Hyungum ve Jeonginle eve gittikten bir saat sonra kapı zili çalmıştı. Gelenin Lino olduğunu düşünerek oturduğumuz koltuklardan kalkıp kapıyı açtım.
Kapıyı açmamla yorgun bakışlarla bana bir gülümseme sunan Linoyla karşılaştım. Bende gülümseyip selam verdim.
"Sürü liderliğinin ilk günden bu kadar yoracağını bilmezdim"
" küçüklüğümden beri hemen hemen bu tempodaydım alışkınım ben. bu duyguya değer" sürü liderliği için çok hırslıydı ve istediği olmuştu. Pişmanlık duymamasına sevinmiştim.
İçeri geçtiğimizde koltukta oturanların neden burada olduklarını sorgular bir bakış attı. Uzun uzun hyunguma baktı.
" ben bunu tamamen unutmuşum" diyerek kendi kendine konuştu.
Sırtını patpatlayıp kalktığım koltuğa geri oturdum.
" hoşgeldin yakışıklı hyungum" gözlerimi devirmeden duramadım. Eve geldiğimizden beri ben yokmuşçasına hyungumla flörtleşiyorlardı nihayet hayat belirtisi veriyordular.
Lino Jeonginin yeni farkına varır gibi derin nefes verdi.
" IN senin evin barkın yok mu"
" yok! "
" hep canımı sıkıyorsun" Linonun dediklerine kalbini tutup yalandan üzülmüş gibi yaptı.
" şovu kes hadi lavuğu anladım" hyungumu işaret etti. " sen de başıma çıkma be güzelim zaten çok yorgunum"
" lavuk?"
" lavuk"
Jeonjinle aynı anda konuşmamızla gözlerini kırpıştırdı. Bu tepkiyi bizden beklemiyordu sanırım.
Hyunjin hyungum oturduğu koltuktan kakarak" sürü lideri olduğun için mi böyle konuşma hakkını kendinde buluyorsun bilmiyorum ama haddini aşma" Linonun omzunu sert bir şekilde patpatladı. Bu hyungumun dilinde eğer böyle konuşmaya devam edersen iyi bir dayak yersin demekti.
Lino, hyungumun onunla bu şekilde konuşmasına sinirlenmiş olacakki üstüne doğru yürüdü birazdan kavga çıkacaktı.
" sende bir şeyler var ispatlayamadığım çok kıl oldum lan sana!"
Hemen aralarına girip ellerimle karınlarına bastırıp uzaklaştırmaya çalıştım. Jeongin de Linoyu uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Onun hyunguma söyledikleri beni çok rahatsız etmişti. Sevmeyebilirdi ama evindeki bir misafire bu üslupla konuşması yanlıştı.
" hyung evindeki misafire nasıl böyle konuşabiliyorsun" düşündüklerimi dile getirmişti "bu olayın daha fazla uzamaması için hyunjini kendi evime götürüyorum."
Jeonginin söylediklerine itiraz etmek için ağzımı açacaktımki
" felix, ben jeonginle gidiyorum"
" Jeongin? birde gerçek ismini mi söyledin tanımadığın birine" Lino daha çok sinirlenmişti.
"Tanışmak için söyledim işte" böyle bir ortamda bile nasıl espri yapmaya çalışıyordu anlamıyordum.
" Jeongin hiç sırası değil bence" diyerek araya atladım.
" hayır efendim bu yabancıyla tek kalamazsın"
" ne bekliyorsun bu söylediklerinden sonra burada mı kalacak ben de onlarla gitmek istiyorum" diyerek söze girdim.
Lino burun kemerini sıkıp kafasını eğdi. Kafasını kaldırıp kolumdan tuttu yukarı kat merdivenlerine sürükledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mole (minlix)
FanficLee Know'un sürüsüne köstebek olarak gönderilen Felix'in hikayesi (Yetişkin İçerik ❗️)