığına uğradın ama Lee Know da kaç gündür sizin gibi. O da böyle olsun istemezdi. Hyunjini geri getirmek için ne kadar çabaladığını bilmiyorsun" histerik bir gülümseme verdim.

" eğer hyungumun o adi adamlarla gitmesine izin vermeseydi bu kadar çabalamasına gerek kalmayacaktı" Jisung elini bacağıma atıp sıvazladı.

" felix onun vereceği karar sadece kendisiyle alakalı değildi düşünmesi gereken sürü halkı var. Eğer hyunjinin gitmesine izin vermeseydi bu kararının arkasında kimse olmayacaktı"

Ellerimi saçlarımın arasından geçirip bıkkın bir nefes verdim. Jisungun dediklerini ben de düşünmüştüm ama Lino da tutamayacağı sözleri neden vermişti?

Aşağıdan gelen bağırışmayla Jisungla birbirimize baktık. Bulunduğumuz sürü evi üç katlıydı ve biz en üst katındaki odalardan birinde olmamıza rağmen bahçeden gelen bağırışmayı çok rahat duyabiliyorduk.

Bahçeden geldiğine emin olduğumuz bağırışmanın sebebini öğrenmek için odamdaki pencerenin önüne geldiğimizde gözlerimi devirdim bir bu eksikti.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin